VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


    Hangi cemaat, hangi camiide etkin ?

    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    Hangi cemaat, hangi camiide etkin ? Empty Hangi cemaat, hangi camiide etkin ?

    Mesaj tarafından Admin Ptsi 2 Tem. - 20:51

    Hangi cemaat, hangi camiide etkin ?
    İstanbul'un hangi camilerinde hangi cemaatlerin ağırlığı hissediliyor ?

    08 Eylül 2006 17:52


    İsmail Ağa Camii'ndeki cinayet ve linç olayı, İstanbul'un dört bir yanındaki tarikat ve cemaatlerin kontrolü altında bulunan camileri yeniden gündeme getirdi

    Fatih'te İsmail Ağa Camii'nde yaşanan cinayet ve linç olayı gözleri tarikat camilerine çevirdi. İstanbul'un dört bir yanı tarikatlar ve mesken tuttukları camilerle dolu. Üyelerinin yoğunlukta olduğu semtlerde dergâhları olan tarikatlar, çoğunlukla kendi yaptırdığı camileri kullanıyor.

    İstanbul'da Erenköy, İsmailağa ve Gümüşhanevi dergâhları ile Nurcular, Süleymancılar ve Işıkçılar cemaatlerinin güçlü olduğu biliniyor. İslami tarikat, cemaat, grup ve oluşumların etkili olduğu ilçeler şöyle:
    Güngören, Beyoğlu, Bağcılar, Esenler, Küçükçekmece, Avcılar, Gaziosmanpaşa, Eyüp, Bayrampaşa, Sarıyer, Fatih, Zeytinburnu, Kâğıthane, Tuzla, Pendik, Sultanbeyli, Kartal, Maltepe, Beykoz, Üsküdar, Kadıköy, Şile.

    İsmail Ağa tarikat camisi değil
    Fatih'te, geçen hafta sonu bir cinayet, bir de lince sahne olan İsmail Ağa Camii'ndeki olayların ardından Milliyet'e konuşan İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, "Çalışmalarımızda tarikat ya da mezhep ayrımı yapılmaz. Bazı camilerimizin cemaati, bazı mezhebe daha yakın olabilir. Ama biz, dini hizmet verir, tümünü kucaklarız" dedi. Bütün camilerin Diyanet'in yönetiminde olduğunu belirten Çağrıcı, "Tarikat camisi bizim mevzuatımızda yoktur. Bu sosyolojik bir konudur. Dini bir konu da değildir" diye konuştu.
    İsmail Ağa Camii'ne gelenlerin kılık kıyafet kanununa uymamasıyla ilgili eleştirilere yanıt veren Çağrıcı şöyle konuştu:
    'Yetkimiz yok'
    "Camiye gelenlerin kılık kıyafetlerini düzenlemek gibi ne yasal ne de dini olarak yetkimiz vardır. Bize ait olan, camiye gelenlerin kıyafetinin namazın geçerliliğine zarar verip vermeyeceğidir. Diyanet'in bir caminin kapısına belli adamları koyup, 'Takke, sarık uygun değildir, cüppe giyemezsiniz' deyip camiye giriş engelleyebilir mi? İsmail Ağa Camii de, Diyanet tarafından yönetilen, atadığımız görevlilerin çalıştığı, herkesin özgürce gidip ibadet edebileceği bir camidir." İsmail Ağa'nın bir tarikat camisi olmadığını söyleyen Çağrıcı, "O çevredeki toplumun yaşam tarzının farklılığı, caminin bir tarikat merkezi olduğunu göstermez" diye konuştu.
    'Hassas camiler var' demişti
    İstanbul Müftüsü Çağrıcı, camilerle ilgili olarak geçen günlerde de bir açıklama yapmıştı. Salı günkü Milliyet'te yer alan açıklamasında, cemaatlerin bazı camileri kontrol altında tuttuğunu kabul etmeyen Çağrıcı, "Bazı hassas camiler olabilir tabii çevrenin özelliği gereği" demişti. Çağrıcı, hassas camilerin hangileri olduğuna yönelik soruya da, "O tarafın üzerine gitmeyin, farazi söyledim" yanıtını vermişti.

    Tarikat ve camilerin etkili olduğu bölgeler
    İşte tarikat ve cemaatlerin mesken tuttukları camilerle ilgili bilgiler:
    Erenköy dergâhı, Kadıköy'deki Zihnipaşa Camii etrafında şekillendi. Mahmut Ramazanoğlu'nun bir araya getirdiği cemaat, Nakşi tekkesi olan Kelami dergâhına bağlı.
    Halvetiye tarikatına dayanan Cerrahiler, Fatih Karagümrük'te bulunan Kethüde Canfeda Hatun Camii bitişiğindeki dergâhta buluşuyorlar. Zikirlerinde, müzik ve ibadet dışında hiçbir şey konuşulmuyor.
    Fatih İskenderpaşa Camii çevresi, Nakşibendilerin Halidiye Kolu'nun etkinliğinde. Türkiye ve yurtdışında kabul görmüş en yaygın ve en etkili dergâh olarak biliniyor.
    Işık Grubu, Eyüp'teki Kaşgari Tekkesi'nde kuruldu ve Abdülhakim Arsavi'nin ölümünden sonra müritlerden Hüseyin Hilmi Işık tarafından devam ettirildi.
    Bayrampaşa'daki Yeşil Camii'nin Nakşibendi tarikatının etkisi altında olduğu iddia ediliyor. Camiye bağlı Kuran kursunda da medrese tarzı Arapça eğitim veriliyor.
    Yine Nakşibendilerin etkisi altında olan Gaziosmanpaşa Taşoluk beldesindeki görkemli Yeşil Camii Külliyesi ibadete açıldığı gibi çocuklara da Kuran kursu veriliyor.
    Tuzla'da Nakşibendi Menzil Şeyhi Seyyit Muhammet'in vasiyetiyle yapıldığı iddia edilen külliye bulunuyor.
    Esentepe Külliyesi, helikopter pisti olarak 40 bin 363 metrekarelik alana inşa edildi. Külliyede çocuklara Kuran kursu veriliyor.
    Gaziosmanpaşa Kâzım Karabekir Mahallesi'nde, belediye hizmet alanı olarak ayrılan 3 bin metrekarelik arazi üzerinde de Evliya Çelebi Külliyesi inşa edildi. Vatandaşlar, binanın kız Kuran kursu olarak kullanıldığını iddia ediyor.
    Geçen hafta bir cinayet, bir de lince sahne olan Fatih Çarşamba'daki İsmail Ağa Camii'nin cemaati, Nakşibendi şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu'na bağlı.
    Bağcılar Ebubekir Camii, Nakşibendi tarikatı etkisinde.
    Habibler'de Mescit-i Selam Camii, Pakistan'da etkili olan tebliğciler tarikatınca kullanılıyor.

    Diyanet İşleri'nden atama için uyarı
    Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İzzet Er, imamı bulunmayan camilere bir an önce atama yapılması gerektiğini belirterek, "Diyanet'in olmadığı ortamı düşünmek bile istemiyorum" dedi. Toplam cami sayısının 77 bin 777 olduğunu belirten Er, bu camilerin 66 bin 679'unun imamının bulunduğunu, 11 bin 98 caminin kadrosu bulunmadığını, kadrosu olup görevlisi olmayan cami sayısının 5 bin 766 olduğunu belirtti. Er, "Toplumsal hayat boşluk kabul etmiyor. Boşluklar mutlaka bir şekilde dolduruluyor. Bu doldurma kamu düzeni içinde olursa, huzuru sürdürürüz. Ama Diyanet bir yere ulaşamadığı takdirde bu hizmeti bir başkası ye-rine getirir " dedi.

    Camiler Diyanet kontrolünde mi?
    CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, Fatih'teki İsmailağa Camii'ndeki linç olayıyla gündeme gelen tartışmaları TBMM gündemine taşıyarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a "Camiler, Diyanet'in kontrolünde mi, yoksa bazı tarikat ve cemaatlerin kontrolünde mi?" diye sordu.
    Sevigen, TBMM Başkanlığı'na sunduğu önergede şu sorulara yer verdi: "Bayram Ali Öztürk'ü öldüren saldırganın linç edildiği açık. Emniyet neden apar topar 'intihar etti' açıklaması yaptı? Emniyet kimi ve kimleri koruyor? Camiler, Diyanet'in kontrolünde mi yoksa bazı tarikat ve cemaatlerin kontrolünde mi? Bu cinayetler, tarikatların kendi içindeki çekişmeden mi kaynaklanıyor?"
    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    Hangi cemaat, hangi camiide etkin ? Empty İŞTE TÜRKİYE'NİN TARİKAT VE CEMAAT HARİTASI

    Mesaj tarafından Admin Salı 3 Tem. - 2:28

    İŞTE TÜRKİYE’NİN TARİKAT VE CEMAAT HARİTASI
    Tarikatlar yine gündemde

    İstanbul’da İsmailağa Camii’ndeki cinayet ve linç olayının ardından tarikatlar yine tartışılmaya başladı.


    --------------------------------------------------------------------------------
    Çoğunlukla kapalı bir ilişki ağı kuran ve içe dönük yaşayan tarikatlar, bunlardan doğan cemaatler neredeyse tüm şehirlerde faaliyette. Kökleri çok eskiye dayanan tarikatların çizgisinden geldiğini iddia eden birden fazla cemaat var. Sık sık kendi içlerinde bölünüyor, aralarında mücadele ediyorlar.

    Çoğunlukla kurdukları vakıflar aracılığıyla hareket ediyorlar. Kimileri de neredeyse holdingleşmiş durumda. Postluk bazen babadan oğula, bazen kardeşlere geçiyor. Cemaatlerin bazılarının siyasetle çok yakın bağları var, bazıları politikayla ilgilenmiyor. Ancak tüm Türkiye’nin her bölgesinde günlük hayatı ve insan ilişkilerini etkiliyorlar. Tarikatları, kurucularını, etkili oldukları bölgeleri, yaklaşımlarını araştırdık, haritasını çıkardık.

    İSTANBUL-KAYSERİ-DÜZCE-ANKARA

    Kadiri Muhammediye

    Kadiri tarikatı kökenli Muhammediye kolu İstanbul, Ankara, Kayseri ve Düzce’de güçlü. Lideri Şeyh Seyyid lakabını kullanan Muhammed Ustaoğlu. 1987’de imamlıktan emekliye ayrılan Ustaoğlu, İstanbul’da yaşıyor. Kendisinden sonra yerine geçmesine kesin gözüyle bakılan oğlu Muhittin Ustaoğlu da Diyanet İşleri’nde görevli, Düzce’de imamlık yapıyor. Cemaatin Kayseri vekili Muammer E. Almanya vekili Şükrü Oral. Muhammediye, tarikat şeceresini Kadiri tarikatının kurucusu Abdülkadir Geylani’ye dayandırmakla birlikte kendisini Nakşibendi ve Mevlevi geleneğinin parçası kabul ediyor. Zikir törenlerinde zaman zaman yaklaşık bin kişiyi buluşturmayı başarıyor.

    KÜTAHYA

    Halveti tarikatının Şabaniye Kolu

    Şeyhlik postunda Mehmet Dumlu oturuyor. Türkiye’nin en aktif Halveti tarikatı olarak biliniyor. Düzenli yaptıkları zikir törenlerine kadın ve erkeğin bir arada katılmasıyla tanınıyorlar. Kütahya merkezli cemaatin zikir törenlerine İstanbul’un yanı sıra, Bursa, Uşak, Eskişehir, Ankara ve Afyon’dan da geniş katılımlar oluyor.

    ANKARA-VAN-Ş.URFA-İSTANBUL

    Hizb-ut Tahrir

    Grup kendisini "İdeolojisi İslam olan parti" olarak tanımlıyor. Adlarını Hizb-ut Tahrir Türkiye sözcüsü Yılmaz Çelik’in İstanbul Fatih Camii’ndeki basın açıklamasıyla duyurdular. Ankara ve İstanbul’un yanı sıra Şanlıurfa ve Van’da da güçlü oldukları biliniyor. Örgüt çalışmalarını Ankara merkezli Köklü Değişim adlı dergi çevresinde sürdürüyor.

    ANKARA- ANTALYA

    Galibiler

    Kadiri-Rufai tarikat geleneğinden gelen cemaatler arasında tarikatlığını ilan eden tek kol. Şeyhleri Hacı Galip Hasan Kuşçuoğlu. Zikirde şiş çekmeleriyle tanınıyorlar. Her perşembe akşamı Ankara’nın Hüseyingazi semtindeki Tevhid Camii’nde yaptıkları zikre yaklaşık 3 bin kişi katılıyor. Müritlerin çoğu çevredeki sitelerin esnafı. Şeyh Kuşçuoğlu kendisini şöyle tanımlıyor: "Mezhep olarak Hanefi; meşrep olarak Alevi; yol olarak Kadiri-Rufai Galibiyiz." Faaliyetlerini, şeyhin adını taşıyan eğitim vakfı kanalıyla sürdürüyor. Cemaat Antalya’da da faaliyette.

    ERZURUM

    Nurcu Kırkıncı Hoca Grubu

    Said Nursi’nin ölümünden bu yana Nurcular 10’dan fazla gruba bölündü. En etkin grup Fethullah Gülen cemaati. Ancak, Nurcular içinde bir isim var ki, Said Nursi’nin ölümünden bu yana "talebeler" içindeki saygın önder konumunu hiç kaybetmiyor. Bu isim, Nurcular arasında Kırkıncı Hoca olarak tanınan Mehmet Kırkıncı. Said-i Nursi’nin, "Evlerinizi medrese yapın" çağrısına uyup Erzurum Karanlık Kümbet Medresesi’ni kuran Kırkıncı, yaşamını burada sürdürüyor. 12 Eylül darbesinden iki yıl sonra MGK Başkanı Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’e mektup yazan Kırkıncı Hoca, "Dini güçlendirmek, milleti güçlendirmektir" demiş, ima yoluyla da olsa anayasa referandumunda cemaat desteğine karşılık, cemaate destek arzusunu dile getirmişti. Bu tavrı nedeniyle Nurcular arasında eleştirilse de, müridleri ve Gülen’i Nurcu yapan hocası olduğu için, Gülen Cemaati taraftarları arasında özel bir otoriteye sahip.

    TRABZON

    İcmalciler

    Kadiri Tarikatı’nın İcmal Kolu’nun lideri Haydar Baş son dönemde çalışmalarını Bağımsız Türkiye Partisi adıyla sürdürüyor. Parti, 3 Kasım 2002 seçimlerden büyük bir yenilgiyle çıktı. Ulusal televizyon ve günlük bir gazetenin sahibi Haydar Baş’ın Türkiye’nin en zengin cemaat liderleri arasında olduğu iddia ediliyor. Trabzon ve çevresinde güçlü. Baş’ın ismi Trabzon’daki rahip cinayeti sonrasındaki tartışmalarda geçmişti.

    İSTANBUL-BURSA

    Cerrahiler

    Halveti tarikatına dayanıyor. Dergahları, İstanbul’da Fatih-Karagümrük’teki Kethüda Canfeda Hatun Camii bitişiğinde. Zikirlerinde, müzik ve ibadet dışında hiçbir şey konuşulmuyor. Müritleri arasında çok sayıda tanımış ses sanatçısı bulunuyor. Tarikatın Tophane’deki Kadiriler yokuşundaki Kadirhane’sinde düzenlenen zikir törenleri neredeyse turistikleşmiş durumda. Kadirhane’nin şeyhi Ahmet Misbah Erkmenkul. Celvetiye tarikatına bağlı İsmail Hakkı Bursevi tarafından kurulan Hakkıye kolunun müritleri ise en çok Bursa’da yaşıyor. Kurucularının adını taşıyan bir vakıfları var.

    İSTANBUL-ANKARA-ÇORUM-BOLU

    Uşşakiler

    Halveti Tarikatı’nın bir kolu Uşşakiye. Merkezi İstanbul Kasımpaşa. Kurucusu Pir Hüsameddin’in türbesi de bu semtteki aynı isimli camide. Tarikatı kamuoyuyla tanıştıran isim İbrahim İpek. Uzun yıllar sessiz faaliyet gösteren tarikat onunla birlikte ün kazandı, İpek Yolu adlı yeni bir cemaat oluştu. İpek’in 2000 yılında ölümünün ardından posta 44 yaşındaki eski milli güreşçi Fatih Nurullah oturdu. Nurullah tarikat nüfusunu artırmak için herkese açık kutlamalar, piknikler düzenliyor; zikirleri tarikat üyesi olmayanlara da açıyor. Tarikatın Kasımpaşa’daki merkezi her sene Bolu’da ve Çorum’da düzenlediği "Devran" adlı zikir törenleriyle tanınıyor. Bolu’daki son devrana 2 bin kişi katılmıştı.

    ADIYAMAN-ANKARA-AFYON-SAKARYA-İSTANBUL

    Menzilciler

    Nakşibendi Tarikatı’nın Menzil Kolu adını Adıyaman’ın Menzil köyünden alıyor. Cemaatin en ünlü ismi, uğradığı zehirli iğne saldırısından bir süre sonra hayatını kaybeden Raşit Erol. Şeyh postunda şimdi kardeşi Abdülbaki Erol oturuyor. Şeyh adaylarından Fevzettin Erol ise şimdilik cemaatin Ankara ve Afyon örgütlenmesini yönetiyor. Menzilcilerin Ankara çevresi "Semerkant Grubu" olarak da adlandırılıyor. Fevzettin Erol, yılın bir bölümünü de Afyon’daki merkezde geçiriyor. Cemaat ekonomik gücünü özellikle kendilerine derviş adını veren müritlerin kurduğu şirketlerin belediyelerden aldığı ihalelerle arttırıyor. Raşit Erol’un "İmanı kurtarmanın ve pekiştirmenin kafi olduğu bir devir yaşıyoruz" anlayışıyla hareket eden cemaatin Adıyaman Menzil ve Ankara merkezleri özellikle alkol bağımlılığından kurtulmak isteyen kişilerin ilgi odağı.

    SİİRT- ANKARA- İSTANBUL- ELAZIĞ

    Tillocular

    Kurucuları Sultan Memduh Hazretleri’nin türbesinin bulunduğu Siirt’in Tillo beldesi manevi merkezleri. Süryanice "Yüksek Ruh" anlamına gelen Tillo geleneği Kadiri Tarikatı’nın en güçlü kollarından. Siyasete uzak durmaları nedeniyle İcmalcilerden, Kadiri-Rufai geleneğinde faaliyet sürdürmesi nedeniyle de Galibilerden ayrılıyor.

    HATAY-GAZİANTEP-ŞANLIURFA-KİLİS-MARDİN-BATMAN

    Hazneviler

    Türkiye Kürtleri arasında en güçlü Nakşibendi cemaatlerinden biri. Merkezi Suriye’de. Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Batman ’da örgütlüler. Cemaatin şeyhi Muhammed Haznevi yılda en az bir kez Türkiye’ye gelip, zikir törenlerini yönetirdi. Geçen yıl öldüğünde, binlerce Türk müridinin cenaze töreni için Suriye’ye geçmek istemesi haber bültenlerine konu olmuştu. Şeyhliği Muhammed Haznevi’nin oğlu Muhammed Muta Haznevi üstlendi.

    SAKARYA-DÜZCE-BURSA

    Hakikatçılar

    Hemen hemen tüm cemaatlere karşı yürüttüğü mücadeyle tanınan Hakikatçılar’ın şeyhi Ömer Öngüt. Adapazarı’nda yaşıyan Öngüt, Cemalettin Kaplan, Fethullah Gülen, Necmettin Erbakan, Süleymancılar, İsmailağa Cemaati ve Diyanet’e yönelik ağır eleştiri içeren kitaplarıyla tanınıyor. Sakarya başta olmak üzere Düzce, Bursa ve Ankara’da önemli sayıda müride sahip. Tarikat, şeyhe mutlak itaat ilkesiyle yaşıyor.

    KAYSERİ

    NakşibendiYahyalı Cemaati

    Kayseri’de Gülen Cemaati’yle birlikte en güçlü dini grup. Nakşibendi tarikatının Anadolu’daki en önemli kolları arasında. Yahyalı Hacı Hasan Efendi’den alıyor adını. Şimdi şeyh postunda oturan kişi Ramazan Dinç. Cemaat, Kayseri’deki sanayi gelişimine paralel olarak hızla büyüdü. Müritleri arasında Kayseri’nin önde gelen işadamları bulunuyor.

    İSTANBUL

    Işıkçılar

    Seyit Abdülhalim Arvasi’ye bağlı Hüseyin Hilmi Işık’ın kurduğu cemaat günümüzde İhlas Holding şemsiyesi altında büyüdü. Cemaatin lideri Enver Ören’in rahatsızlığı ve İhlas Finans’a el konulması cemaatin güç kaybetmesine neden oldu.

    TÜRKİYE’NİN EN YAYGIN İKİ CEMAATİ

    Gülen Cemaati ve Nurcular

    Türkiye’nin tarikat ve cemaat haritasında Nurcular ağırlıklı yer işgal ediyor. Tarikatın en ünlü ismi Fethullah Gülen’in etkinlik alanı Türkiye’nin tüm illerini kuşatıp, tarikat okulları kanalıyla Afrika’dan Uzakdoğu’ya uzanıyor. 1941 doğumlu Gülen, 1970’lerden itibaren Nur hareketi içinde gözyaşı eşliğindeki vaazlarıyla kendi yolunu çizdi. Akyazılılar ve Türkiye Öğretmen Vakfı gibi kuruluşlarla başlayan örgütlenmesi bugün büyük bir ekonomik ve siyasi güce dönüşmüş durumda. Cemaatin medyadan eğitime, finansa, sağlık sektörüne kadar pek çok alanda yatırımı bulunuyor. Gülen uzun süredir ABD’de yaşaması, olası vefatı sonrasında bu büyük ekonomik gücün nasıl paylaşılacağı belli değil. Nur cemaatinin içinde adı sık geçen diğer gruplar şunlar: Liderliğini Mehmet Kutlular’ın yaptığı Yeni Asyacılar (İstanbul), liderleri İzzet Yıldırım, Hizbullah tarafından kaçırılıp öldürülen Med-Zehra Vakfı çevresi (Doğu-Güneydoğu Anadolu), Müslüm Gündüz liderliğindeki Aczmendiler (Elazığ-İstanbul), Yeni Nesilciler, Yazıcılar

    Süleymancılar

    Cemaatin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan, soyunu Nakşibendi Şeyhi Selahaddin İbni Seracettin ’e dayandırıyor. Zamanla bağımsız bir yol izledi. Kurduğu Kuran kurslarından yetişen öğrenciler, hocalarının mehdiliğine iman edip, Süleymancılar cemaatini oluşturdu. Ege ve Akdeniz bölgelerinde güçlenen Süleymancılar zamanla tüm yurda yayıldı. Faaliyetlerini "kurs ve okul talebelerine Yardım Dernekleri" adı altında yürütüyor. Hakikatçılar’ın şeyhi Ömer Öngüt, Süleymancılar’ı "Dinleri Süleymancılık, imanları para, huyları gasp, meslekleri de dilencilik olan bir cemaat" olarak adlandırıyor. Türkiye’nin her ilinde en az bir Kuran kursuna sahip cemaatin, kurs ve öğrenci yurtlarının toplam sayısının 1500’ü bulduğu söyleniyor. Tunahan ’ın ölümünün ardından cemaat liderliğine Kemal Kaçar geçti. Onun vefatı sonrasında ise cemaat her ne kadar reddedilse de iki kardeş Ahmet Denizolgun ile Beyazıt Denizolgun arasında bölündü.

    İSTANBUL-ANKARA

    İskenderpaşa Cemaati

    Geçmişi 1800’lü yıllara, Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi’ne uzanıyor. Uzun süre, Gümüşhanevi tekkesi cemaate ismini verdi. Mehmet Zahit Kotku şeyhlik postuna oturduktan sonra, görev yaptığı İskenderpaşa Camii tarikata ismini verdi. Kotku’nun ölümünden sonra liderliğe geçen damadı Prof. Esad Coşan da 2001 Şubat’ında Avustralya’da trafik kazasında öldü. Post oğlu Nurettin Coşan’a kaldı. Esat Coşan, tarikatı kurduğu vakıflar sayesinde büyüttü. Bunların en etkini Hakyol Vakfı. Koşan, İlim Kültür ve Sanat Vakfı ile Sağlık Vakfı’nı da kurarak örgütlenmeyi genişletti. "Hanım Dernekleri"yle kadın örgütlenmesine yöneldi. Şu andaki lider Nurettin Coşan, dini eğitiminin yanı sıra New York’ta işletme öğrenimi gördü. Babasının isteğiyle 1996’da aile şirketi Server Holding’in yöneticiliğini üstlendi. Ticari faaliyetleri ve seyahatleri nedeniyle liderlik görevini yerine getiremediğini iddia eden bir grubun muhalefet başlattığı ve tarikattan koptuğu söyleniyor. Siyasetin birçok önemli ismi cemaatle gönül birliği içinde: Eski cumhurbaşkanı Turgut Özal, başbakana Recep Tayyip Erdoğan, Korkut Özal, maliye bakanı Kemal Unakıtan, bir dönem için dahi olsa Necmettin Erbakan. İskenderpaşa Tarikatı’nın bir de siyasi partisi var: "Sağduyu Partisi." Recep Tayyip Erdoğan’ın, 3 Kasım 2002 Seçimleri sonrasındaki ilk cuma namazını Ankara’nın Dikmen semtindeki Mehmet Zait Kotku Camii’nde kılması bu gönül bağının sembolik işareti olarak değerlendiriliyor.

    İZMİR-MANİSA-AYDIN

    Melamiler

    Melami Tarikatı’nın kamuoyu önüne çıkan en önemli ismi Ahmet Arslan. Emekli astsubay Arslan, Şeyh Hasan Özlem’in 1996’da ölümünün ardından posta oturdu. 66 yaşındaki Arslan, Manisa’nın Salihli ilçesinde yaşıyor. Cemaatin Aydın, Adana, Uşak ve İzmir’de mürit grupları bulunuyor. Tarikatın diğer önemli ismi Davud Yılmaz. 73 yaşında, İzmir’de yaşıyor ve küçük bir cemaati kontrol ediyor. İstanbul’da da takipçileri var. "İbadet gizli, gösterişsiz olmalı" yaklaşımını savunan Melamiler genellikle ev toplantılarında bir araya geliyor.

    İSTANBUL-KONYA-ANKARA

    Erenköy Cemaati

    Kökleri Kelami Dergahı’na ve şeyhi Erbilli Mehmet Esat’a dayanıyor. Mehmet Esat, tekkeler kapatılınca Erbil’deki arazilerini satıp, İstanbul’a yerleşti. Erenköy’de bir köşk aldı, cemaatin temellerini attı. Menemen Ayaklanması’na karıştığı iddiasıyla gözaltındayken rahatsızlanıp hayatını kaybetti. Erenköy Cemaati, Mehmet Esat’ın halifesi Mahmud Sami Ramazanoğlu’nca kuruldu. Nakşibendi geleneği içinde, esnaf ve işadamlarının kolu olarak biliniyor. Ramazanoğlu’nun ardından cemaatin dini sorumluluğunu Musa Topbaş üstlendi. Onun ölümüyle üç isim ön plana çıktı: Yeni Şafak’ın eski başyazarı Ahmet Taşgetiren, Eymen Topbaş ve Konya’da yaşayan Tahir Büyükkörükçü. Şeyh postuna Büyükkörükçü’nün oturduğu ileri sürülüyor. Konya’da Erenköy Mahallesi’nde yaşayan Büyükkörükçü bir dönem Milli Selamet Partisi milletvekilliği de yapmıştı. Erenköy Cemaati’nin Ankara örgütlenmesini ise Muradiye Vakfı yürütüyor.

    İSTANBUL

    İsmailağa Cemaati

    Kurucusu Ebuishak İsmail Efendi, 1723’te Fatih’te adını taşıyan camiyi inşa ettirdi. Ölümünden sonra cemaati tarikat yoluna girdi. Şeyh Batumlu Ali Haydar Efendi, 1960’da ölene kadar liderliği yürüttü. Görevi İsmail Ağa Camii imamı Mahmut Ustaosmanoğlu devraldı. Cemaat İstanbul’un merkezi Fatih’te, Türkiye’nin en dikkat çeken İslami gettosunu oluşturdu. Sarık, şalvar ve cübbeli giyimleriyle diğer Nakşibendi gruplarından ayrılıyorlar. İsmailağa Cemaati, Ustaosmanoğlu’nun kökeni nedeniyle İslami gruplar içinde "Oflular" olarak da tanınıyor. Cemaatin önde gelen bazı isimlerinin Salih Mirzabeyoğlu liderliğindeki İBDA-C ile birlikte hareket etmesi, grubun radikalleşme potansiyelinin bir kanıtı gösteriliyor.

    HÜRRİYET / Okan KONURALP
    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    Hangi cemaat, hangi camiide etkin ? Empty Türkiye, tarikat ve cemaatlerle dolu

    Mesaj tarafından Admin Salı 3 Tem. - 2:35

    Türkiye, tarikat ve cemaatlerle dolu
    Osmanlı padişahlarından günümüz siyasilerine Türkiye'de tarikat gerçeği..

    18.09.2006 12:09

    Osmanlı'da padişahlar bile tarikat üyesiydi. Cumhuriyet hepsini kapattı ama yok edemedi. Bugün hâlâ Türkiye'nin her yerinde bir tarikatı, cemaati bulmak mümkün. Günümüz siyasetçisi de yine tarikat üyesi.

    Tarikat ve cemaat gerçeği Türkiye'de sık sık gündeme geliyor. Ama hep olumsuz örneklerle. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu bu durumu sorgulayan soruları Camide tarikat yoktur açıklamasıyla geçiştiriyor. Oysa İslam tarihi uzmanı Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Akgündüz tam aksini söylüyor. Prof. Akgündüz Nerede cami varsa orada tarikat vardır. Bunun aksini söylemek 1400 yıllık geleneği bilmemektir diyor. Gerçekten SABAH'ın araştırması da Türkiye'nin tüm illerinde ve ilçelerinde farklı farklı da olsa pek çok tarikatın, cemaati, şubesi, kolu ya da üyesi bulunduğunu gösteriyor. Belki çıplak gözle bakıldığında hemen görülmüyor ama aslında Türkiye'nin her yeri tarikat ve cemaatlerle dolu....

    11. ASIRDA ORTAYA ÇIKTI

    İslam dininde önce mezhepler ve itikadı yönlendiren ekoller ortaya çıktı. 9. yüzyılda ortaya çıkan bu mezhep ve ekollerin ardından 11. yüzyıldan sonra da tarikatların ortaya çıkışı başladı. Bugün İslamiyetin yayıldığı çok geniş coğrafyada binlerce tarikat ve cemaat faaliyet gösteriyor. Ancak bu tarikatların pek çoğunun Türkiye açısından önemi yok. Zira bunların çoğu ya bilinmiyor ya da bilinse bile Türkiye'de kolu ya da müridi bulunmuyor. Halen Türkiye'de faaliyetini sürdüren tarikatların kökeni ise Osmanlı'ya ve Osmanlı öncesi Selçuklu'ya dayanıyor. Yüzyıllar boyunca bu coğrafyada ortaya çıkan tarikatlar isim değiştire değiştire, bazen bu isim değişikliği sırasında bir takım esaslarını da değiştirerek günümüze ulaşıyorlar. Örneğin bugün Türkiye'de varlığını sürdüren tarikatların Kadirilik, Nakşilik, Bektaşilik ve Halvetilik gibi dört ana koldan geldiği söylenebilir.

    EN ESKİ TARİKAT

    Zaten tarihsel sıralamaya bakıldığında bunlar arasında en eski tarikatın Kadirilik olduğu görülür. 11'inci yüzyılda ortaya çıkan Kadirilik'ten 12'nci yüzyılda Rıfailik doğuyor ve ayrı bir tarikat haline geliyor. 13'üncü yüzyılda Bektaşilik, 14'üncü yüzyılda da Halvetilik ve Nakşilik doğuyor. Yine 14'üncü yüzyılda Bektaşilik geleneğinden gelen Mevlevilik ve Bayramilik ortaya çıkıyor. Tarikatların ortaya çıkış ve yayılma sürecinde biraz da tarikatlara tepki olarak bazı akımlar da gelişiyor. Örneğin dini ve ibadeti bir gösterişe dönüştüren tarikatlara karşı ibadetin gizliliğini savunan Melamilik ortaya çıkıyor. Keza bugün İslamcı şiddeti ortaya çıkardığı söylenen Vahabilik de benzer dönemde tüm tarikatları din dışı nitelendirerek tarihteki yerini alıyor. Ortaya çıkışından bir süre sonra tarikatların bir çoğu ya bölünüyor ya da yeni liderinin adını alarak isim değiştiriyor. Bu nedenle günümüzde birbirinden ayrı tarikatmış gibi değerlendirilen kimi tarikatlar da pekala aslında aynı tarikatın kolu olarak değerlendirilebiliyor. Ya da tam tersi bir kol ya da cemaat, içinden çıktığı tarikattan çok farklı bir noktaya ulaşıp tarikatlaşıyor. Bu durumda her ikisini de bir tarikatın kolu gibi değerlendirmek mümkün olamıyor. TASNİFİ ÇOK ZOR Günümüzdeki tarikatlara ve cemaatlere bakıldığında bunları bir çırpıda tasnif etmek, kimin tarikat kimin kol kimin cemaat ya da siyasi hareket olduğu konusunda çelişkiler ortaya çıkabiliyor. Örneğin Rıfailik, Kadirilik'ten çıkan bir kol olduğu halde artık ayrı bir tarikat olarak nitelendiriliyor. Ya da Nurculuk zaman zaman bir tarikat zaman zamansa Nakşiliğin bir yorumu olarak değerlendirilebiliyor. Keza İBDA-C, Hizbullah, Hizbu-t Tahrir ya da Milli Görüş gibi tarikat olmayan, hatta farklı tarikat ve cemaatlerden gelen bireyleri de içinde barındıran siyasi örgütlenmelere de bu tasnifte kolay kolay yer bulunamıyor.

    Cumhuriyet Öncesi

    SELÇUKLULAR'DAN itibaren Osmanlı döneminde bile tarikatlar sokaktaki sıradan insanlar kadar padişahların da gittikleri kurumlar oldu. Örneğin Sultan II. Abdülhamit Dardavi ya da Şazeli olarak tanınan tarikata bağlıydı. Üstelik onun döneminde Rıfai şeyhi de Saray'da yaşıyordu. Sultan Reşad'ın Mevlevi olduğu biliniyordu. Cumhuriyet dönemi öncesinde tarikatlara tanınan toleranstan yola çıkarak hepsinin faaliyetini sürdürdüğü söylenebilir. Reşat Ekrem Koçu'nun İstanbul Ansiklopedisi'nde yer alan listeye göre, Cumhuriyet'e kadar varlığını sürdürmüş ve bu dönemde kapatılan tarikatlar; Bayrami, Bedevi, Celveti, Cerrahi, Gülşeni, Halveti, Kadiri, Mevlevi, Nakşi, Rıfai, Saadi, Sinani ve Sünbüli'dir.

    Cumhuriyet Sonrası

    BUGÜN küçük ya da büyük gizli ya da açık olarak faaliyetini sürdüren başlıca tarikatlar ise Nakşilik, Melamilik, Bektaşilik, Halvetilik, Mevlevilik, Kadirilik, Bayramilik, Rıfailik, Vahhabilik, Yasevilik, Şazeliye, Celvetiye, Biberiye ve Ticanilik. Tabii ki buna Cumhuriyet dönemi sonrasında ortaya çıkan daha çok cemaat olarak nitelendirilen yapıları da eklemek gerek. Bunlar Nurculuk, Arvasilik, Süleymancılık ve Işıkçılık. Gerek tarikatlar gerekse Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan cemaatlerde meydana gelen bölünmelerle bu liste her geçen gün değişiyor. Ama son olarak bu listeye belli bir tarikata ya da cemaate dayanmayan özünde siyasi bir örgüt ya da oluşum olan İBDA-C, Hizbullah, Milli Görüş, Hizbu-t Tahrir gibi hareketleri de eklemek gerekir.

    'Caminin olduğu her yerde tarikat vardır'

    TARIKATLAR, cemaatler ve diğer konularda, ilahiyat camiası, Diyanet İşleri Başkanlığı ve bilim adamları, üzerine düşen görevleri yapmıyorlar. Mesela son zamanlarda İsmailağa Camisi'ndeki olayla ilgili Diyanet İşleri Başkanı'nın tutumunu şiddetle tenkit ediyorum. Tarikattaki yozlaşmayı, İslam'a aykırı durumları anlatabilirsiniz. Ama 'Camide tarikat yoktur' dediniz mi 1400 yıllık İslam tarihini inkâr etmiş olursunuz. Halbuki bunun yerine İslam'daki yozlaşmayı ve tarikatların cahillerin eline geçmesini anlatıp eleştirseler saldırmamış olurlar. Maalesef Türkiye'nin acı gerçeği bu. KIRILMA NOKTASI Tarikatlar, yasaklardan dolayı ya şirket, ya dernek ya da vakıf adı altında örgütlenmek zorunda kaldılar. Bu, kırılma noktasıdır. Oysa gerçek anlamda tekke ve zaviyede manevi katılım, manevi atmosfer hakim iken, günümüzde yasaklardan dolayı, dernek, vakıf veya şirket ortaklığı şekline dönüştü. İnkılap kanunları arasında tarikatlar yasaklanmıştır. Ancak, Mustafa Kemal ve İsmet İnönü de biliyor ki, tarikatlar hep toplumun içerisinde var oldu.



    Sabah

      Forum Saati Paz 19 Mayıs - 22:10