VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


    Çarşamba/Fatih : Burası Türkiye'de bir semt mi?

    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    Çarşamba/Fatih : Burası Türkiye'de bir semt mi? Empty Çarşamba/Fatih : Burası Türkiye'de bir semt mi?

    Mesaj tarafından Admin Ptsi 2 Tem. - 20:47

    Burası Türkiye’de bir semt mi?
    Burası İstanbul Fatih’teki Çarşamba semti.. Diğer adıyla “Çarşamba İslam Cumhuriyeti” !

    07 Eylül 2006 11:01


    İsmailağa cemaati üyeleri Çarşamba’yı mesken tuttu tutalı, bu semt adeta İstanbul içinde bambaşka kuralların geçerli olduğu, her kaldırım taşında İslami esintilerin hissedildiği ‘kurtarılmış bir bölge’ gibiydi. Ancak cemaatin beyin takımından Ali Bayram Öztürk’ün öldürülmesi Çarşamba’nın özerkliğini alt üst etti. Çünkü katil ‘yabancı’ sayılmazdı. Onlar gibi giyiniyor, konuşuyor, onların inandığı gibi inanıyordu.

    Biz de yabancılara özellikle de gazetecilere hiç sıcak bakmayan bu semtin fotoğrafını çekmek; kahvehanelerde, köşe başlarında neler konuşulduğuna kulak kesilmek için bu semtteydik...

    YASİN YAYINEVİ, LÜTUF MARKET...

    Çarşamba’da kendinizi İran’ın Kum kentinde ya da Afganistan’da hissediyorsunuz. Kadınlar kara çarşaf içinde. Sokakta oynayan erkek çocuklarının sırtında cüppe, başlarında takke... Çarşamba’nın çarşısını adımlıyoruz. Dükkan isimleri bile nerede olduğumuzu unutturmuyor: Yasin Yayınevi, Lütuf Market, Bereket Sofrası, Furkan Terzi, Buhara Giyim...

    Misvak, tespih, hacı malzemeleri, çarşaf ve tesettür kıyafetler satan dükkanlar sıra sıra dizilmiş. Bir giyim mağazasının iş ilanı ise dikkat çekiyor: Tesettürlü bayan eleman aranıyor.

    Çarşamba cinayet sonrası gazetecilerin uğrak mekanı oldu. Ancak Çarşambalılar’ın bundan memnun olduğu söylenemez. Bir basın aracı kaldırıma yanaşınca, cübbeli sakallı bir esnafın “röportaj yok!” diye çıkışması bunun en açık göstergesi... Gazeteci kimliğimizi saklamaya karar veriyoruz. Birimiz kiralık ev arayan öğretmen, diğerimiz de onun arkadaşı bir reklamcı oluyoruz. İlk irtibat noktası olarak da emlakçıları seçiyoruz.

    - Kiralık ev var mı?

    - Yok..

    Hiçbir emlakçıda kiralık ev bulamayınca meraklanıyoruz. Bir emlakçıyla sohbet ediyoruz:

    - Çarşamba’da kiralık ev mi kalmadı?

    - Kolay kolay bulunmaz.

    - Neden?

    - Cemaate girmek isteyen o kadar çok kişi var ki, bir ev kiralanacak olsa bizden habersiz verilir.

    - Cemaat derken?

    - İsmailağa Cemaati.

    - Anladım.. Peki kiralar ne kadar bu semtte?

    - Pahalıdır. Birkaç arka sokakta 300 YTL’ye kiralık ev bulursunuz ama Çarşamba’da 700’den başlar, bazen 1000 YL’yi bile geçer. Pahalı semttir Çarşamba.

    İMAMIN ÖLÜMÜ ŞEHİR EFSANESİ OLMUŞ...

    Cinayet Çarşambalılar’ın hafızalarında unutulmayacak bir iz bırakmış... İki adımda bir, bu konunun konuşulduğunu duyuyorsunuz. “Ali Hocamız çok muhterem biriydi, üniversite mezunuydu. Vaazları çok etkiliydi. Susturmak istiyorlardı, susturdular işte” diyor bir Çarşambalı... Çarşambalı Mehmet’in anlattıklarına bakılırsa şehir efsaneleri bile türemiş... “Hocamız sık sık esnafı ziyaret ederdi. Genellikle sert mizaçta biriydi. Ama ölümünden bir gün önce sürekli gülüyordu, bizlerle şakalaştı. Bir arkadaşımıza da ‘Ben yarın şehadet şerbetini içeceğim’ demiş. Dediği gibi de oldu.”

    GARSON DA CEMAAT ÜYESİ

    Ne içki satan bir bakkal var, ne de okey taşlarının şakırdısına şahit olduğunuz kahvehaneler. Kahvehaneler var tabii. Ama sadece kütüphane sessizliğine hakim sohbethane havasında. İşletmeci de cemaat üyesi, çay dağıtan garson da. Müşteriler de. İnsana film setini andırıyor.

    İsmailağa Camii önünde çevik kuvvet bekliyor. ‘Çarşamba’da neler oluyor?’ diye sormak için Çarşamba Polis Noktası’na giriyoruz. Görevliler, cenazede olay çıkmamasından son derece memnun. Ancak ekliyorlar: “Çevik kuvvet ekipleri belli bir süre Çarşamba’da nöbet tutacak; ne olur ne olmaz.”

    VAAZ CD’LERİ REVAÇTA

    Soluğu DVD, VCD satan bir işportacının yanında alıyoruz. Çarşamba’nın Top 10’unda bulunan filmleri tespit edebilmek için. Ancak yere serilmiş CD’ler içinde filmden çok cemaatin önde gelen isimlerinin; Cübbeli Ahmed Hoca, Metin Balkanlıoğlu, Mehmet Talu, Nusretullah Hoca, Esad Coşan, Timurtaş Uçar ve Ali Bayram Öztürk’ün ses kayıtları yer alıyor. Bir dönemin unutulmaz hatibi (!) Şevki Yılmaz da hâlâ büyük rağbet görüyor. Tanesi 2 lira olan CD’ler arasında Çanakkale Şehitleri ile ilgili görüntülü CD’ler de dikkat çekiyor.

    ”TAYYİP ERDOĞAN ÇARŞAMBA’YA GİREMEZ ARTIK”

    Cami önlerinde kurulan taburelerde oturanlar bir taraftan tespih çekiyor, diğer taraftan da cinayeti konuşuyor. Ama tedirginlik Çarşambalılar’ın yüzlerinden okunuyor. Bir kahvehaneye giriyoruz. İki kişi sürekli hadislerden ve sahabilerden konuşuyor. Yaşlıca olan, genç olana tebliğde bulunuyor; ayak üstü din dersi veriyor. Diğeri de pür dikkat hocasının söylediklerini dinliyor. Kaçamak bakışların ardından kiralık ev arayan öğretmen kimliğiyle başlıyor sohbetimiz... İçlerinden biri: “Rahmetli Özal, hocamızla sohbet etmeye gelirdi. Erbakan hocamız da gelir. Başbakan olmadan önce Tayyip Erdoğan da gelirdi, ama artık Çarşamba’ya gelemez! Nasıl peygamber efendimizin yanında doğru yolda olmayanlar da çıktı; Erbakan Hocamız’ın yanında da varmış meğer. İşte Tayyip Erdoğan! İsrail’i korumak için Lübnan’a asker gönderiyor; Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmak için.”

    “BEN İSTER MİYİM KARIMIN SEKSİ BİR ERKEĞİ SEYRETMESİNİ”

    Söze Çarşambalı Osman giriyor:

    * Ali Bayram Hocamız ağlayarak anlatıyordu, gençlerimizin Amerikalılar gibi giyindiğini. İslam elden gidiyor. Bakın Peygamberimiz ne demiş 16 asır önce. “Öyle bir fitne çıkacak ki, bütün evlere girecek.” O fitne ne?

    * Ne?

    * Televizyon. Bir düğmeye basıyorsun çıplak erkekler, kadınlar. Ben ister miyim karımın Amerikalı seksi bir erkeği seyretmesini? Karım ister mi benim çıplak kadınlara bakmamı? Televizyon günah. Seyretmiyoruz!

    POLİS CİNAYETİ KAMERA KAYDINA ALDI MI?

    O sabah camide olan bir cemaat üyesinin VATAN’a anlattıkları tartışma yaratacak türden. Sohbetlere 4 yıldır düzenli olarak katılan R.S.’nin (34) iddiaları şöyle: “Mustafa Erdal 2 yıldır sohbetlere geliyordu. Silik ve sessiz bir tipti. Ama dikkat çeken özelliği sohbet sonrası Hoca’nın yanına yaklaşıp, çok soru sormasıydı.

    Sabah namazlarında cemaat uykunun tesiriyle dalgın oluyordu. O gün de Erdal, Hoca’ya sorusunu sordu. Görenler, Erdal’ın daha önce tehdit aldığı için zaman zaman çelik yelek kullanan Hocamız’ı bıçağı aşağıdan yukarı doğru saplayarak öldürdüğünü anlattı. Ama ben ‘Erdal öldürdü’ diyemem. Çünkü görmedim. Yalnız o gün, camide küçük kameralı, sivil giyimli kişiler vardı. Bunlar düzenli olarak gelir sohbetleri kayda alırdı. Sivil polis olduğunu söylerlerdi. Her gün farklı biri gelirdi. O gün de polis olduğunu sandığım biri kayıt yapıyordu.”

    Vatan

      Forum Saati Ptsi 20 Mayıs - 1:10