Anasayfa
Neval Kavcar
Medyanın Rodos Şövalyeleri
Yenişafak Gazetesi yazarı Fehmi Koru Bayram namazını Rodos’ta eda etmiş, Allah kabul etsin. Baykal’ın Rodos’a gitmesi ile bozmuştu bir aralar. Baktı olmuyor kendisi gitti sonunda. Muhtemelen tarihe tanıklık ediyoruz. Rodos Seferinde ortada Aydın Doğan, sağ cenahta Fehmi Koru, solda Ahmet Hakan, az geride huşu içinde Mehmet Y. Yılmaz ve yanında iş adamı Taylan Bilgel bulunuyordu.
Fikir güya Doğan’a aitmiş. Fehmi Koru’nun beni de götürün mealinde ki satırlarından sonra mı davet edildiğini, yoksa bu sefer için biçilmiş kaftan mı olduğunun takdirini okuyuculara bırakıyorum.
“'Ortaçağdaki tapınak şövalyelerinin sığınağı, şimdi Doğan Grubu'nun önemli kararları aldığı mekan oldu' diyen Fehmi Koru’nun Rodos’a gitmesini, “Rodos Şövalyeleri Namazda” başlığı ile duyduk. “Rodos Seferi” başlığım otomatikman düştü bu sebepten. Bilderberg’den sonra Rodos fatihliğine soyunmasını hayra mı, şerre mi yormak gerekir önümüzde ki günlerde anlaşılır.
İşin merak uyandıran yönü, Doğan’ın yanında ki iki gazeteci Hürriyet yazarı anlaşıldı da Fehmi Koru bu grupta ne arıyor sorusunun cevabını arıyor medya Dünyası. Bilderberg’e giden Koru’nun, Doğan’ın yanında görünmesinin nesi abes?
Neden gidiliyor Rodos’a:“Yunanlılar yortularında İstanbul'a gelip Fener'deki âyine katılıyorlar da, biz neden burada ecdat camilerinde bayram namazı kılmıyoruz?" demiş Doğan Holdingin patronu. İşte bu kadar milliyetçi hislerle dolu bir medya patronudur kendisi. Bakmayın köşe yazarlarının, sıkı birer Batı politikası takipçisi olduğuna.
Bu arada Rodos seferine katılanların adı geçenlerden ibaret olmadığını, köşe yazarlarının dökülmelerinden anlıyoruz. “Bizde katıldık” demek istiyorlar zinhar. Geçtiğimiz yıl yayın hayatına başlayan ( AKP destekçisi), bakkal- marketlerde bedavaya verilen Bugün gazetesi yazarı Cemal Uşşak’ta Rodos’ta bayram namazı kılanlardanmış meğerse.
Uşşak, engin tarihi birikimini de konuşturmuş. Namaz kılınan Camiye adını veren Sadrazam İbrahim Paşa, Kanuni’nin hem sadrazamı hem de sırdaşı imiş. Sıkı durun tarihi bir magazin haberi veriyor o satırlar ayni zamanda. “Hürrem Sultan”ı Kanuni’ye tavsiye etmiş ayni paşa. Görüyor musunuz köşe yazarlığı kimlere kalmış? Aydın Doğan’la Rodos’ta bulunduğunu cümle aleme duyurmak için arada Kanuni’yi harcıyor resmen.
Bakın Rodos ile ilgili satırlarına:
“Fetih öncesi ada halkının büyük çoğunluğunu (bugün de elbette öyle) Rumlar teşkil ediyor. Paşa, bir Rum mühtedi Müslüman. Her ne kadar ada St. Jean şövalyeleri ile savaşarak alınsa da, ahali Rum Hıristiyan'dı” (Aydın Doğan'la Rodos'ta Buruk Bayram – 13. 10.2007- Cemal Uşşak)
O satırlardan sonra ne düşünüyoruz. Ada eski sahiplerine geri verilerek, hakkaniyet yerini bulmuş elbette. Yazısını bitirdim fakat koyduğu başlıkla alakalı bir satıra rastlayamadım. Aydın Doğan’la Rodos’ta bayram niye buruk olmuş anlatırsa öğreniriz.
Kendisi Rodos’a bakın neden gitmiş?:
“St. Jean Şövalyelerinin başı, Üstad-ı Azam Vilye de Lil Adam'ın sarayı Castello'da, savaş için inşa edilen mekanda 700 civarındaki katılımcıyla birlikte toplumlar arası barışın şartları ve önemi üzerine konuştuk.)
Rodos grubunun hedefi Mason Castello'nun sarayı idi de, bayram namazı hikâyesi mi uyduruldu, diyeceğim Fehmi Koru bıyıklarını kesti mi onu bilmek gerek öncelikle.
Fehmi Koru’nun telovele tipi yazılarını kaleme aldığı Taha Kıvanç kimliği Rodos Seferini üç gün, Brezilya dizilerini aratmayacak bir ağdalı şekille anlatmış. Bu konuda ki ilk yazısında “Rodos”a tesadüfen dahil oldum demeye getiriyor. Gitme gayesi bakın ne imiş?:
“Aydın Doğan'la 24 saat geçirme fırsatı çok daha değerliydi benim için... Hemen her gün elime aldığımda sinirlerimi ayağa kaldıran yayınları yapan gazetelerin patronu Aydın Bey, pek çok yazımın da 'konusu'; görüşlerini kendi ağzından dinlemek, ülke ve dünya sorunlarına nasıl baktığını öğrenmek, aynı konular hakkında düşüncelerimi kendisine aktarmak...” ( Rodos’ta Yeni Mutabakat- 14.10.2007)
Bilderberg’e de bunun için katılmıştı, bıyıklarını kesip. Araştırmacı gazetecilik yapacaktı ama, o gün bugündür bilinenlerin dışında bir şey yazmadı.
“Azınlık Olmak” kısmı ile ilgili satırların sahibi kimlerdir, keşke onu da yazsa idi. Medyada köşe yazarlığı yapan azınlık ruhlulara mı, batının dayattıklarına mı yoralım bilemedim açıkçası.
Aydın Doğan’a çektiği yağın sebebini, AKP iktidarı etrafında kenetlenmelerine mi, “Rodos Şövalyelerinin ruhunu” birlikte yakalamak arzusuna mı yoralım?
www.yurtseven.net
Medyanın Rodos Şövalyeleri
Yenişafak Gazetesi yazarı Fehmi Koru Bayram namazını Rodos’ta eda etmiş, Allah kabul etsin. Baykal’ın Rodos’a gitmesi ile bozmuştu bir aralar. Baktı olmuyor kendisi gitti sonunda. Muhtemelen tarihe tanıklık ediyoruz. Rodos Seferinde ortada Aydın Doğan, sağ cenahta Fehmi Koru, solda Ahmet Hakan, az geride huşu içinde Mehmet Y. Yılmaz ve yanında iş adamı Taylan Bilgel bulunuyordu.
Fikir güya Doğan’a aitmiş. Fehmi Koru’nun beni de götürün mealinde ki satırlarından sonra mı davet edildiğini, yoksa bu sefer için biçilmiş kaftan mı olduğunun takdirini okuyuculara bırakıyorum.
“'Ortaçağdaki tapınak şövalyelerinin sığınağı, şimdi Doğan Grubu'nun önemli kararları aldığı mekan oldu' diyen Fehmi Koru’nun Rodos’a gitmesini, “Rodos Şövalyeleri Namazda” başlığı ile duyduk. “Rodos Seferi” başlığım otomatikman düştü bu sebepten. Bilderberg’den sonra Rodos fatihliğine soyunmasını hayra mı, şerre mi yormak gerekir önümüzde ki günlerde anlaşılır.
İşin merak uyandıran yönü, Doğan’ın yanında ki iki gazeteci Hürriyet yazarı anlaşıldı da Fehmi Koru bu grupta ne arıyor sorusunun cevabını arıyor medya Dünyası. Bilderberg’e giden Koru’nun, Doğan’ın yanında görünmesinin nesi abes?
Neden gidiliyor Rodos’a:“Yunanlılar yortularında İstanbul'a gelip Fener'deki âyine katılıyorlar da, biz neden burada ecdat camilerinde bayram namazı kılmıyoruz?" demiş Doğan Holdingin patronu. İşte bu kadar milliyetçi hislerle dolu bir medya patronudur kendisi. Bakmayın köşe yazarlarının, sıkı birer Batı politikası takipçisi olduğuna.
Bu arada Rodos seferine katılanların adı geçenlerden ibaret olmadığını, köşe yazarlarının dökülmelerinden anlıyoruz. “Bizde katıldık” demek istiyorlar zinhar. Geçtiğimiz yıl yayın hayatına başlayan ( AKP destekçisi), bakkal- marketlerde bedavaya verilen Bugün gazetesi yazarı Cemal Uşşak’ta Rodos’ta bayram namazı kılanlardanmış meğerse.
Uşşak, engin tarihi birikimini de konuşturmuş. Namaz kılınan Camiye adını veren Sadrazam İbrahim Paşa, Kanuni’nin hem sadrazamı hem de sırdaşı imiş. Sıkı durun tarihi bir magazin haberi veriyor o satırlar ayni zamanda. “Hürrem Sultan”ı Kanuni’ye tavsiye etmiş ayni paşa. Görüyor musunuz köşe yazarlığı kimlere kalmış? Aydın Doğan’la Rodos’ta bulunduğunu cümle aleme duyurmak için arada Kanuni’yi harcıyor resmen.
Bakın Rodos ile ilgili satırlarına:
“Fetih öncesi ada halkının büyük çoğunluğunu (bugün de elbette öyle) Rumlar teşkil ediyor. Paşa, bir Rum mühtedi Müslüman. Her ne kadar ada St. Jean şövalyeleri ile savaşarak alınsa da, ahali Rum Hıristiyan'dı” (Aydın Doğan'la Rodos'ta Buruk Bayram – 13. 10.2007- Cemal Uşşak)
O satırlardan sonra ne düşünüyoruz. Ada eski sahiplerine geri verilerek, hakkaniyet yerini bulmuş elbette. Yazısını bitirdim fakat koyduğu başlıkla alakalı bir satıra rastlayamadım. Aydın Doğan’la Rodos’ta bayram niye buruk olmuş anlatırsa öğreniriz.
Kendisi Rodos’a bakın neden gitmiş?:
“St. Jean Şövalyelerinin başı, Üstad-ı Azam Vilye de Lil Adam'ın sarayı Castello'da, savaş için inşa edilen mekanda 700 civarındaki katılımcıyla birlikte toplumlar arası barışın şartları ve önemi üzerine konuştuk.)
Rodos grubunun hedefi Mason Castello'nun sarayı idi de, bayram namazı hikâyesi mi uyduruldu, diyeceğim Fehmi Koru bıyıklarını kesti mi onu bilmek gerek öncelikle.
Fehmi Koru’nun telovele tipi yazılarını kaleme aldığı Taha Kıvanç kimliği Rodos Seferini üç gün, Brezilya dizilerini aratmayacak bir ağdalı şekille anlatmış. Bu konuda ki ilk yazısında “Rodos”a tesadüfen dahil oldum demeye getiriyor. Gitme gayesi bakın ne imiş?:
“Aydın Doğan'la 24 saat geçirme fırsatı çok daha değerliydi benim için... Hemen her gün elime aldığımda sinirlerimi ayağa kaldıran yayınları yapan gazetelerin patronu Aydın Bey, pek çok yazımın da 'konusu'; görüşlerini kendi ağzından dinlemek, ülke ve dünya sorunlarına nasıl baktığını öğrenmek, aynı konular hakkında düşüncelerimi kendisine aktarmak...” ( Rodos’ta Yeni Mutabakat- 14.10.2007)
Bilderberg’e de bunun için katılmıştı, bıyıklarını kesip. Araştırmacı gazetecilik yapacaktı ama, o gün bugündür bilinenlerin dışında bir şey yazmadı.
“Azınlık Olmak” kısmı ile ilgili satırların sahibi kimlerdir, keşke onu da yazsa idi. Medyada köşe yazarlığı yapan azınlık ruhlulara mı, batının dayattıklarına mı yoralım bilemedim açıkçası.
Aydın Doğan’a çektiği yağın sebebini, AKP iktidarı etrafında kenetlenmelerine mi, “Rodos Şövalyelerinin ruhunu” birlikte yakalamak arzusuna mı yoralım?
www.yurtseven.net