Diyanet’in dergisi: Modernlik tehlikeli !
Diyanet’in dergisinde tartışma yaratacak ifadeler yer aldı: “Modernite din için en büyük tehlikedir..”
18 Mart 2007 14:56
Diyanet İşleri Başkanlığı, aylık yayın organı olan "Diyanet" dergisinin bu ayki sayısında "Modernite" konusunu işledi. Başyazısını Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun yazdığı dergide; ilahiyatçılardan birçoğu, "bugünkü anlamda modernitenin" İslam dinine ve Müslüman aile yapısına, geleneklere zarar verdiğini savundu.
CUMHURİYET PROJESİ DİYANET
Dergide, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Fikret Karaman, Diyanet'in saygın bir Cumhuriyet projesi ve kurum olduğunu belirterek, "Diyanet İşleri Başkanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı aynı tarihte kurulmuştur. Bu kanunun gerekçesinde günümüzde göz ardı edilmemesi gereken şu önemli ifade yer almıştır: Din ve Ordunun siyaset cereyanları ile alakadar olması birçok sakıncalar doğurur" dedi.
DERGİDE MODERNİTE TANIMI
Diyanet dergisinde, modernite şöyle anlatılıyor: "Modern kelimesi 14'üncü asrın sonlarına ait bir kelime olsa da bu kökten gelen ve yeni olan şeyleri savunan kimse manasına modernist kelimesi ilk defa 1769 yılında kullanıldı, yine yeni olmayı temsil eden modernite, 1823 yılında, yenileşmeyi ifade eden modernizasyon, 1878 yılında ve özellikle kilise içinde de büyük farklılıklar ortaya çıkaran, dilimizde yenilikçilik diyebileceğimiz modernizm kelimesinin ise sadece bir asırlık ömrü var, 1900 yılından itibaren kullanılmaya başlandı."
DİN UZMANLARI MODERNİZMİ DEĞERLENDİRDİ
DOÇ. DR. ADNAN ARSLAN (İSAM):
İslam ülkeleri çatışma yaşıyor
Din, modern batı toplumunda inanç dünyasını dahi bazı din benzeri (büyü, hurafe) hareketlerle paylaşmak durumunda kaldı. Aile dini bir müessese olmaktan çıkmış, evlenme merasimlerinde dini semboller daha az kullanılır hale gelmiş ve dinin hoş görmediği evlilik dışı cinsel ilişkiler meşru görülür duruma gelmiştir. İslam ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de gelenek-modernite çatışması doğdu. Kısaca dinin modern toplumda, metafizik ve sosyal realiteyi inşadaki etkisi asgariye indirilmiştir. Bu noktada geleneksel ve dini olanı hesaba katmayan hiçbir çözümün işlemediğini söylemek doğru olacaktır.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF. ALİ BARDAKOĞLU:
İkisi de gerekli
Müslümanlara düşen, moderniteyi tamamen gözardı etmek değil, aksine dinin özündeki dinamizmi ve evrenselliği yeniden okuyup dinin ana kaynaklarının güvenilir bilgisini eksene almak, bu zeminde yenileşmeyi, değişimi ve neticede kendi çağdaşlığını üretmeyi başarabilmektir.
DOÇ. BURHANETTİN TATAR (İLAHİYATÇI)
Amaçtan sapma
Günümüz modernliğinin bireyselliğe aşırı vurgu yapar hale gelmesi bir tür amaçtan sapma olarak görülebilir.
DOÇ. DR. AHMET KAVAS İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Müslüman aile küçülüyor...
Gittikçe tehlikeli boyutlara ulaşan modernite karşısında kurtarılması gereken ilk kurum Müslüman ailesi olmalıdır. Yaşanmışı bin defa da tecrübe etsen aynı neticeyi verir diye özetlenen, eskilerin tabiriyle yeni tecrübeler aramak yerine kendi aslımızı iyi öğrenip, geleceğimizi onun da katkılarıyla sağlam esaslar üzerine inşa etmek durumundayız. Müslüman aile modernite ile daha da küçülüp yok oluyor. Gelecekte Müslümanlara faydalı olur diye genç nesillerimizi eğitmek için Avrupa ve özellikle Amerika üniversitelerine gönderiyoruz. Bir daha geri dönmemenin yollarını arıyorlar.
Sabah
Diyanet’in dergisinde tartışma yaratacak ifadeler yer aldı: “Modernite din için en büyük tehlikedir..”
18 Mart 2007 14:56
Diyanet İşleri Başkanlığı, aylık yayın organı olan "Diyanet" dergisinin bu ayki sayısında "Modernite" konusunu işledi. Başyazısını Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun yazdığı dergide; ilahiyatçılardan birçoğu, "bugünkü anlamda modernitenin" İslam dinine ve Müslüman aile yapısına, geleneklere zarar verdiğini savundu.
CUMHURİYET PROJESİ DİYANET
Dergide, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Fikret Karaman, Diyanet'in saygın bir Cumhuriyet projesi ve kurum olduğunu belirterek, "Diyanet İşleri Başkanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı aynı tarihte kurulmuştur. Bu kanunun gerekçesinde günümüzde göz ardı edilmemesi gereken şu önemli ifade yer almıştır: Din ve Ordunun siyaset cereyanları ile alakadar olması birçok sakıncalar doğurur" dedi.
DERGİDE MODERNİTE TANIMI
Diyanet dergisinde, modernite şöyle anlatılıyor: "Modern kelimesi 14'üncü asrın sonlarına ait bir kelime olsa da bu kökten gelen ve yeni olan şeyleri savunan kimse manasına modernist kelimesi ilk defa 1769 yılında kullanıldı, yine yeni olmayı temsil eden modernite, 1823 yılında, yenileşmeyi ifade eden modernizasyon, 1878 yılında ve özellikle kilise içinde de büyük farklılıklar ortaya çıkaran, dilimizde yenilikçilik diyebileceğimiz modernizm kelimesinin ise sadece bir asırlık ömrü var, 1900 yılından itibaren kullanılmaya başlandı."
DİN UZMANLARI MODERNİZMİ DEĞERLENDİRDİ
DOÇ. DR. ADNAN ARSLAN (İSAM):
İslam ülkeleri çatışma yaşıyor
Din, modern batı toplumunda inanç dünyasını dahi bazı din benzeri (büyü, hurafe) hareketlerle paylaşmak durumunda kaldı. Aile dini bir müessese olmaktan çıkmış, evlenme merasimlerinde dini semboller daha az kullanılır hale gelmiş ve dinin hoş görmediği evlilik dışı cinsel ilişkiler meşru görülür duruma gelmiştir. İslam ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de gelenek-modernite çatışması doğdu. Kısaca dinin modern toplumda, metafizik ve sosyal realiteyi inşadaki etkisi asgariye indirilmiştir. Bu noktada geleneksel ve dini olanı hesaba katmayan hiçbir çözümün işlemediğini söylemek doğru olacaktır.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF. ALİ BARDAKOĞLU:
İkisi de gerekli
Müslümanlara düşen, moderniteyi tamamen gözardı etmek değil, aksine dinin özündeki dinamizmi ve evrenselliği yeniden okuyup dinin ana kaynaklarının güvenilir bilgisini eksene almak, bu zeminde yenileşmeyi, değişimi ve neticede kendi çağdaşlığını üretmeyi başarabilmektir.
DOÇ. BURHANETTİN TATAR (İLAHİYATÇI)
Amaçtan sapma
Günümüz modernliğinin bireyselliğe aşırı vurgu yapar hale gelmesi bir tür amaçtan sapma olarak görülebilir.
DOÇ. DR. AHMET KAVAS İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Müslüman aile küçülüyor...
Gittikçe tehlikeli boyutlara ulaşan modernite karşısında kurtarılması gereken ilk kurum Müslüman ailesi olmalıdır. Yaşanmışı bin defa da tecrübe etsen aynı neticeyi verir diye özetlenen, eskilerin tabiriyle yeni tecrübeler aramak yerine kendi aslımızı iyi öğrenip, geleceğimizi onun da katkılarıyla sağlam esaslar üzerine inşa etmek durumundayız. Müslüman aile modernite ile daha da küçülüp yok oluyor. Gelecekte Müslümanlara faydalı olur diye genç nesillerimizi eğitmek için Avrupa ve özellikle Amerika üniversitelerine gönderiyoruz. Bir daha geri dönmemenin yollarını arıyorlar.
Sabah