VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


5 posters

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ

    avatar
    omniversel
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 89
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ

    Mesaj tarafından omniversel C.tesi 15 Tem. - 13:36

    SALDIRI GLADYO İŞİ


    Şemdinli’den Danıştay saldırısına uzanan süreci değerlendiren yazar Ahmet Altan Türkiye’deki olayların ‘derin devlet ile devlet hesaplaşması’ olduğunu iddia etti.
    Gazeteci - yazar Ahmet Altan, son dönemde ortaya çıkan gerilim ve yaşanan olayları BUGÜN’e değerlendirdi. Türkiye’de “Derin devlet” ile “devlet”in hesaplaşmasının yaşandığını iddia eden Altan’ın görüşleri şöyle:

    - Sevgili Ahmet Altan, Şemdinli’de ne oldu?

    Benim bir tespitim var, yanılıyor olabilirim. Devletin içinde dövüş olduğunu düşünüyorum. Bana göre Susurluk’tan sonra, derin devlet ile devlet arasında sorun çıktı. Dış dünya da sorunun içinde. Türkiye’nin, diğer NATO ülkeleri gibi, devlet denilen çeteciliğinin bir kenara bırakılıp daha demokrat, daha kanunlara saygılı devlet yapısına kavuşmasını dış dünya da istiyor. Devletin içinde, çeteciliğin artık devleti çok çürüttüğünü ve daha fazla devam edemeyeceğini düşünen bir grup var. Benim tahminim Susurluk’tan sonra gizli bir antlaşma yapıldı; biz Susurluk’u çok fazla incelemeyelim ama artık bu çetecilik, yani bombalama, haraç alma, uyuşturucu kaçakçılığı, faili meçhuller vs. bitsin. Şemdinli’de patlayan bombalarla derin devlet bu antlaşmaya uymak istemediğini ortaya koydu.

    - Derin devlet nedir?

    Derin devletin içinde askerler, polisler ve istihbarat var. Derin devlet, devletin bütün birimlerinden yasalara uymama hakkına sahip olduğuna inanılarak örgütlenmiş bir başka yapı. Derin devletin belkemiğini oluşturanların, ağırlıklı olarak subaylardan oluştuğunu düşünüyorum. Sözgelimi, JİTEM’den söz edilir. Ama nedense resmen doğrulanmıyor.

    - Derin devlet dediğin merkezi hiyerarşisi olan bir örgütlenme mi?

    Zannetmiyorum. Çünkü merkezi bir hiyerarşisi olsa bence Türkiye daha tehlikeli bir durumda olurdu. Ama onu daha tehlikeli yapan şey, hiyerarşisinin olmaması. İç kontrolü yok. Belki Susurluk’tan önce daha hiyerarşik bir yapıya sahipti.

    - Gladyo’dan farklı gibi..

    Bence Türk usulü bir Gladyo. Dışarıdaki gladyolara baktığınız zaman eylemleri büyük oranda siyasi ama bizdeki sadece siyasi amaçlı çıkmıyor. Çok ciddi para kaynakları var. İnanılmaz uyuşturucu kaçakçılığı var işin içinde.

    - Danıştay saldırısında da derin devlet var mı?

    Bence var. İki şey orada birbirbirini tutmuyor. Katilin ateş etme yetenekleri ile yakalanmasındaki amatörlük. Bir adam odaya girip çok kısa zamanda beş hareketli hedefi vuramaz. Adamın tabanca ile ilişkisinin çok iyi olması gerekiyor. Bunun için de eğitim şart. Bunun elindeki Glock tabancalar dünyanın en iyi tabancasıdır. Ancak yakalanışı çok amatörce. Şu olabilir: Yakalanmayacağına çok güveniyordu. Kameralar kapanmış. Çok büyük bir cinayette kamera kapalıysa, tesadüf olamaz. Şemdinli’deki olay ise derin devletin, devlet tarafından yakalanmasıydı. Danıştay’daki olayda da sanıkların yakalanma biçimi hiç alışkın olmadığımız bir biçim.

    Danıştay saldırısında derin devlet ne amaçlıyordu sence?

    Bence hükümeti devireceklerdi.

    - O zaman AK Parti’nin ‘bu bize karşı komplodur’ demesi doğru mu? Bir Başbakan’ın bunu söyleme hakkı var mı?

    Şemdinli’nin üstüne gitmemiş birinin, kendi iktidarı hedef olduğunda böyle açıklamalar yapması inandırıcı olmaz. Başbakan’ın sözlerine Şemdinli’den sonra ciddiyetle bakmam. Önümüzde Şemdinli diye bir felaket var. Başbakan’ın söylediği gibi, sonuna kadar araştırılması gerekirdi. Ancak bu yapılmadı.

    - Sence niye?

    Korktu demek suç olur mu? Bence Başbakan’ı birisi geriletti. Ama gerileten kimdi? İşte onu bilmiyorum.

    - Başbakan’ı kim korkutabilir ki?

    Şunu mu söyletmek istiyorsun: Bir general mi? Evet, silahlı biri. Bunu yapacak birinin Başbakan’dan daha güçlü olması gerekiyor. Başbakan’dan kim daha güçlü olabilir? Elbette silahlı biri. Ordunun bir bütünü mü? Ordunun bir bütünü olduğunu sanmıyorum. Derin devletten rahatsız olan bir devletin ordunun içinde de olduğunu düşünüyorum. Derin devlet Başbakan’ı bir şekilde geriletti.

    - Van Savcısı’nın iddianamesini nasıl yorumluyorsun?

    Bence çok önemli bir iddianame idi.

    - Yaşar Büyükanıt’ın adının karıştırılması olayı başka yöne kanalize etmek isteyen bir tezgah anlamına gelir mi?

    Van Savcısı’nın, Büyükanıt’ın önünü kesmek için böyle bir şey yaptığını düşünmüyorum. Adam ciddi bir bağ kuruyor. Büyükanıt’ı doğrudan doğruya suçlamıyor zaten ama ona da sorulmasının gerektiğini söylüyor. Çünkü onu suçlayan tanık var. İddianamesine koymuş. Koyamaz mı? Adam diyor ki istikrarı bozmak ve hükümetin gücünü azaltmak isteyen bir eylemdir Şemdinli. Hükümet çok ciddi bir şekilde zemin kaybetti, iktidarı sarsıldı. Savcının başına gelenler de çok kuşku verici. Türkiye’de aydınlar hakkında çok dava açılır. İddianamelerden dolayı savcıya bir soruşturma açıldı mı? Hayır! O zaman eşitsizlik var. Savcı bir generalden söz ettiği için işinden oluyor. Yazardan söz ettiği zaman neden işinden olmuyor peki? Niye generale dokunulduğu için tepki gösteriyorsunuz da vatandaşa dokunulduğunda göstermiyorsunuz? İddianamenin yanlış olup olmadığına henüz mahkeme karar vermedi ki, Yüksek Hakim ve Savcılar Kurulu (YHSK) karar versin. Bana sorarsan YHSK o kararı ile suç işlemiş oluyor.

    - Sence AK Parti Hükümeti’ne karşı niçin sistematik komplo yürütülmeye başlandı?

    İktidarın şaşkınlığından. İktidar kendi eliyle kendisini yıkmak isteyenlere bütün kozları verdi. Bugün AK Parti bu kadar zor duruma düştüyse Başbakanın Şemdinli’deki duruşunu değiştirmesindendir.

    - İktidar başka ne kozlar verdi?

    Merkez Bankası Başkanı’nın seçiminde çok büyük bir hata yaptı. Merkez Bankası gibi hayati bir noktada bankacılığın kuralları dışında bir iş yapmak için bu kadar zorlarsan, senden kuşku duyar insanlar. Bu kuşku ile beraber bu ülkenin demokratları AK Parti ile aralarına ciddi mesafe koydular. Ayrıca AB yolundaki adımlarını çok yavaşlattı. Bu bir anda AK Parti’nin hem dünyadaki, hem içerdeki ittifaklarını bozdu. Temsil ettiği noktalardan çekilince, geriye sadece dindarlık kaldı. Onu yıkmak isteyenler bunu kullandılar. Bugün hırpalanıp duruyor.

    - Laik kesimin tepkilerinde haksız olmadığını mı söylemek istiyorsun?..

    Geçen hafta Neşe Düzel’in eski büyükelçilerden Temel İskit ile yaptığı söyleşi, özellikle AK Partililer tarafından dikkatle okunmalıdır. Dikkat edilmesi gereken bir cümle vardı. İskit şöyle diyordu: Yerel seçimlerde oyumu AK Parti’ye verdim. Bu en laik diye bilinen diplomatlardan bir adam. Birçok demokrat oy verdi. O insanlar şimdi çekildiler. O büyükelçi artık AK Parti’ye oy vermeyeceğini söylüyor. Böyle bir adamın oyunu almış olmayı AK Parti’nin çok büyük bir dikkatle incelemesi gerekir. Ben büyükelçinin oyunu nasıl kazandım ve nasıl kaybettim? AK Parti, Çankaya seçiminin hesabını yapıyor ama, bence o zamana kadar iktidarda kalmayacak.

    - Birileri devirir mi diyorsun?

    İlla da silahla olması gerekmiyor. Hükümet edemez hale getirirler. Çok korkuyorum. Bir anda facialar yaşarız. Siyasi terör, ekonomik kriz vs... Sen buna uygun ortamı yaratırsan, bunu yapacak birileri çıkar. AK Parti bu kavgayı kesinkes kaybedecek.

    - Ulusalcılığı, yani yeni bir kurtuluş savaşı vermek gerektiğine dair anlayışı nasıl yorumluyorsun?

    Eğer bütün dünyanın sana karşı olduğunu düşünüyorsan ben de senin biraz paranoyak olduğunu düşünürüm. Kimden kurtulmaya çalışıyoruz?

    - Kimden?

    Kendi vatandaşlarımızın bir kısmından mı? Yoksa Avrupa Birliği’nden mi? Aslında söylenmek istenen şey AB. Dış düşmanlar ne istiyor?

    - Türkiye’yi bölüp parçalamak istediklerini söylüyor neokuvvayı milliyeciler...

    Niye? Dünyanın en kuvvetli ordusuna sahip değiliz. Yeryüzünün en kuvvetli ekonomisine sahip değiliz. Yer yüzünün en kuvvetli demokrasisine sahip değiliz. Ve bütün dünya bize düşman niye? Bu mantığa uyuyor mu?

    - Sahi AB’ye girdiğimizde bağımsızlık elden gitmez mi?

    Bağımsızlığımız elden gitse iyi olur. Ben Türkiye’nin bağımsızlığından yana değilim. Türkiye’nin en büyük tehlikelerinden biri Türkiye’nin bağımsız olması. Bağımsızlık kadar halkı kandırmak için kullanılmış bir kelime bilmiyorum. Beni benim ırkımdan olan biri yönetsin. Ve onun beni nasıl yönettiğine kimse karışmasın. Franko çok bağımsızdı. Diktatördü.

    - O zaman ulus devlete de karşısınız demektir...

    Kesinlikle. Çok mu tehlikeli bir şey bu? Allah’tan ki ulus devlet yeryüzünde kendi dönemini kapattı.

    - Arınç’ın laiklik çıkışını nasıl değerlendiriyorsun?

    Türkiye’de laikliğin her şekilde tartışılması gerekir. Çünkü Türkiye laik bir ülke değil. Olsaydı Diyanet İşleri Başkanlığı olmazdı. Ayrıca Meclis Başkanının her konuyu tartışmaya açma hakkı vardır. Ama tam AK Parti’nin kuşkulu hale geldiği sırada bu konuşmayı yaparsan, başkalarının kullanmalarına da imkan vermiş olursun.

    - Söylediklerine katılıyor ama siyaseten zamanlamasını yanlış buluyorsun öyle mi?

    Bülent Arınç ile fikir birliğine varmam zor. Çok zikzak çizen bir politikacı.

    - Laiklik üzerinden bir siyaset yapılmasını peki doğru bulur musun?

    Laiklik demokrasinin çok önemli bir parçası. Laik olmadan demokrat olamazsın.

    - Dindar demokrat olamaz mı sence?

    İnsanlar laik olamaz ki... Ben laik olamam, benim içinde bulunduğum sistem laiktir.

    - Peki kamusal alanı nasıl tanzim etmek gerektiğine inanıyorsun?

    Kamusal alan herkese açık. Ama şu fark eder: Kadın beyin cerrahı ise ameliyatta onun gereğini yapacak. Türbanıyla yapabiliyorsa girsin yapsın.

    - Peki Çankaya Köşkü’ndeki bir resepsiyon?

    Cumhurbaşkanı’nın o davranışını çok nazik bulmadığımı söylemeliyim. Beni kim davet ederse etsin bana eşimle ilgili bir şart koyarsa ben o davete gitmem. Ben eşime saygısızlık edilmesini istemem.


    Bugün Gazetesi 13 Haziran 2006

    (Salı, Haziran 13, 2006)
    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty Şemdinli kararı AB'yi memnun etti

    Mesaj tarafından Admin Paz 30 Tem. - 9:53

    Şemdinli kararı AB'yi memnun etti

    Konu: Şemdinli kararı AB'yi memnun etti Today at 12:34

    --------------------------------------------------------------------------------

    Şemdinli kararı AB’yi memnun etti
    Avrupa Birliği, Şemdinli davasından çıkan karardan memnun ! 20 Haziran 2006 16:59

    Avrupa Birliği, Şemdinli davasından çıkan 39 yıllık mahkumiyet kararlarından memnun. AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu'nun Eşbaşkanı Joost Lagendijk, ''umarım bu kişilerin arkasındaki kişi ya da kurumlar da yargılanır'' dedi.

    CNN TÜRK'e konuşan Lagendijk, "bu karar, Türkiye'de hukuk devletinin sadece sivillere değil, güvenlik güçlerine karşı da sağlıklı işlediğinin açık bir kanıtıdır" diye konuştu.

    Şemdinli davasında yargılananların bir ağ içinde yer aldıklarını iddia eden Lagendijk, "umarım, bu üç kişinin arkasındaki kişi veya kurumların da sorgulanması, hatta yargılanması mümkün olur" ifadesini kullandı.

    Şemdinli davası

    Şemdinli olaylarıyla ilgili olarak 7 ay süren davanın 19 haziran 2006'da yapılan duruşmasında, Astsubay Başçavuş Ali Kaya ile Özcan İldeniz 39 yıl 5 ay 10'ar gün hapis cezasına çarptırılmıştı. PKK itirafçısı Veysel Ateş ile ilgili karar ise bir sonraki duruşmaya kaldı.

    Olayın gelişimi

    Şemdinli'de 9 kasım 2005'te eski PKK'lı Seferi Yılmaz'a ait bir kitapçı bombalanmış, patlamada Mehmet Zahir Korkmaz adlı bir kişi hayatını kaybetmişti.

    Bombayı attığı öne sürülen bir kişinin sığındığı otomobil halk tarafından durdurulmuş ve içindeki üç kişi (PKK itirafçısı Veysel Ateş ile astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz) tartaklanarak polise teslim edilmişti.

    Aynı gün otomobilde keşif yapan savcı ve CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan'ın üzerine de ateş açılmış, bir kişi de burada ölmüştü. Ateş açan kişinin uzman çavuş Tanju Çavuş, olayda ölen kişinin de Ali Yılmaz olduğu belirlenmişti.

    Keşif sırasında, astsubaylara ait olduğu belirtilen sivil arabanın bagajında üç kalaşnikof, el bombaları, resmi evrak ve Hakkari ile ilçelerinin haritası ve bir isim listesi bulunmuştu. Listede bombanın patladığı kitabevinin üzerinin kırmızı kalemle çizildiği belirlenmişti.
    Olaydan bir gün sonra PKK itirafçısı Veysel Ateş, kitabevine bomba attığı gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine konurken, astsubaylar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

    Şemdinli'de patlamanın ardından yaşanan olaylar Yüksekova ve Hakkari'ye sıçramış ve Yüksekova'daki güvenlik güçleriyle gösterilen arasında yaşanan çatışmada üç kişi ölmüştü.

    Tartışmalı iddianame

    Bombalama olayına karıştıkları gerekçesiyle astsubaylar Ali Kaya ile Özcan İldeniz 28 kasımda Van'da tutuklanarak askeri cezaevine konulmuştu.

    Olayı soruşturan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, Türkiye'yi sarsan 124 sayfalık iddianameyi hazırlayıp Van Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunmuştu.
    Sarıkaya, iddianamesinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve üst düzey komutanları suçlamıştı.

    Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Sarıkaya'nın hazırladığı ve Van Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, 'suç işlemek için örgüt kurmak, görevi kötüye kullanmak ve sahte belge düzenlemek' ile 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs'le suçlanmıştı.

    Büyükanıt hakkındaki iddiaların incelenmesi için soruşturma evrakı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'na gönderilmiş, Genelkurmay ise yapılan incelemeler ışığında Orgeneral Büyükanıt için soruşturma açılmasına gerek olmadığına işaret etmişti.

    Genelkurmay ayrıca, Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'yı 'yetkisini aşmak'la suçlamış ve Adalet Bakanlığı'na hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

    Orgeneral Büyükanıt, Şemdinli'de yakalanan Astsubay Ali Kaya için "kendisini tanırım. İyi çocuktur" demişti.

    İddianamede Büyükanıt ile bazı üst düzey komutanlara yönelik suçlamalara yer veren Savcı Ferhat Sarıkaya daha sonra meslekten ihraç edilmişti.

    CNN Türk
    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty Şemdinli hükümetin komplosu mu ?

    Mesaj tarafından Admin Paz 30 Tem. - 9:56

    Şemdinli hükümetin komplosu mu ?
    Yüce Divan yolundan dönen Mesut Yılmaz Şemdinli konusunda şok bir iddia ortaya attı.26 Haziran 2006 13:13

    Yüce Divan’da yargılanırken aftan yararlanan eski Başbakan Mesut Yılmaz, Şemdinli olaylarından sonra yaşanan gelişmelerin sorumluluğunu hükümete yükledi.

    Dün gece Habertürk TV’de gazetecilerin sorularını cevaplayan Yılmaz, hükümete yüklendi. “Şemdinli olaylarını nasıl görüyorsunuz?” sorusu üzerine Yılmaz şunları söyledi: “Hükümet burada tam kendisine yakışanı yapmıştır. Savcının üzerine olayı yıkıp ellerini yıkamaya kalkışmışlardır. Ben başından beri hükümetin bu işin içinde olduğunu düşünüyorum. Siyasi hesapları olan bir komploydu.” Yılmaz, Başbakan Erdoğan’ın önceki gün isim vermeden Yılmaz için söylediği “Çamurun üstünde oturmam diyenlerin üstü çamur oldu.” sözlerine de cevap verdi. Programı yöneten gazetecinin Erdoğan’ın sözlerini hatırlatması üzerine Yılmaz şu değerlendirmeyi yaptı: “Bir başbakan böyle konuşur mu? Bana çamura bulaşmış falan demiş, değil mi? Bir seçim oldu, biz iktidarı kaybettik. Tayyip Bey iktidar olur olmaz CHP ile anlaştı, bizden hesap sormaya kalktı. Bütün dosyaları elden geçirdiler. Benimle ilgili bir tek bu Türkbank işini buldular. Kendilerinden önceki Meclis’i tanımadılar, biz yeniden soruşturma açacağız dediler. Sonunda beni ihaleye fesat karıştırmak gibi yüz kızartıcı bir suçtan Yüce Divan’a göndermeyi kararlaştırdılar. Bana kötülük yapmak isterken iyilik yaptılar. Beni akladılar. Başbakan artık hesap soracak değil, hesap verecek konumdadır. Ben çamura bulaşmış olsam, bugün yeniden siyasete dönemezdim.”

    Zaman
    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty PAŞAdan ŞOK AÇIKLAMA: ŞEMDİNLİ BOMBASI MESAJ VERMEK İÇİNDİ

    Mesaj tarafından Admin Salı 22 Ağus. - 21:33

    PAŞA'DAN ŞOK AÇIKLAMA: 'ŞEMDİNLİ BOMBASI MESAJ VERMEK İÇİNDİ AMA BECEREMEDİLER'

    Emekli Korgeneral Altay Tokat, Şemdinli bombasını şöyle yorumladı: O bomba mesaj içindi ama beceriksizce yaptılar....

    --------------------------------------------------------------------------------


    "Benim zamanımda ben de bir-iki kritik noktaya bomba attırdım. Benim meselem mesaj vermekti. Batıdan gelen memurlar, hâkimler işin ciddiyetini anlamıyor. İşi basite almaya çalıştılar, rastgele dolaşıyorlar. Oraya buraya gidiyorlar.Hizaya gelsinler diye evlerine yakın iki yere attırdım."

    KORKUTMAK İSTEDİM, SUÇ SAYILMAZ
    "Ondan sonra anladılar ki dikkatli olmalılar. Bir musibet bin nasihattan iyidir. Öylece onları eğittim ben. Bunu hemen bomba atmak yasak diye yorumlayamazsın. O kişilerin belki hayatını kurtardım. Onlara da söylemedim. Bunu siz şimdi onlara karşı suikast diye yorumlarsanız ben gülerim."



    Bir iki bomba attırdım

    Emekli Korgeneral Altay Tokat, Güneydoğu'da görev yaparken bölgeye yeni gelen hakim ve memurlar 'işlerini ciddiye alıp, hizaya girsinler' diye bomba attırdığını söyledi. Tokat, "Mesaj vermek istemiştim" dedi.

    Emekli Korgeneral Altay Tokat 1999 yılında orgeneral olmasına kesin gözüyle bakılırken emekli edilen bir asker. 2002'de Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun görev süresinin uzatılması iktidar ortaklarından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin önüne geldiğinde, o sırada Bahçeli'nin başdanışmanı olan Tokat buna engel olmuş ve Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanlığı'na atanmıştı. Korgeneral Altay Tokat Aktüel Dergisi'nde Semin Gümüşel'in sorularını yanıtlarken Taşkesen olayından Şemdinli'ye, Büyükanıt'ın atanmasından YAŞ'A kadar çok tartışılacak açıklamalar da yaptı.

    ASKERİ PİRAMİT: Görevi aksatacak bir gruplaşma değil de, yukarıya doğru bir piramit var. Bu piramitte yukarıya doğru çıktıkça daralmadan kaynaklanan çatışmalar meydana geliyor: Yükselme çatışması! Şûra kararları yargı denetiminde olmadığı ve şahsi tercihler öne çıktığı için gruplaşmalar oluyor. Denetimin olmaması ilişkilerde gerginlik yaratıyor. Küçük fraksiyonlar oluşabiliyor. Büyükanıt'ı istemeyen bir grup var. Siyasi bir grup! Bu, Şemdinli'de de belli oldu.

    DİNLEME YAPAN BELLİDİR: MİT, asker, jandarma ve emniyet. Boş verin! Beni bile dinliyorlar. Türkiye'de dinlenmeyen yok. Dinleyerek ceza alan birini gördünüz mü? Hep dinlenenler ceza aldı. Bu da geri kalmışlığın bir parçası.

    ŞEMDİNLİ'DE HATALILAR: Bunların milisleri olan o kitapçının bir grubu vardır. Bizimkiler de 1998'den sonra baskıyı kaldırınca meydanı boş buldular. Bu milislerin hareketlerini tesbit etmek için bir grup görevlendirilmiştir. Silahlı Kuvvetler'in veya devletin istihbarat unsurları delilbulmak için onları gözetim altında tutacak şekilde hareket ediyor. Fakat başarılı bir hareket yapmamış, hata yapmışlar. Şemdinli'de o istihbaratçıların dışarıdan kontrol etmeleri gereken hedefi izlerken yaptıkları, hatayı bir suikasta çevirip yargıya götürmek... Astsubayların dört avukatı varken, öbürlerinin 300 avukatı varken 55'e düşürdüler. Bu bile yeter! Sonra da 39 yıl ceza geliyor. Hiçbir hukukçu uzman bunun doğru olduğunu söyledi mi? Bu kadar süratli bir yargı Türkiye'de oldu mu? Oraya atılan bomba "Arkadaş, dikkat et, onu yapma" demek için, vazgeçirmek, ikaz için de atılmış olabilir. Ama bunu beceriksizce yaptılar.

    ÜSTLER BİLMEZ: Genel emirler verilir. Harekatın konsepti içerisinde icraatlar vardır. Bölgedeki kişi durumdan görev çıkarır. Ama üst kademe bilmez. Üst kademe sadece "Bölgede milis kuvvetleri kontrol altına alın" diye emir vermiştir.

    BEN DE ATTIRDIM: Benim zamanımda ben de bomba attırdım. Bir, iki kritik noktaya. Boş yerlerdi! Meselem mesaj vermek. Batıdan gelen memurlar, hakimler işin ciddiyetini anlamıyor. Çok koordineli ve iyi çalıştık. Baktım, sonradan işler sakinleşince işi basite almaya çalıştılar. Rast gele dolaşıyorlar, şunu bunu yapıyorlar. Onun üzerine şunlar bir hizaya gelsin diye evlerine yakın iki yere attırdım. Ondan sonra anladılar ki çok dikkatli olmalılar. Bir musibet bin nasihatten iyidir. Öylece onları eğittim ben.

    Yaşar Paşa'yı istemeyenler var

    Yaşar Paşa'nın genelkurmay başkanlığına gelmesini istemeyen gruplar var. Siyasette de, Silahlı Kuvvetler'de de var. Hükümetin bir bölümü, bölücüler, bazı dinci gruplar, tarikatlar da istemiyor. Ancak herkes yasalar içinde kalmaya mecbur. Teamüllere göre de Yaşar Paşa'nın bugün en üst konuma gelmesi, mevcut şartlar içinde artık dönülmez bir pozisyonda bence. Hükümet ısrar eder ve Yaşar Paşa'yı getirmezse 30 Ağustos'a kadar bekletecek. O zaman işler daha da çıkmaza girer, krize gider. Krizde ekonomi büyük zarar görür. Aktüel dergisinden özetlenmiştir.
    avatar
    omniversel
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 89
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty Şemdinli de polise roketli saldırı !

    Mesaj tarafından omniversel C.tesi 30 Haz. - 15:43

    Şemdinli’de polise roketli saldırı !
    Şemdinli’de PKK’lı teröristler polis noktasına roketli saldırı düzenlendi !

    07 Ağustos 2006 09:18


    Hakkari'nin Şemdinli İlçesindeki polis noktasına, terör örgütü PKK üyelerince roketli saldırı düzenlendi.

    İlçe Kaymakamı Altuğ Çağlar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, saat 22.21 sıralarında, ilçe girişindeki polis noktasına terör örgütü PKK üyelerince iki roket atıldığını söyledi.

    Çağlar, roketlerden birinin yola, diğerinin polis noktası önündeki koruma duvarına isabet ettiğini belirterek, ''Saldırıda herhangi bir can kaybı olmadı. Sadece bir polisimiz şarapnel parçalarından etkilenmiş. Hastaneye gitmesine bile gerek duyulmadı'' dedi.

    Çağlar, saldırının ardından terör örgütü üyelerinin gecenin karanlığından yararlanarak kaçtığını söyledi.
    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty Milletvekilinde şok eden açıklama

    Mesaj tarafından Admin C.tesi 20 Ekim - 7:16

    Milletvekilinde şok eden açıklama
    Milletvekili Esat Canan’dan Şemdinli olayıyla ilgili şok açıklamalar..


    26 Kasım 2006 16:00


    Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'ne bağlı Dağlıca Köyü yakınlarındaki ormanlık alanda geçen perşembe gecesi güvenlik güçlerinin açtığı ateşle ölen İslam Terkoğlu ve yaralanan Reşit Soydan'la ilgili Hakkari Valiliği'nin ‘Silahlı PKK'lı teröristler dur ihtarına uymadı’ açıklamasına, Hakkari CHP Milletvekili Esat Canan tepki gösterdi. Hakkari Valiliği'nin yaptığı açıklamayı kabul etmediğini söyleyen Canan, “Terörist olarak gösterdikleri ve kamuoyuna açıkladıkları Reşit Soydan, jandarma tarafından neden savcılığa çıkarılmadan serbest bırakılmıştır? Eğer terörist ise neden işlem yapılmamıştır?'' dedi.

    Yüksekova'nın Dağlıca Köyü yakınlarında bulunan ormanlık alanda 23 Kasım 2006 günü odun toplamaya gittikleri ileri sürülen 24 yaşındaki İslam Terkoğlu ile 40 yaşındaki Reşit Soydan'ın üzerine saat 23.00 sıralarında askerler tarafından ateş açıldığı, bu ateş sonucu İslam Terkoğlu'nun hayatını kaybettiği iddia edilmişti. Terkoğlu'nun amcasının oğlu Metin Terkoğlu da savcılığa konuyla ilgili suç duyurusunda bulunmuştu. Aynı gün Valilik tarafından konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada ise şöyle denilmişti:

    “Yüksekova İlçesi'ne bağlı Dağlıca Köyü'ne bir grup teröristin geldiği duyumunun alınması üzerine güvenlik güçleri tarafından köyün 1.5 kilometre dışında icra edilen operasyon esnasında 23 Kasım 2006 gece saat 23.00 sıralarında silahlı 2 kişi tespit edilmiş ve ‘dur’ ihtarında bulunulmasına rağmen güvenlik güçlerine ateşle karşılık verilmiştir. Bunun üzerine çıkan çatışmada, bir kişi silahlı ve yaralı olarak, diğeri sağ olarak ele geçirilmiştir. Yaralı kişi, güvenlik güçlerince Yüksekova Devlet Hastanesi'ne sevk edilirken, yolda hayatını kaybetmiştir. Konu adli makamlara intikal ettirilmiş olup, gerekli tahkikat başlatılmıştır.'' Ankara'da bulunan ve DHA muhabirine telefonla bilgi veren Hakkari CHP Milletvekili Esat Canan, Hakkari Valiliği'nin yaptığı açıklamayı kabul etmediğini ve kınadığını söyledi. Yüksekova İlçesi Dağlıca Köyü'nde meydana gelen olayda, İslam Terkoğlu'nun öldüğünü, Reşit Soydan ise yaralandığını, köylülerin, köylerine dönerken pusu kurdukları söylenen askerler tarafından açılan ateş sonucu İslam Terkoğlu'nun hayatını kaybettiğini iddia ederek şöyle konuştu:

    “Maalesef ‘dur’ ihtarı yapılmamış ve üzerlerine ateş açılmıştır. Ateş yakın mesafeden yapılmıştır. Yakalama şansları olmalarına rağmen yakalanmamışlardır. Valilik tarafından yapılan basın açıklamasında, Yüksekova'da biri ölü, biri yaralı olmak üzere iki terörist yakalandığı belirtilmiştir. Ben bunu ret ediyorum, kınıyorum. Yüksekova halkını Türk kamuoyunda terörist olarak göstermişlerdir. Gereken hassasiyet gösterilmeden açıklama yapmışlardır. Valilik bu açıklamasını derhal düzeltmesini talep ediyorum. Açıklamada terörist olarak gösterdikleri ve kamuoyuna açıkladıkları Reşit Soydan, jandarma tarafından neden savcılığa dahi çıkarılmadan serbest bırakılmıştır? Eğer terörist ise neden işlem yapılmamıştır? Bu olay gerçeği yansıtmıyor. Ortaya çıkan olay üzücüdür. İslam Terkoğlu'nu öldüren kişiler hakkında derhal idari ve adli soruşturma açılmalıdır. Savcılar derhal olaya el koymalıdırlar. Ailesi suç duyurusunda bulunmuş, ben de bulunacağım. İslam Terkoğlu'nun cenazesi Diyarbakır'a oradan da İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmiştir. Bu olayı takip edeceğim.''
    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty Şemdinli davasında beklenen son !

    Mesaj tarafından Admin C.tesi 20 Ekim - 20:34

    Şemdinli davasında beklenen son !
    Yargıtay, Şemdinli davasında görevsizlik kararı verdi.

    Gülşen'e göre, mahkeme astsubayların PKK tarafından tuzağa düşürüldüğünü görmezden geldi, dava da Avrupa Birliği baskısıyla siyasallaştı.

    Avukatın savunmasından...

    Avukat Gülşen'in savunmasında kullandığı ifadeler şöyle:

    "Müvekkillerim asker olduğu için AB baskısıyla tutuklu kaldı. İddianameyi hazırlayan savcı Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu tarafından meslekten atıldı. Gerekçe olarak yargıyı siyasallaştırdığı belirtildi. Bu dosyada aslında jandarma ve terörle mücadele sorgulandı. Bu dava Türkiye Cumhuriyeti devletinin AB ve BOP karşısında jandarmanın hedef seçildiği ve ortadan kaldırılmak istendiği bir davadır."

    "Astsubaylar kurban seçildi"

    Diğer avukatlar da yerel mahkeme kararının hukuki açıdan sakat olduğunu ve astsubayların olayda kurban seçildiğini iddia etti.

    Astsubaylar hakkındaki karar

    Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde patlayan bomba ve ardından yaşanan olaylar uzun süre tartışılmıştı. Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi 19 Haziran 2006'da astsubaylar Ali Kaya ile Özcan İldeniz'e 39 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası vermişti. Mahkeme heyeti, sanıklar Ali Kaya ve Özcan İldeniz hakkında:

    * Çete kurmak suçundan 1 yıl 11 ay 10 gün,
    * Zahir Korkmaz'ı öldürmek suçundan 25'er yıl,
    * Seferi Yılmaz'ı öldürmeye teşebbüsten 12 yıl,
    * Metin Korkmaz'ı yaralamaktan da 6 ay olmak üzere toplam 39 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası verdi.

    Yargıtay Başsavcılığı ise hazırladığı tebliğnamede bu görüşe katılmamış, cezaların bozulmasını istemişti.

    Başsavcılık, yerel mahkemenin yargılamasını yüzeysel olarak niteleyerek, "mahkemenin delilleri tam olarak toplamadan, kuşkuları gidermeden, olayın derinliğine vakıf olmadan bir karar verdiğini" öne sürmüştü.

    Şemdinli'de ne oldu?

    Şemdinli'de 9 kasım 2005'te eski PKK'lı Seferi Yılmaz'a ait bir kitabevi bombalanmış, patlamada Mehmet Zahir Korkmaz adlı bir kişi hayatını kaybetmişti.

    Bombayı attığı öne sürülen bir kişinin sığındığı otomobil halk tarafından durdurulmuş ve içindeki üç kişi (PKK itirafçısı Veysel Ateş ile astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz) tartaklanarak polise teslim edilmişti.

    Aynı gün otomobilde keşif yapan savcı ve CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan'ın üzerine de ateş açılmış, bir kişi de burada ölmüştü. Ateş açan kişinin uzman çavuş Tanju Çavuş, olayda ölen kişinin de Ali Yılmaz olduğu belirlenmişti.

    Keşif sırasında, astsubaylara ait olduğu belirtilen sivil arabanın bagajında üç kalaşnikof, el bombaları, resmi evrak ve Hakkari ile ilçelerinin haritası ve bir isim listesi bulunmuştu. Listede bombanın patladığı kitabevinin üzerinin kırmızı kalemle çizildiği belirlenmişti.

    Olaydan bir gün sonra PKK itirafçısı Veysel Ateş, kitabevine bomba attığı gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine konurken, astsubaylar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

    Şemdinli'de patlamanın ardından yaşanan olaylar Yüksekova ve Hakkari'ye sıçramış ve Yüksekova'daki güvenlik güçleriyle gösterilen arasında yaşanan çatışmada üç kişi ölmüştü.

    CNN TÜRK
    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty Şemdinli davasında şok gelişme !

    Mesaj tarafından Admin Paz 25 Kas. - 7:09

    Şemdinli davasında şok gelişme !

    Şemdinli davasında Van 3. Ağır Caza Mahkemesi dava dosyasını askeri mahkemeye göndermedi..


    13 Haziran 2007 16:51
    Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde Umut Kitabevi'nin bombalanması olayına karıştıkları gerekçesiyle tutuklanan başçavuşların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.

    9 Kasım 2005 tarihinde Umut Kitabevi'nin bombalanması olayına karıştıkları gerekçesiyle tutuklanan Başçavuşlar Ali Kaya, Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş'in Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasına devam edildi.

    Yaklaşık 2 saat süren duruşmanın ardından mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, 29 Haziran 2007 tarihinde de olayın meydana geldiği mahalde keşif yapılmasına karar verdi.

    Daha sonra duruşma ertelendi.

    Bu arada Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı askeri mahkemeye göndermedi.

    Duruşma öncesi Cumhuriyet Savcısı Sezgin Kanmaz, sanık astsubayların tahliyesini istedi.

    Savcı Kanmaz gerekçe olarak da 'yeterli delillerin mevcut olmadığını' gösterdi.
    Van üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi ise savcının talebini reddetti.

    Cumhuriyet Savcısı Sezgin Kanmaz, Şemdinli olaylarıyla ilgili soruşturmayı yürüten ilk savcı.

    Van Cumhuriyet Başsavcılığı ise olayın ağır ceza mahkemeleri yerine yerel mahkemenin bakmasına karar vermiş ve Kanmaz yerine uzun süre tartışılan iddianameyi hazırlayan Ferhat Sarıkaya'yı görevlendirmişti.

    Şemdinli kararı bozuldu

    Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi, 16 Mayıs'ta Şemdinli davasıyla ilgili sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz hakkındaki 39 yıl 5 ay 10'ar gün hapis cezası kararını ''eksik soruşturma'' gerekçesiyle bozmuştu.

    Şemdinli'de ne oldu?

    Şemdinli'de 9 Kasım 2005'te eski PKK'lı Seferi Yılmaz'a ait bir kitabevi bombalanmış, patlamada Mehmet Zahir Korkmaz adlı bir kişi hayatını kaybetmiş, beş kişi yaralanmıştı.

    Olayın faili olarak yakalananların kimlikleri, Türkiye'de derin devlet tartışmasını yeniden gündeme taşımış, hazırlanan iddianameyle ilgili tartışmalar da savcı Fethat Sarıkaya'nın görevden ihracıyla sonuçlanmıştı.

    Kitabevine bombayı attığı öne sürülen bir kişinin sığındığı otomobil halk tarafından durdurulmuş ve içindeki üç kişi (PKK itirafçısı Veysel Ateş ile astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz) tartaklanarak polise teslim edilmişti.

    Aynı gün otomobilde keşif yapan savcı ve CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan'ın üzerine de ateş açılmış, bir kişi de burada ölmüştü. Ateş açan kişinin uzman çavuş Tanju Çavuş, olayda ölen kişinin de Ali Yılmaz olduğu belirlenmişti.

    Keşif sırasında, astsubaylara ait olduğu belirtilen sivil arabanın bagajında üç kalaşnikof, el bombaları, resmi evrak ve Hakkari ile ilçelerinin haritası ve bir isim listesi bulunmuştu. Listede bombanın patladığı kitabevinin üzerinin kırmızı kalemle çizildiği belirlenmişti.

    Olaydan bir gün sonra PKK itirafçısı Veysel Ateş, kitabevine bomba attığı gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine konurken, astsubaylar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

    Şemdinli'de patlamanın ardından yaşanan olaylar Yüksekova ve Hakkari'ye sıçramış ve Yüksekova'daki güvenlik güçleriyle gösterilen arasında yaşanan çatışmada üç kişi ölmüştü.

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesinde, yerel mahkeme kararının eksik soruşturma ve esastan bozulmasını talep etmişti.


    Şemdinli'de kitabevi bombalanan PKK itirafçısı Seferi Yılmaz'a YSK'dan onay

    Yüksek Seçim Kurulu, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005'te el bombası atılan Umut Kitabevi sahibi Seferi Yılmaz'ın Hakkari'den bağımsız milletvekili adaylığı başvurusunu da inceledi.

    YSK, yaptığı incelemede, Seferi Yılmaz'ın daha önce infazı gerçekleşen ''terör örgütü üyeliği'' suçundan hapis cezasıyla ilgili mahkemeden aldığı memnu hakların iadesine ilişkin karar nedeniyle adaylığına engel bir durum tespit etmedi.

    Bu arada, Seferi Yılmaz'ın, Şemdinli'de meydana gelen olaylardan sonra hakkında ''terör örgütü üyesi olmak ve örgüt propagandası yapmak'' suçuyla açılan davada yargılanması Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor.
    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty Şemdinli sanıkları tahliye edildi

    Mesaj tarafından Admin Paz 16 Ara. - 8:51

    Şemdinli sanıkları tahliye edildi
    14 Aralık 2007

    Osman BEKLEYEN- Fahrettin GÖK/VAN, (DHA)
    Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005 tarihinde meydana gelen olaylarla ilgili, Van Askeri Mahkemesinde görülen davada, sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş tahliye edildi.


    Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi'nin 16 Mayıs 2007'de ‘eksik soruşturma' gerekçesi ile bozduğu Şemdinli davasında, Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi 14 Eylül 2007'deki 4'üncü duruşmasında görevsizlik kararı vermişti. Askeri Mahkemeye gönderilen Şemdinli davasının ilk duruşması bugün Van Askeri mahkemede görülmeye başlandı.

    Umut Kitabevi'ne yapılan bombalı saldırıda 1 kişi hayatını kaybetmiş 5 kişi de yaralanmıştı. Atılan bombayla ilgili astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş ‘Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik eylemde bulunmak, adam öldürmek ve adam öldürmeye teşebbüs etmek, şuç işlemek için anlaşmak' suçlarından tutuklu yargılanıyordu. Sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş bugün yapılan duruşmada tahliye edildi.

    BÜYÜKANIT'IN ADI DA TUTANAĞA GEÇTİ
    Van'da Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde başlayan Şemdinli davası duruşmasında sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel ateş hazır bulundu. Duruşmaya, 4 sanık avukatı ile 9 müdahil avukat katıldı.

    Duruşmanın sabahki bölümü ‘usül' tartışmasına konu oldu. Kimlik tespitinin ardından müdahil avukat Selçuk Kozağaçlı, askeri mahkemenin görevsizlik kararı vermesini istedi. Kozağaçlı, davaya bakacak yerin belirlenmesi için de uyuşmazlık mahkemesine gitmesi gerektiğini savunarak 10 sayfalık bir dilekçeyi mahkeme heyetine sundu. Kozağaçlı, uyuşmazlık mahkemesinin bazı kararlarından örnekler gösterdi.

    Sanıkların operasyonel değil, istihbaratla görevli olduğunu söyleyen müdahil avukat Selçuk Kozağaçlı, bu durumda da bunun askeri suç olmadığını savundu. Avukat Kozağaçlı ayrıca Şemdinli Davası'nın kamuoyu tarafından izlenen bir dava olduğunu belirterek, “İddianameyi hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya ihraç edildi. Heyeti ise tenzili rütbe ile başka illere tayin edildi. Şemdinli davası sürecinde Seferi Yılmaz tutuklu kaldı. Müdahil avukatlar hakkında da soruşturma açıldı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, olay tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanıydı. Bu davayla ilgili ‘Bu sanıkları tanırım, iyi çocuklardır' demişti. Daha sonra da ‘Sanıkların tutuklandığı bu dava, hukuk skandalıdır' diye konuşmuştu. Mahkememizin bağımsızlığı konusunda şüphemiz yoktur. Ancak üyeler Genelkurmaya bağlı kişilerdir. Hiyerarşik açıdan bakıldığında bu durum, mahkemenin bağımsız ve tarafsızlığa olan güveni konusunda endişe yaratmaktadır. Bu nedenle mahkemenin tarafsız ve bağımsız olmayacağı düşüncesindeyiz” dedi.

    Mahkeme Başkanı Hakim Yarbay Yücel Savrul, daha sonra sanıklara söz verdi. 3 sanık da müdahil avukatların talebine katılmadığını söyledi.

    DURUŞMAYA ARA VERİLDİ
    Sanık avukatları ise askeri mahkemenin bu konuda yetkili olduğunu savundu ve bağımsızlığından da şüphe edilemeyeceğini söyleyerek müdahil avukatlarının talebinin reddedilmesini istedi. Askeri Savcı da mütalaasında müdahil avukatlarının talebinin reddedilerek mahkemenin bu konuda yetkili olduğunu belirtti.

    Askeri Mahkeme konuyla ilgili kararı vermek üzere duruşmayı saat 13.00'e erteledi. Duruşmayı 11 basın mensubu izledi. Gazetecilere herhangi bir kısıtlama getirilmedi.

    MÜDAHİL AVUKATLAR SALONU TERKETTİ
    Müdahil avukatların, davanın uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesi ve askeri mahkemenin görevsizlik kararı vermesi yönündeki talepleri, duruşmanın öğleden sonraki bölümünde oy birliği ile reddedilmesi üzerine 9 avukat duruşma salonunu terketti.

    Çıkışta duruşmayı terkeden müdahil avukatlar adına Van Barosu Başkanı da olan avukat Ayhan Çabuk, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Avukat Çabuk, “Şemdinli davasının ilk duruşmasında meydana gelen gelişmelerden dolayı duruşmayı terk ediyoruz. Mahkeme kendisini görevli kabul ederek, bizleri asla içinde olmayacağımız hukukla ve gerçek dışı bir alana çağırmaktadır. Bizler bu alanın figüranları olmayı reddediyoruz” diye konuştu. Müdahil avukatlar davayı bırakmayacaklarını da söyledi.

    10 SAYFALIK DİLEKÇE VERMİŞLERDİ
    Müdahil avukatlar duruşmanın sabahki bölümünde, davaya bakacak mahkemenin belirlenmesi için uyuşmazlık mahkemesine gidiymesi tabeliyle 10 sayfalık bir dilekçeyi mahkeme heyetine sunmuştu.

    Müdahil avukatlar ayrıca yaptıkları savunmada ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın olay tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanı olduğunu hatırlatarak, “Bu davayla ilgili ‘Bu sanıkları tanırım, iyi çocuklardır' demişti. Daha sonra da ‘Sanıkların tutuklandığı bu dava, hukuk skandalıdır' diye konuşmuştu. Mahkememizin bağımsızlığı konusunda şüphemiz yoktur. Ancak üyeler Genelkurmaya bağlı kişilerdir. Hiyerarşik açıdan bakıldığında bu durum, mahkemenin bağımsız ve tarafsızlığa olan güveni konusunda endişe yaratmaktadır. Bu nedenle mahkemenin tarafsız ve bağımsız olmayacağı düşüncesindeyiz” demişti.

    NOTLAR

    ‘SALDIRIYI PKK YAPTI'
    Duruşmada, sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş, Hakim Yarbay Yücel Savrul'un sorularını yanıtladı. Astsubay Kaya, 9 Kasım 2005 tarihinde, Şemdinli'de meydana gelen olayın, terör örgütü PKK üyeleri tarafından yapıldığını savunarak “Bu olaydan sonra yakalanan bazı terör örgütü PKK üyeleri de olayın, (Abbas) kod adlı terör örgütü üyesi Duran Kalkan tarafından organize edildiğini belirtmişlerdir. Yakalanan bu teröristler, bu işin terör örgütü tarafından yapılarak Jandarma Komutanlığı elamanlarının üzerine atılmasının da organize edildiğini beyan etmişlerdir” dedi.

    ‘DEFTERDE BAZI İSİMLERİN ALTINDAKİ ÇARPI İŞARETLERİ'
    Sanık Astsubay Özcan İldeniz'e ise Savcı Yarbay Hakan İleri, defterdeki bazı isimlerin altında neden çarpı işareti olduğunu sordu. Şemdinli'de istihbarat faaliyetlerinden sorumlu olduğunu söyleyen astsubay İldeniz, “Bu bölgedeki çalışmalarımda ‘Sabri' kod adlı Ali Kısıkyol örgütün dağ sorumlusu, Seferi Yılmaz da örgütün şehir sorumlusuydu. Seferi Yılmaz örgüt içinde ‘Hacı' kod adı ile tanınır. Bu nedenle takibe aldığım Seferi Yılmaz ile terör örgütünün dağ kadrosuyla telefon görüşmesi yapanları ve DTP'nin kuruluşunda yer alanların altına çarpı işareti koydum” dedi.

    Sanık avukatları da davada Van Cumhuriyet Savcısının hazırladığı iddianamenin ‘sakat' olduğunu ileri sürdü. Olayın bir tuzak olduğunu ileri süren sanık avukatları, olaylar sırasında Şemdinli'de askerlerin bulunduğu aracın, terör örgütü üyelerince gasp edildiğini ifade ettiler. Avukatlar, aracın içinde bulunan Alman yapımı el bombalarının da bu sırada araca konulduğunu öne sürdü.

    ‘ADALET TECELLİ ETTİ'
    Duruşma sonrasında tahliye kararını değerlendiren sanık astsubayların avukatı Vedat Gülşen, “Bu kararla terör örgütü PKK'nın ve AB'nin propagandasında, devlet aleyhine olan en büyük kozu elinden alınmıştır” dedi. Avukat Gülşen, şunları söyledi:

    “Askeri Mahkeme dosyayı baştan sonra tetkik ederek, Anayasanın 19. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki insan haklarının hürriyetlerinin kısıtlanmasına ilişkin olan maddeler ile Ceza Muhakemesi Usulü'nün 100 ve 102. maddelerini esas alarak, tutuklamanın amacını aştığı ve aykırı olduğu, mevcut toplanan delillere göre de isnat edilen suçun sübutu hakkında da mahkumiyete delil görmediğinden, Yargıtayın tebliğnamesi ve mahkeme kararı da esas alınarak, sanıkları tahliye etmiştir. Adalet tecelli etmiştir.”

    DURUŞMA DEVAM ETTİ
    Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülen Şemdinli davası duruşmasının öğleden sonraki celsesi, talepleri reddedilen müdahil avukatların yarım saat içinde salonu terketmesinden sonra normal olarak devam etti. Öğleden sonra yapılan duruşmada ise sanıklar tahliye edildi.

    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=7868476
    avatar
    greaturq
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 8
    Kayıt tarihi : 16/12/07

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty Şemdinli davasında tahliye kararı !

    Mesaj tarafından greaturq Ptsi 17 Ara. - 13:35

    Şemdinli davasında tahliye kararı !
    Şemdinli davasında 2’si astsubay 3 sanık serbest bırakıldı..

    14 Aralık 2007 17:12
    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ 56870_2007-12-15
    Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005 tarihinde meydana gelen olaylarla ilgili, Van Askeri Mahkemesinde görülen davada, sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş tahliye edildi.

    Şemdinli davası sanıkları tutuksuz yargılanacak

    Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005 tarihinde meydana gelen olaylarla ilgili, Van Askeri Mahkemesinde görülen davada, sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş tahliye edildi.

    Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Van Askeri Mahkemesinde bugün başlayan davanın birinci oturumunda, müdahil avukatlarının görevsizlik kararı verilmesi yönündeki talebi, duruşmanın ikinci oturumunda reddedildi.

    Mahkeme heyeti, duruşmanın ikinci oturumunda, sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş'in savunmalarını dinledi.

    Yaklaşık 5 saat süren duruşmada, mahkeme heyeti 15 dakika ara verdi. Daha sonra devam eden duruşmada, mahkeme heyeti, sanıkların delilleri karartma ihtimali ve kaçma şüphelerinin bulunmaması, TSK'da görevli olmaları nedeniyle tutuksuz yargılanmalarına karar verdi.

    Duruşma, 14 Mart 2008 tarihine ertelendi.


    Şemdinli'de ne olmuştu ?

    Şemdinli'de 9 Kasım 2005'te eski PKK'lı Seferi Yılmaz'a ait Umut Kitabevi bombalanmış, patlamada Mehmet Zahir Korkmaz adlı bir kişi hayatını kaybetmişti.

    Bombayı attığı öne sürülen bir kişinin sığındığı otomobil halk tarafından durdurulmuş ve içindeki üç kişi (PKK itirafçısı Veysel Ateş ile astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz) tartaklanarak polise teslim edilmişti.

    Aynı gün otomobilde keşif yapan savcı ve CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan'ın üzerine ateş açılmış, burada 1 kişi ölmüştü. Ateş açan kişinin uzman çavuş Tanju Çavuş, olayda ölen kişinin de Ali Yılmaz olduğu belirlenmişti.

    Keşif sırasında, astsubaylara ait olduğu belirtilen sivil arabanın bagajında üç kalaşnikof, el bombaları, resmi evrak ve Hakkari ile ilçelerinin haritası ve bir isim listesi bulunmuştu. Listede bombanın patladığı kitabevinin üzerinin kırmızı kalemle çizildiği belirlenmişti.

    Olaydan bir gün sonra PKK itirafçısı Veysel Ateş, kitabevine bomba attığı gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine konurken, astsubaylar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

    Şemdinli'de patlamanın ardından yaşanan olaylar Yüksekova ve Hakkari'ye sıçramış ve Yüksekova'daki güvenlik güçleriyle gösterilen arasında yaşanan çatışmada üç kişi ölmüştü.

    Yargılama sürecinde Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve PKK itirafçısı Veysel Ateş'i, "adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs etmek" suçlarından 39 yıl 10 ay 27'şer gün hapis cezasına çarptırdı.

    Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi, kararı "eksik soruşturma" gerekçesiyle bozarak, davanın askeri mahkemede görülmesi gerektiğine işaret etti.

    Bozma kararına uyan Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi sanıkların tutukluluk halinin devamına ve davanın askeri mahkemede görülmesine karar verdi.

    Ayrıntılar ve tüm gelişmeler Haber3.com'da olmaya devam edecek.

    Yeni detayları bu haberi yenileyerek öğrenebilirsiniz. Bizden ayrılmayın !


    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=314858
    avatar
    kerkukmusul
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 2
    Kayıt tarihi : 05/12/07

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty Geri: ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ

    Mesaj tarafından kerkukmusul Çarş. 19 Ara. - 16:03

    ''Şemdinli Duran Kalkan'ın işi''
    Şemdinli davasında yargılanan Astsubay Ali Kaya, Şemdinli'yi terörist Kalkan'ın yaptığını söyledi..

    15 Aralık 2007 13:55
    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ 23238_2007-12-17
    Şemdinli davası sanıklarından Astsubay Ali Kaya, ''Bu olaydan sonra yakalanan bazı terör örgütü üyeleri, olayın (Abbas) kod adlı terör örgütü üyesi Duran Kalkan tarafından organize edildiğini beyan etmişlerdir'' dedi.

    Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005 tarihinde meydana gelen olaylarla ilgili Van 3. Ağır Ceza Mahkemesince ''Adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs'' suçlarından 39 yıl, 5 ay, 10'ar gün hapis cezasına çarptırılan sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş, Van Askeri Mahkemesindeki ilk duruşmanın ikinci bölümünde savunmalarını yaptı.

    Sanık Astsubay Ali Kaya, olay gününe ilişkin Hakim Yarbay Yücel Savrul'un sorularını yanıtladı. Kaya, 9 Kasım 2005 tarihinde Şemdinli'de meydana gelen olayın, terör örgütü PKK üyeleri tarafından yapıldığını savunarak, şunları söyledi: ''Bu olaydan sonra yakalanan bazı terör örgütü PKK üyeleri de olayın, (Abbas) kod adlı terör örgütü üyesi Duran Kalkan tarafından organize edildiğini belirtmişlerdir. Yakalanan bu teröristler, bu işin terör örgütü tarafından yapılarak Jandarma Komutanlığı elamanlarının üzerine atılmasının da, organize edildiğini beyan etmişlerdir.''

    -''DEFTERDE BAZI İSİMLERİN ALTINDAKİ ÇARPI İŞARETLERİ''-

    Sanık Astsubay Özcan İldeniz de Savcı Yarbay Hakan İleri'nin, ''Olay günü bulunduğunuz araçta ele geçirilen defterde bazı isimlerin altında çarpı işaretleri var. Bu çarpı işaretleri anlama geliyor? Neden bu çarpı işaretlerini koydunuz'' şeklindeki sorusuna şu cevabı verdi: ''İstihbarat faaliyetlerinde Şemdinli sorumlusuydum. Bu bölgedeki çalışmalarımda (Sabri) kod adlı Ali Kısıkyol, örgütün dağ sorumlusuydu. Seferi Yılmaz da örgütün şehir sorumlusu idi.

    Seferi Yılmaz örgüt içinde (Hacı) kod adı ile tanınır. Bu nedenle takibe aldığım Seferi Yılmaz ile terör örgütünün dağ kadrosuyla telefon görüşmesi yapanları ve DTP'nin kuruluşunda yer alanların altına çarpı işareti koydum.''

    Diğer sanık Veysel Ateş'in de dinlenmesinin ardından sanık avukatları söz aldılar. Avukatlar,olaya ilişkin Van Cumhuriyet Savcısının hazırladığı iddianamenin ''sakat olduğunu'' savundular. Dava konusu olayın ''tuzak olduğunu'' öne süren sanık avukatları, 9 Kasım 2005 günü, Şemdinli'de askerlerin bulunduğu aracın, terör örgütü üyelerince gasp edildiğini ifade ettiler.

    Avukatlar, aracın içinde bulunan Alman yapımı el bombalarının da bu sırada araca konulduğunu söylediler. Askeri Savcı Yarbay Hakan İleri, tutuklu geçecek sürenin, CMK'nın 102. Maddesinde en fazla 2 yıl olarak belirlendiğini ifade ederek ''sanıkların tutukluk sürelerinin 2 yılı geçmesi, bu aşamada delilleri yok etme, gizleme ve değiştirme imkanları bulunmadığı, kaçma şüphelerinin olmadığı, tanık ya da mağdurlar üzerinde baskı kurmalarının söz konusu olamayacağı'' gerekçesiyle sanıkların tahliyelerini talep etti.

    Duruşmaya 15 dakika ara veren mahkeme heyeti, sanıkların delilleri karartma ihtimalinin bulunmaması, '2 sanığın TSK mensubu olması' ve CMK'nın 102. maddesi gereği tutukluluk süresinin 2 yılı geçmesi nedeniyle tahliyelerini kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, duruşmayı 14 Mart 2008 tarihine erteledi.

    -DAVA YARGITAYDA BOZULMUŞTU-

    Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005 tarihinde meydana gelen patlamayla ilgili Van 3. Ağır Mahkemesinde 19 Haziran 2006 tarihinde görülen davada, tutuklu sanıklar Astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş hakkında, ''adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs'' suçlarından 39 yıl, 5 ay, 10'ar gün hapis cezası verilmişti.

    Sanık avukatlarının, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin kararına itirazı üzerine temyiz incelemesini 16 Mayıs 2007'de tamamlayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, sanık astsubaylar Kaya ve İldeniz'i ''Adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs'' suçlarından 39 yıl 5 ay 10'ar gün hapse mahkum eden kararının, usul yönünden bozulmasını kararlaştırmıştı. 13 Haziran 2007 tarihinde yeniden Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanan davanın 14 Eylül 2007'deki duruşmasında, mahkeme heyeti görevsizlik kararı vererek, dosyayı Van Askeri Mahkemesine göndermişti.


    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=315160
    avatar
    kerkukmusul
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 2
    Kayıt tarihi : 05/12/07

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty Geri: ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ

    Mesaj tarafından kerkukmusul Çarş. 19 Ara. - 16:04

    Şemdinli sanıklarına jet tayin
    Askeri mahkemenin tahliye ettiği Şemdinli Davası sanıkları Batı illerine tayin edildi.

    16 Aralık 2007 12:13

    Askeri mahkemenin tahliye ettiği Şemdinli Davası sanıkları astsubaylar Ali Kaya ile Özcan İldeniz, jet hızıyla "Batı illerine" tayin edildi. Silahlarını teslim alan iki astsubaya birer ay izin verildi. Jandarma Kolordu Komutanlığı Van Askeri Mahkemesi'nin cuma günü tahliye ettiği Şemdinli Davası sanıkları astsubaylar Ali Kaya ile Özcan İldeniz'in, 2 yıl tutuklu kaldıkları askeri cezaevinden çıkar çıkmaz, yaşamları değişti. Alınan bilgilere göre Kaya ve İldeniz askeri cezaevinden salıverildikten sonra Şemdinli olayları sırasında da yanlarında olan üzerlerine zimmetli silahlarını geri aldılar.

    JET TAYİN ÇIKTI

    Hakkâri İl Jandarma Alay Komutanlığı, iki astsubaya birer ay izin verdi. Kaya'nın iznini; Bitlis - Mutki'de, İldeniz'in de Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde geçireceği öğrenildi. Kaya ve İldeniz'i tahliye sonrası bekleyen sürprizler, silahlarının teslim edilmesi ve izin verilmesi ile sınırlı kalmadı. İki astsubayın, ismi bilinen ancak güvenlik gerekçesiyle "şimdilik" gizli tutulan iki Batı iline tayin edilmelerine ilişkin yazı hazırlandı. Kaya ve İldeniz'in tayin yazılarının, izin dönüşünde tebliğ edileceği öğrenildi. Sivil mahkeme tarafından 39'ar yıl hapis cezasına çarptırılan astsubaylar, davanın askeri mahkemeye geçmesinden sonra önceki gün yapılan ilk duruşmada tahliye edilmişti.

    KUTLAMA İDDİASI

    Bu arada PKK yanlısı Fırat Haber Ajansı, astsubayların tahliyesinden sonra Şemdinli'de Alay Komutanı'nın da aralarında bulunduğu askeri yetkililerin, 2 tank eşliğinde kutlama yaptıklarını ileri sürdü.

    Sabah

    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=315363
    avatar
    Magnesia
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 3
    Kayıt tarihi : 18/12/07

    ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ Empty Geri: ŞEMDINLI - SALDIRI GLADYO İŞİ

    Mesaj tarafından Magnesia Perş. 20 Ara. - 2:49

    DTP yine kaşıyor!

    DTP Şemdinli davasının kararına ilişkin yine skandal bir açıklama geldi.

    15 Aralık 2007 17:46

    DTP tarafından, Şemdinli sanıklarının serbest bırakılması, “devlet ve asker içindeki çeteleşmenin önünü kesecek irade ve mekanizmanın halen ortaya çıkmadığını göstermektedir” şeklinde değerlendirildi ve “Bu karar Büyükanıt’ın iyi çocuklarını 'iyi işler' yapmaya teşvik eden bir karardır” denildi.

    DTP tarafından yapılan yazılı açıklamada, Şemdinli İlçesi'nde 9 Kasım 2005 tarihinde meydana gelen kitapevindeki patlamanın sanığı olarak yargılanan 2 astsubay ve PKK itirafçısının tahliye edilmesi kaygı verici olarak değerlendirildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın sanıklar hakkındaki “iyi çocuklar” sözleri hatırlatılarak, şu ifadelere yer verildi:

    “Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın savunduğu sanıkların bırakılması, devlet ve asker içindeki çeteleşmenin önünü kesecek bir irade ve mekanizmanın halen ortaya çıkmadığını göstermektedir. 30 yıllık çatışma döneminde ortaya çıkan çeteler, hem devleti çürütmekte, hem halkımızın yaşamını, geleceğimizi tehdit etmektedir. Bu karar, Büyükanıt’ın “Unuttuk, elimizden kaçırdık” dediği demokrasi, insan hakları, barış ve özgürlük gibi değerler için mücadele edenlerin tehdit edilmeye, öldürülmeye devam edeceğini göstermektedir.”

    Davanın görülme biçimi, askeri mahkemeye bırakılması ve alınan kararın bir hukuk skandalı olduğu savunularak, şunlar kaydedildi:

    “39 yıl hapsi istenen sanıkların askeri mahkeme tarafından bırakılması hiçbir gerekçeyle açıklanamaz. Çeteleşmeyi mahkum etmek yerine destekleyen, önünü açan kararlar vermek, geleceğimizi tehdit eden bu özel savaş örgütlenmelerinden kurtulamayacağımız anlamına geliyor. Hrant Dink, Zirve Yayınevi çalışanlarının katledilmesi gibi olayların örtbas edileceği ve sorumlularının açığa çıkarılmayacağı izlenimi veriyor. Karardan sonra bugün Şemdinli’de üst düzey askeri yetkililerin tanklarla tur atarak kutlama yapmasının suçluların savunulduğunu

    ANKA

    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=315245

      Forum Saati Paz 19 Mayıs - 7:40