VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


2 posters

    ""Kuran'da başörtüsü yok !""

    turanium
    turanium
    Moderator


    Mesaj Sayısı : 252
    Kayıt tarihi : 02/12/07

    ""Kuran'da başörtüsü yok !"" Empty ""Kuran'da başörtüsü yok !""

    Mesaj tarafından turanium Perş. 6 Ara. - 0:51

    “Kuran'da başörtüsü yok !”
    Bir araştırma yapan İsmet Bozdağ, başörtüsü konusunda ilginç bir çıkışta bulundu.

    14 Ağustos 2007 09:57
    ""Kuran'da başörtüsü yok !"" 106593
    Eski Başbakan Bülent Ecevit'in isteğiyle araştırma yapan yazar İsmet Bozdağ, 'Kuran'a göre, kadınların gizlemesi gereken yerleri saç ve gerdanları değil, göğüsleridir' dedi

    Yazdığı tarih kitapları ve araştırmalarıyla tanınan İsmet Bozdağ, 8 yıl önce dönemin başbakanı Bülent Ecevit'in kendisinden "Başörtüsünün Kuran'da yeri olup olmadığı"na ilişkin bir çalışma yapmasını istediğini belirtti.

    Özdağ, "Araştırmayı yaptım ve Sayın Ecevit'e sundum. Çalışmayı inceledi ve sonra, 'Tıpkı benim düşündüğüm gibi. Ancak ben bunu açıklayamam. Bence bunu siz yayın yoluyla açıklamalısınız' demişti" dedi.

    Toplam 67 kitap yayımlayan 91 yaşındaki Bozdağ, başörtüsüyle ilgili bu çalışmasını yayımlamaya fırsat bulamadığını, ancak bunu kamuoyuna açıklamayı bir borç bildiğini belirterek, İslam dininin başörtüsünü emretmediğini, Nur Suresi'nin 31. ayetinde yer alan örtünme konusunun başla değil, göğüslerin örtülmesiyle ilgili olduğunu ileri sürdü.

    KADININ 'ZİYNET YERLERİ'

    Bozdağ, "Kuran, 'Dışarı çıkarken başınıza örtü alın" diyor, ama bunu emretmiyor; 'iyi olur' anlamında tavsiye ediyor. Ancak süslerinizi gizleyin dediği yer Diyanet'in dediği gibi 'gerdan' değil, 'göğüsler'dir. Bunu bir tek Yaşar Nuri Öztürk mealinde dile getirdi" diye konuştu.

    Bozdağ, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

    "Nur suresinin 31. ayetinde ayrıntıları ile açıklanan örtünme koşullarından anlıyoruz ki, 'örtünme' herkese karşı değildir. Ev içi ilişkilerde örtünme; kadının karşısındaki insanda şehvet duygusunu uyandırmayacak biçimde giyinmesidir. Şehvet duygusunu kamçılayan 'ziynet yerleri'dir. Nur suresinin 31'inci ayetine göre, kadının ziynet yeri, yakadan sonra başlayan yer ya da başka bir yorumla, göğüs çaprazından sonrası.

    Nur suresinin 31. ayetinde, 'Gizledikleri süslerinin bilinmemesi için, ayaklarını yere vurmasınlar' deniyor.

    Kim ayaklarını yere vurmayacak? Kadınlar. Niye vurmayacaklar? Gizledikleri süslerinin bilinmemesi için. Ayaklarını yere vurdukları zaman, hangi süsleri belli olur? Göğüsleri.

    Çünkü ayaklar yere vurulunca, titreyerek varlıklarını belli eden tek kadın uzvu göğüslerdir. Ve bu kadın uzvunu Kuran, aynı ayette, 'gizledikleri süslerinin bilinmemesi için' diye niteliyor."

    Milliyet

    http://www.milliyet.com/2007/08/14/guncel/axgun01.html

    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=270396
    avatar
    kizildereli
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 7
    Kayıt tarihi : 05/12/07

    ""Kuran'da başörtüsü yok !"" Empty Kur'an'da başörtüsü yok dedi ve...

    Mesaj tarafından kizildereli C.tesi 15 Ara. - 8:18

    Kur'an'da başörtüsü yok dedi ve...
    TV programlarında "Kuran'da başörtüsünün yeri olmadığını" savunan Doç. Dr. Şahin Filiz'e soruşturma..

    12 Aralık 2007 14:11
    ""Kuran'da başörtüsü yok !"" 133063_2007-12-13
    Konya Selçuk Üniveristesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı, televizyon kanallarında mahalle baskısı `Mikro Faşizm' hakkında açıklamalar yapan Fakülte Öğretim Üyesi İslam Felsefesi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz'e, `İzinsiz olarak il dışına çıktığı ve televizyon kanallarında programlara katıldığı' gerekçesi ile disiplin soruşturması başlattı. Doç. Dr. Şahin Filiz'in Ankara'da bulunan Avukatı Ali Altay ise, müvekkilinin televizyon kanallarında programlara katılmadan önce dekanlığa yazılı dilekçe sunduğunu, ancak dekanlığın dilekçeyi daha sonraki bir tarihte işleme aldığını iddia etti.

    Selçuk Üniveristesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı, İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şahin Filiz hakkında soruşturma başlattı. `İzinsiz olarak il dışına çıktığı ve televizyon programlarına katıldığı' gerekçesi ile başlatılan soruşturmanın baskı amaclı olduğunu ileri süren Doç. Dr. Filiz'in avukatı Ali Altay, "Müvekkilim 24 Kasım 2007 tarihinde SKY Türk'de Enver Arsever'in ve 25 Kasım 2007 tarihinde de Star Tv'de Ruhat Mengi'nin programına katılarak, mikro faşizm konusunda bilimsel açıklamalarda bulundu. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı ise bilimsel açıklamalara, bilimsel olarak karşılık veremeyince `izinsiz olarak il dışına çıktığı ve televizon programlarınakatıldığı' gereçkesi ile soruşturma başlattı" dedi.

    `DİLEKÇEYİ İŞLEME GEÇ ALMIŞLAR'

    Soruşturma tebliğinin 11 Aralık 2007 tarihinde kendilerine ulaştığını kaydeden Avukat Altay şunları söyledi:

    "Bize ulaşan tebliğde 18- 24 ve 25 Kasım 2007 tarihinde bağlı bulunduğu birimden izin almaksızın il dışına çıktığı gerekçesi ile disiplin soruşturması başlatıldığı belirtildi. Dekanlık tarafından gelen daha önceki yazıda ise `24- 25 Kasım 2007 tarihleri arasında İstanbul'daki iki ayrı programa katıldığınız tesbit edilmiştir' şeklinde ifadeler yer alıyor. Şahin Filiz, 23 Kasım 2007 tarihinde dekanlığa `24- 25 Kasım 2007 tarihlerinde davet edildiğim canlı yayınlara katılmak üzere İstanbul'da bulunacağım' diye yazılı dilekçe verdi. Fakat yazılı dilekçe 28 Kasım 2007 tarihinde kayıtlara geçmiş."

    `TV'DE BİLİMSEL AÇIKLAMALAR YAPTI'

    Avukat Ali Altay, yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın `Bütün yasaklar kalkacak' açıklamasına dikkat çekerek, şöyle konuştu:

    "Yeni YÖK Başkanı `yasaklar kalkacak' diyor ama, akademik personelin açıklama yapması bir takım girişimlerle yasaklanıyor. Selçuk Üniversitesi'nde yaklaşık 5 bin akademik personel var. Akademisyenler bilimsel araştırma yapmak için sürekli il dışına çıkmak zorundalar. Bu nedenlede akademisyenlerin il dışına çıkmasını engelleyemezsiniz. Bu kadar personel arasında hangisini kontrol altına tutabilirsiniz. Ayrıca, bu şekilde akademisyenlerin, bilimsel çalışmalarını engellemiş olursunuz. Sonuçta Şahin Filiz de televizyon kanallarında bilimsel açıklamalar yapmak için programa katılmıştır. 1985 yılında çıkan yönetmeliğe göre il dışına çıkan personel bağlı bulunduğu birime il dışına çıkacağı bildirmek zorunda. Bu kanunun değiştirilmesi için 2005 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne önerge verildi ama önerge komisyonda bekliyor. Kaldı ki Doç Dr. Filiz de yazılı dilekçesini bağlı bulunduğu birime bildirmiş. Fakat dilekçe 27 Kasım 2007 tarihinde işleme konulup, 28 Kasım 2007 tarihinde kayıtlara geçiyor."

    "BAŞÖRTÜSÜ YAHUDİ GELENEĞİ" DEMİŞTİ

    Doç. Dr. Şahin Filiz, daha önce çok tartışılan açıklamalarda bulunmuştu. İşte Filiz'in İslam ve başörtüsü yorumu...

    Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz, islam dininde başörtüsünün yeri olmadığını ve Kuran'da da başörtüsünün farz olduğuna dair herhangi bir ayetin bulunmadığını ileri sürdü.

    Doç. Dr. Filiz, başörtüsünün Yahudilikte bir gelenek olduğuna dikkat çekerek, Yahudi geleneğinin İslamı etkilediğini iddia etti.

    Doç. Dr. Filiz, başörtüsünün İslam dininin bir emri olmadığını savunarak, bu konuda şu görüşleri ileri sürdü:

    “Dini temeller bakımından başörtüsü, kesinlikle dinin bir emri, ya da farz ibadeti değildir. İnançla da ilgili uygulanan bir ibadet olmadığı halde, sanki dini bir emirmiş ve farzmış gibi yansıtılıyor. Başörtüsü takılmadığı takdirde de, dini yönden büyük cezaları varmış gibi hareket ediliyor.

    Burada, siyasi ve sosyal anlamda çözüme ilişkin kamusal bir dinsellik yaratılmıştır. Normalde başörütüsü ile ilgili olduğu belirtilen ayetlerde Nur Suresi 30,31, 33. Ahzab Suresinin 59’uncu ayetlerinde, sadece bir tanesinin başötüsü ile ilgili olduğu iddia ediliyor. O da Arapların, İslam öncesinde başlarına taktıkları örtünün çeki düzeni ile ilgili bir ayettir. Daha önce Arap kadınlarının göğüsleri ve pek çok bölgeleri açıktı.

    Hatta Kabe’yi bile çıplak tavaf ederlerdi. Çıplak tavaf etmenin bir fazilet olduğunu düşünürlerdi. Örtünme ayetleri, gerek kadının, gerekse erkeğin her ikisine birden geçerlidir. Temel, kaba avret yerlerinin açık olmasından dolayı toplum içinde hoş karşılanmayan kaba avret yerlerinin (ön ve arkalarını) ve kadınların göğüslerinin örtülmesine yönelik emirlerdir.

    Ama son dönemlerde başörtüsü siyasallaştığı için, kamusal bir dinsellik yaratıldığından dolayı, insanın temel örtünmesine ilişkin ayetleri, tamamen başörtüsü simgesinde toplamışlar ve bunun bir farz ve emir olduğu söylenmiştir. ‘Başörtüsüne özgürlük ve kadına özgürlük’, tamamen siyasi ve sosyolojik bir hadisedir. Başörtüsünün farz olduğunu kimse iddia edemez.”

    ‘KURAN’DA BAŞÖRTÜSÜ DEĞİL, HIMAR GEÇİYOR’

    Kuran da başörtüsü ifadesinin yer almadığını savunan Doç. Dr. Filiz, “Kuran-ı Kerim’de sadce ‘Hımar’ kelimesi giçiyor. ‘Hımar’ kelimesi, normal bir örtüyü ifade etmektedir. Başörtüsünü değil. Giysi sıkıntısının çekildiği, hatta çıplak ibadet edildiği dönemde, Kuran’ı Kerim’in söylediği şuydu: ‘Nasıl Hz. Adem ile Havva’nın cennet açıldığında ön ve arkaları açılınca, doğal olarak, kendi yaratılışları icabı örtündülerse, siz de öyle örtünün’ demektedir. Yoksa başınızı, saçınızı örtün, örtmediğiniz takdirde yaptığınız haramdır anlamına gelmez.” dedi.

    ‘KADININ İNSAN OLDUĞUNU HAZMEDEMEDİK’

    Doç. Dr. Filiz, “Başörtüsü söyleminin arkasında yatan unsur; İslamın, insana ve kadına vermiş olduğu hak ve şeref payesini, henüz islam toplumu içine sindirebilmiş değildir.

    Kadını, insan diye görmeyen kültürden gelen müslümanlar, henüz daha islamın, kadını insan olarak görmesi emrini hazmetmiş değiller. Hala daha akademik seviyede bile cariyeler ve hür kadınlar şeklinde ayrımlar vardır. Hatta, deniyor ki, “Hür kadınlar örtünür de, cariyeler örtünmez.’ Peki kim bu cariyeler, denince. Buna cevap yok. Burada başörtüsünün, belirli sınıfa ait hür kadınların, bir simgesi olarak gösterilmesi ve başını açanların ise kadın bile sayılmadığı söylemleriyle karşılaşıyoruz.” dedi.

    Hz. Muhammed’in de başörtüsü ile ilgili net bir hadisinin bulunmadığını belirten Filiz, başörtüsü ile ilgili olan rivayetlerin birbiri arasında çelişki içerdiğini söyledi.

    ‘YAHUDİ GELENEĞİ İSLAMI ETKİLEDİ’

    Başörtüsünün Yahudi geleneği olduğunu da anlatan Doç. Dr. Filiz, Tevrat ve Talmud’da başörtüsü ile ilgili ayetlerin bulunduğunu belirterek şunları söyledi:

    “Yahudi geleneğini inceledim. Yahudilerde, ‘Başörtüsüz kadınlar iffetsizdir, namussuzdur. İffet ve namusun korunmasının ölçüsü baş örtüsüdür.

    Baş çirkindir, örtülmesi gerekir. Başörtüsüz hiçbir kadın dışarı çıkmamalıdır’ denilmektedir. Yahudi geleneği direkt olarak islamı etkilemiştir. Yoksa islamda başörtüsü kesinlikle söz konusu değildir. İslamda, oruç tutmadığınızda, tutmadığınız oruçu ya sonradan tutarak telafi edersiniz, ya da parasını ödersiniz.

    Başörtüsü, örtemeyenler ile ilgili kesin bir ceza yoktur. 76 tane temel farzdan bahsedilmektedir. Bu 76 farzda kesinlikle başörtüsü geçmemektedir. Kesin bir dini emir diyeceksiniz ve yapmayan hakkında da bunun bir cezası yok diyeceksiniz. Allah ile kul arasında diyeceksiniz. Allah ile kul arasında ise, kamusal alana dinsellik taşınmak isteniyor. Dinsel kanıtlarda dil oyunu yapılıyor.”




    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=313922

      Forum Saati Paz 19 Mayıs - 23:33