Türkiye dinci bir devlet mi oluyor?
Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Dr. Yılmaz Esmer’den olay yaratacak tespit...
20 Ağustos 2007 11:21
Nereden Nereye?..
Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Dr. Yılmaz Esmer 22 Temmuz seçimleri sonrasında bir araştırma yapmış. 56 ilde 1398 seçmenin katılımıyla gerçekleşen çalışmanın sonucunda ortaya çıkan gerçek, şaşırtıcı değil; Türkiye'nin dinci devlete doğru yürüyüşünün toplumbilimsel bir göstergesi.
Birkaç noktada bulgular şöyle: Yüzde 60'a varan çoğunluk cumhurbaşkanının dindar olmasını önemli buluyor. AKP seçmeninin yüzde 83'ü bir kadının plajda mayo ile dolaşmasını günah sayıyor. Yine AKP seçmenlerine göre dünyayı algılamak için din kitapları bilimsel buluşlardan önemli ve din ile dünya işleri birbirinden ayrılamaz... vesaire...
Müttefikimiz ABD'nin Türkiye için öngördüğü laik Cumhuriyetten "Ilımlı İslam Cumhuriyeti Modeli" ne dönüşümün altyapısı büyük ölçüde oluşmuş durumdadır; hedefe doğru seçimle ulaşmak yöntemi olaya demokratik bir görüntü sağlayacaktır.
Yaşadığımız her olay bu gerçeğin dışavurumundan başka bir şey değil...
Tesettürün Çankaya'ya tırmanması da "İnsan Hakları" nın temel ilkesini oluşturan kadın-erkek eşitliğine aykırı olmasına karşın demokratik sayılmıyor mu?
*
Peki, bu noktaya nasıl geldik?
Her şeyden önce şu gerçeği algılamak gerekir: Türkiye'de kişi başına düşen eğitim süresi 3.5 yıldır. Daha başka deyişle öğretimden yoksun bir toplumuz. Bu eksikliği Kuran kursları, tarikat ve cemaat kültürü, dincilik propagandası dolduruyor. Yukarıda kimi verilerini sergilediğimiz araştırma da çok bilinen bir gerçeği dile getiriyor.
"Öğretim Birliği" ilkesinin ve yasasının rafa kaldırılması toplumun büyük çapta laiklik temel ilkesinden uzaklaştırılmasına hizmet etmiştir...
*
Vaktiyle çok partili rejimimizde ağırlığı sağlayan "merkez sağ-merkez sol" dengesi de artık tarihe gömülmüş bulunuyor.
22 Temmuz seçimleri gösterdi ki merkez sağ ortadan kalkmıştır. Dışarıdan dayatılan "Ilımlı İslam Devleti Modeli" nin fiilen gerçekleşme aşaması izlenmektedir.
Elinizdeki gazete çok uzun yıllardan beri bu oluşumu mercek altına yatırmış, bu yolda olacakları önceden haber vermiştir. Vaktiyle merkez sağ, oy sandığında ağırlık kazanıp iktidara geçebilmek için dinciliğin bir ölçüde kullanılmasına cevaz veriyordu.
Artık merkez sağ, İslamcı siyasetin şemsiyesi altına girmiş, partileri tasfiye edilmiştir.
Arada bir kısa kesintiler de olsa, uzun sayılabilecek bir çok partili rejim yaşamında, bu noktaya vardık.
Bundan sonra ne olacaktır?
Bugünden bilmek gerekir ki siyaset "Ilımlı İslam" çerçevesinde de kalmayacak, daha açık ve köktenci bir dinciliğe doğru zorlama gündeme girecektir.
*
"Ilımlı İslam Devleti" ni "Büyük Ortadoğu Projesi" nde Türkiye'ye dayatan ABD hiç kuşkusuz dünyanın en büyük gücüdür; ama tasarımlarının her yerde başarıya ulaştığını söylemek kolay değil.
Dileriz ki müttefikimiz Amerika, Türkiye'de de yenilgiye uğrar.
Çünkü gidişat, neresinden bakarsanız bakın, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin rafa kaldırılmasını, daha kısa deyişle "son" unu öngörüyor.
Cumhuriyet
http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=272187
Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Dr. Yılmaz Esmer’den olay yaratacak tespit...
20 Ağustos 2007 11:21
Nereden Nereye?..
Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Dr. Yılmaz Esmer 22 Temmuz seçimleri sonrasında bir araştırma yapmış. 56 ilde 1398 seçmenin katılımıyla gerçekleşen çalışmanın sonucunda ortaya çıkan gerçek, şaşırtıcı değil; Türkiye'nin dinci devlete doğru yürüyüşünün toplumbilimsel bir göstergesi.
Birkaç noktada bulgular şöyle: Yüzde 60'a varan çoğunluk cumhurbaşkanının dindar olmasını önemli buluyor. AKP seçmeninin yüzde 83'ü bir kadının plajda mayo ile dolaşmasını günah sayıyor. Yine AKP seçmenlerine göre dünyayı algılamak için din kitapları bilimsel buluşlardan önemli ve din ile dünya işleri birbirinden ayrılamaz... vesaire...
Müttefikimiz ABD'nin Türkiye için öngördüğü laik Cumhuriyetten "Ilımlı İslam Cumhuriyeti Modeli" ne dönüşümün altyapısı büyük ölçüde oluşmuş durumdadır; hedefe doğru seçimle ulaşmak yöntemi olaya demokratik bir görüntü sağlayacaktır.
Yaşadığımız her olay bu gerçeğin dışavurumundan başka bir şey değil...
Tesettürün Çankaya'ya tırmanması da "İnsan Hakları" nın temel ilkesini oluşturan kadın-erkek eşitliğine aykırı olmasına karşın demokratik sayılmıyor mu?
*
Peki, bu noktaya nasıl geldik?
Her şeyden önce şu gerçeği algılamak gerekir: Türkiye'de kişi başına düşen eğitim süresi 3.5 yıldır. Daha başka deyişle öğretimden yoksun bir toplumuz. Bu eksikliği Kuran kursları, tarikat ve cemaat kültürü, dincilik propagandası dolduruyor. Yukarıda kimi verilerini sergilediğimiz araştırma da çok bilinen bir gerçeği dile getiriyor.
"Öğretim Birliği" ilkesinin ve yasasının rafa kaldırılması toplumun büyük çapta laiklik temel ilkesinden uzaklaştırılmasına hizmet etmiştir...
*
Vaktiyle çok partili rejimimizde ağırlığı sağlayan "merkez sağ-merkez sol" dengesi de artık tarihe gömülmüş bulunuyor.
22 Temmuz seçimleri gösterdi ki merkez sağ ortadan kalkmıştır. Dışarıdan dayatılan "Ilımlı İslam Devleti Modeli" nin fiilen gerçekleşme aşaması izlenmektedir.
Elinizdeki gazete çok uzun yıllardan beri bu oluşumu mercek altına yatırmış, bu yolda olacakları önceden haber vermiştir. Vaktiyle merkez sağ, oy sandığında ağırlık kazanıp iktidara geçebilmek için dinciliğin bir ölçüde kullanılmasına cevaz veriyordu.
Artık merkez sağ, İslamcı siyasetin şemsiyesi altına girmiş, partileri tasfiye edilmiştir.
Arada bir kısa kesintiler de olsa, uzun sayılabilecek bir çok partili rejim yaşamında, bu noktaya vardık.
Bundan sonra ne olacaktır?
Bugünden bilmek gerekir ki siyaset "Ilımlı İslam" çerçevesinde de kalmayacak, daha açık ve köktenci bir dinciliğe doğru zorlama gündeme girecektir.
*
"Ilımlı İslam Devleti" ni "Büyük Ortadoğu Projesi" nde Türkiye'ye dayatan ABD hiç kuşkusuz dünyanın en büyük gücüdür; ama tasarımlarının her yerde başarıya ulaştığını söylemek kolay değil.
Dileriz ki müttefikimiz Amerika, Türkiye'de de yenilgiye uğrar.
Çünkü gidişat, neresinden bakarsanız bakın, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin rafa kaldırılmasını, daha kısa deyişle "son" unu öngörüyor.
Cumhuriyet
http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=272187