VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


    Arz-I Mev'ut

    turanium
    turanium
    Moderator


    Mesaj Sayısı : 252
    Kayıt tarihi : 02/12/07

    Arz-I Mev'ut Empty Arz-I Mev'ut

    Mesaj tarafından turanium Paz 9 Ara. - 1:50

    Soykan Bektas
    02 Ağustos 2006

    Arz-I Mev’ut
    Şu sıralar köşe yazarlarının hemen hemen hepsi -bilen bilmeyen- İsrail’in Lübnan’a, askerlerinin kaçırılmasını bahane ederek girmesini konuşuyor… Savaşın o çirkin yüzünü Ortadoğu’dan başka yöne çevireceğini sanmıyorum…Ne var ki bazı aklı evvel köşe yazarları sanki şu anki durumun gökten zembille indiğini sanıyor…Akıllarına tarihe bakmak gelmiyor…Oysa ki İsrail’in bu günlere nasıl adım adım geldiğini anlamak için tarihin tozlu raflarına bakmak yeterli…

    * * *

    Yahudiler 19. asrın sonlarında devlet kurma çalışmalarına başladılar. Kendilerinin arz-ı mev’ut yani vadedilmiş topraklar dedikleri bölge üzerine devlet kurma çalışmaları için ilk kullandıkları ülke İngiltere’dir.. Çünkü o dönemin Amerika’sı İngiltere’ydi..Bakmayın şimdilerde Amerika’nın dibinden ayrılmıyorlar…Şu feleğin işine bak…

    * * *

    1848’de İngiliz hükumeti bir genelgeyle Filistin’deki konsoloslarını, Yahudilerin himayesine verdi. 1870’te ise Yahudi faaliyetlerinin merkezi İngiltere’den Rusya’ya geçti.Siyonist hareketlerin başına geçen Theodor Herzl, Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulması için birçok çalışmalarda bulundu. Bunun gayesi bir Yahudi şirketi kurup, vadedilmiş topraklar üzerine müstakil ve üç dört milyon Yahudiye yetecek genişlikte toprak satın almaktı.(Aklınıza hemen geçtiğimiz aylarda Rahşan Ecevit’in güneydoğudan yabancılar toprak alıyor açıklaması geldi değil mi ?). İşte o Herzl, İngiltere gibi güçlü bir devleti arkasına alarak, gayesine ulaşma çabasındaydı. Herzl, Yahudi devletinin ancak, kutsal topraklar üzerinde kurulmasını istediğinden, 1870 yılından itibaren Filistin toprakları üzerinde tarımsal yerleşme merkezleri teşkil etmeye başladılar. 1870-1896 yılları arasında Filistin’de on yedi tarım kolonisi kuruldu.Herzl, devrin Osmanlı sultanı İkinci Abdülhamid ile görüşerek, ondan Filistin’de bir aristokratik cumhuriyet kurmak için izin istedi ve bazı tekliflerde bulundu. Fakat sultan Herzl’in talep ve ısrarlarını kabul etmemişti..

    * * *

    Birinci Dünya Savaşı sonunda, Ortadoğu’da İngiltere’ye dost bir devlet kalmamıştı. Aynı şimdiki Amerika’nın başına gelenler gibi..İngiliz menfaatleri, bu bölgede bir dost devletin bulunmasını gerektiriyordu. Filistin’de kurulacak bir Yahudi devleti bu boşluğu doldurabilecekti. Bundan dolayı 2 Kasım 1917’de İngiltere meşhur Belfor vaadini açıkladı. Birleşmiş Milletler Cemiyeti de 1920 yılında, Filistin üzerinde İngiliz mandasını tanıdı. Bundan sonra kurulan bir Yahudi bürosu İngiltere nezdinde Yahudi haklarını temsil etmeye başladı. Sultan İkinci Abdülhamid hanın kabul etmediği şartlar arasında bulunan bir üniversite 1925 yılında Skopus Dağı’nda kurulmaya başlandı.Bundan sonraki yıllarda Nazi Almanya’sının yahudilere karşı soykırımına girişmeye başlamasıyla Filistin’e büyük bir yahudi göçü başladı. Filistin’deki Araplar bu göçe karşı koyduklarından İngiltere, yahudi göçlerinin durdurulmasına karar verdi. Bunun üzerine Sion’a bağlı askeri yahudi teşkilatı Hagahan, Filistin’e göç konusunda İngiltere’nin aldığı bu kısıtlayıcı kararı protesto amacıyla silahlı terör eylemlerine girişti. Şimdilerde de Amerika, bakmayın ateşkes demeye çekiniyor..Çünkü İsrail’in kendilerini dinlemeyeceğini çok iyi biliyor..İngiltere’yi geçen yüzyıl o güçsüz haliyle dinlemeyen, Amerika’yı şimdi dinler mi acep? İşte bu engellemelere rağmen İsrail,Filistin’e de gizli yahudi göçleri düzenlemeye başladı. İkinci dünya harbinin müttefiklerin galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin meselesi son safhasına ulaşmıştı. İngiltere daha sonra Amerika’nın yardımını sağladıktan sonra, Filistin meselesini birleşmiş milletlere götürüp, meselenin çözülmesini istedi. Birleşmiş milletler 1947 kasımında Filistin’in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi. Kudüs şehrine ise Birleşmiş Milletler denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü tanındı.Bu çözüm Araplar’ı tatmin etmedi. Filistin iç savaşı başladı.

    * * *

    14 mayıs 1948’de BM paylaşım planı uyarınca David Ben Gurion tarafından İsrail Devleti’nin kuruluşu ilan edildi.. 24 saat sonra, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları saldırıya geçerek İsrail topraklarına girdi.. Yeni kurulmuş, donanımı yetersiz İsrail savunma kuvvetleri, İsrailliler’in "İsrail’in bağımsızlık savaşı" olarak adlandırdıkları ve yaklaşık 15 ay süren ve 6 binin üzerinde israilli’nin yaşamına malolan savaşta Arap ordularını geri püskürttü...
    Düşünün bir kere…!
    O yıllarda 100 milyonluk Arap dünyası 6 milyonluk İsrail’le baş edemedi..1949 yılının ilk aylarında BM nezdinde İsrail ile onunla savaşan Arap ülkelerinin herbiri arasında doğrudan müzakereler düzenlendi ve bunların sonucunda bir ateşkes anlaşması imzalandı. İşte o tarihten bu yana İsrailliler’in vaat edilmiş topraklar dedikleri bölgede kan ve gözyaşı eksik olmaz..

    * * *

    Başta dedim ya bazı yazarlar İsrail’in bu duruma gökten zembille geldiğini sanıyor..Komik olmayın..Güldürmeyin beni.
    http://www.haber3.com/artikel.php?artikel_id=100548

      Forum Saati Paz 19 Mayıs - 7:28