VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


    Moon tarikatı AK Parti'nin peşinde !

    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    Moon tarikatı AK Parti'nin peşinde ! Empty Moon tarikatı AK Parti'nin peşinde !

    Mesaj tarafından Admin Paz 1 Tem. - 23:34

    Moon tarikatı AK Parti'nin peşinde !
    Siyaset kulislerinden ilginç iddia...Moon tarikatının AK Parti Hükümeti'ne komplo kurduğu iddia edildi.

    19 Ağustos 2006 13:40


    Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Dış Politika Danışmanı Egemen Bağış'a göre demokratik bir ülkede devlet ve hükümet diye iki ayrı oluşum olmaz. Demokratik seçimle işbaşına gelen hükümet, seçmenden aldığı yetkiyle milli siyaseti uygular. Hükümetin dışında ne adla olursa olsun başka bir siyaset kurumu olamaz. Hükümete paralel başka hükümetler oluşturma gibi gayrimeşru bir garabeti sürdürmek isteyenler de bu kurumların ardına saklanamazlar.

    Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) 22. dönem en genç üyelerinden biri olan Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul Milletvekili Egemen Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dış Politika Danışmanı. Amerika'da tercüme bürosu açtığı dönemde dünya liderlerine çevirmenlik yapan Bağış'ı, Türkiye, milletvekili olduğu 2002 yılından beri tanıyor. Dış politika konusunda partinin yetkin isimlerinden biri olan Egemen Bağış, kültür ve sanata verdiği destekle de ön plana çıkıyor. 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi, İstanbul Modern ve Santral İstanbul'a kuruluşundan itibaren verdiği katkı ilk akla gelenler arasında.

    Onunla konuşurken sahip olduğu tevazudan, güler yüzlülük ve bilgiyle yoğurduğu kişiliğinden etkileniyor; "İşte bir milletvekilinde olması gereken tüm özellikleri üzerinde toplamış biri" demekten kendinizi alamıyorsunuz. Konuşmamız sırasında çizdiği tablo, anlattıkları umut verici. Amerika'yı yakından tanıyan Egemen Bağış'a göre Ortadoğu'da demokrasi için Türkiye, model olmasa bile, kesinlikle bir ilham kaynağı.

    20 yıl kadar önce Amerika'ya gidişiniz nasıl olmuştu?

    1980-1985 yılları arasında babam New York'a eğitim ataşesi olarak atanmıştı. Ankara Anadolu Lisesi'nde orta son öğrencisiydim, ailece gittik. Liseyi orada okudum. Bitirdiğimde babamın görevi bitti, onlar geri döndüler. Ben orada kalıp hem çalışıp hem okumaya karar verdim.

    Babanızın Siirt Belediye Reisliği Amerika yıllarından önce miydi?

    Babam 1974 yılında Ortaöğretim Genel Müdür Yardımcısı'yken zamanın Milli Eğitim Bakanı Nahit Menteşe ve Başbakan Süleyman Demirel tarafından çağırılıp Siirt Belediye Başkanlığı adaylığı teklif edilince, ailecek aslen memleketimiz olan Siirt'e döndük. Babam Adalet Partisi'nden Belediye Başkanı seçildi. Hatta ben bazen espri yapıyorum, "Adalet babadan miras kaldı, kalkınmayı üstüne ben ekledim" diye. 1979'a kadar belediye başkanlığı yaptı, sonra Ankara'ya döndük.

    17 yıl Amerika'da yaşadınız, düzeninizi kurdunuz, politikaya atılmak aklınızdan geçer miydi?

    Tabii, politikaya atılmak ailenin genetik kodunda olan bir şey. Ama ben kırkından sonra siyasete atılmayı düşünüyordum. Daha önce şirketleri büyütmek konusunda bir isteğim vardı. Ama 28 yaşında Amerika'daki Türk Dernekleri Federasyonu'nun en genç ve elli yıllık tarihinde oybirliği ile seçilen ilk başkanı oldum. Bunun Türkiye'de yansıması oldu, yaptığımız başarılı işler duyuldu. Bu arada gerek federasyon ve toplum lideri gerekse bir tercüme bürosunun sahibi sıfatımla Türkiye'den gelen giden birçok kişiyle tanıştım. Siyasilerle yakınlığım oluştu.

    2002 seçimlerine de iki ay kala birçok farklı sinyaller geliyordu ama dostların teşviki ve Tayyip Bey'in çok büyük desteği üst üste geldi. Eşim de destekledi. Ben de öyle bir teklifi reddetmenin elimi taşın altından kaçırmak olacağına, ileride eleştiri hakkımı kaybedeceğime kanaat getirdim. Eğer ben bugün bu teklifi reddedersem ileride Türkiye'de bir şeyler kötü gittiği zaman eleştiri hakkım olmaz. Çünkü bana Türkiye'deki birtakım yanlışları birlikte düzeltme imkânı teklif edildi, diye düşündüm. İyi ki de kabul etmişim.

    Geriye dönüp baktığımızda Türkiye'de hakikaten son dört yılda çok iyi şeylerin olduğunu görüyorum. Çorbada bir tuzum olduğu düşüncesini taşımak da bana büyük bir huzur veriyor. Belki çocuklarımla yeteri kadar vakit geçiremiyorum ama inanıyorum ki onlar da dönüp baktıklarında daha iyi, daha güzel bir ülkede yaşadıklarını görecekler. "Babamızın da bunda katkısı vardı" deyip beni affedecekler.

    Siz, Türk-Amerikan ilişkilerini yakından takip eden bir siyasetçisiniz. Ben bunu önce partinizle ilintilendirmek istiyorum. Zaman zaman okuyoruz, "Washington AK Parti'yi gözden çıkardı" diye. Bu, ne derece doğru?

    Son derece yanlış. Maalesef bu haberlerin kaynağı hortumları kesilmiş olan o puslu eski havayı özleyen, kurmuş oldukları çarpık düzenden nemalanan kişiler. Onların Amerika'da çarpık yayın organlarında çıkarttıkları yazılarda görüyoruz bu iddiaları. Bakın bu iddiaların büyük çoğunluğu "Washington Times" isimli Moon Tarikatı'na ait olan gazetede çıkıyor. Bu Moon Tarikatı'nın yayın organında çıktığı zaman Türkiye'de, çok önemli bir yayın organında AK Parti aleyhine bir hava varmış izlenimi verilmeye çalışılıyor. Maalesef bizim medyamız da bunu büyütüyor. Bu Washington Times'da çıkanlar Washington Post ya da New York Times'da ya da Chicago Tribune'de çıksaydı, ben de tedirginleşebilirdim. Ama WT gibi kim daha fazla bastırırsa onun yazısını çıkarabileceği bir ortamda çıkması beni hiç ama hiç tedirgin etmiyor. Ayrıca, ne Amerika'nın Türkiye'yi ne de Türkiye'nin Amerika'yı gözden çıkarma gibi bir lüksü olabilir. İki ülkenin birlikteliği 1950'lere hatta Osmanlı dönemine dayanıyor. Demokrasiye olan bağlılık, ifade özgürlüğüne verilen önem, hukukun üstünlüğü, bu tür konular iki ülke için de son derece önemli.

    Amerika Türkiye'deki, Türkiye de Amerika'daki birtakım gelişmeleri beğenmeyebilir. Ama Amerika gerçekten bu bölgede demokrasi istiyorsa, işte 200 yıllık demokrasi geçmişi olan bir Türk milleti var. Örnek ya da model kelimesini kullanmak istemiyorum ama Türkiye kesinlikle bir ilham kaynağıdır.

    'Türk Amerikan ilişkilerini gölgeleyen üç sorun nedir' desem hangilerini sayarsınız?

    Şu an üzerinde çalışılmakta olan konular aslında bunlar. Bir tanesi Kuzey Irak'taki PKK varlığının temizlenmesi, diğeri Kıbrıs'taki Türklerin uğradığı haksız izolasyonun bir an evvel kaldırılması, üçüncüsü de Türkiye ile Amerika arasındaki ticaret hacminin 10 milyar dolarla sınırlı kalması. Çünkü iki ülkenin potansiyeli de bu rakamın çok üzerine çıkabilecek düzeyde.

    Son günlerin önemli gündemlerinden biri de Lübnan'a asker gönderilmesi. Barışı koruma operasyonu için bile olsa asker yollama riskli değil mi? Bu sorunlar Amerika ile ilişkilerimizi etkilemez mi?

    Şu anda Türkiye'nin hiçbir yere asker gönderdiği ya da uçaklara askerleri bindirdiği filan yok. Ortadoğu'da barış ve istikrar en çok Türkiye'nin işine gelir. Türkiye'nin bölgedeki önder konumu daha da güçlenir, ticari potansiyele çevrilebilir. Ama gerekirse de asker bu işler için vardır. Türkiye, NATO'nun ikinci en büyük ordusuna sahip. Bu, Türkiye için büyük bir güçtür, aynı zamanda da avantajdır.

    Hizbullah'a karşı savaşmak zorunda kalırsa bu kötü olmaz mı?

    Afganistan'da Taliban'la herhangi bir çatışma sonucunda bir sıkıntı oldu mu? Orada barışı yine Müslüman askerler sağlayabilir. Oradaki huzuru sağlayabilecek askerler Mısırlı, Pakistanlı, Ürdünlü olur. Ama Amerikalı, İngiliz, İtalyan olduğu zaman Irak örneği karşımızda. Ama tabii ki asker göndereceğiz diye bir şey yok. Başbakanımızın dediği gibi her siyasetçinin A planı vardır, B planı vardır, mutlaka alternatifleri vardır.

    Para siyasi istikrara bakar

    Dünya genelinde gelişmelerin yansıması sonucu Türkiye'de piyasalarda, faizlerde ve kurda şöyle ya da böyle oynamalar olabilir. Günlük ya da haftalık piyasa hareketleri dışındaki temel unsurlara bakmamız gerekiyor. Temel unsur şudur: Türkiye son 20 yıldır görmediği, yaşamadığı siyasi istikrarı yakalamıştır. Piyasalarımız, yatırımcımız ve ihracatçımızın son birkaç yıldaki başarıları hep bu siyasi istikrar üzerinde yükselmiştir. Paranın, yatırımın, sermayenin baktığı ilk şey bir ülkedeki siyasi istikrardır. İstikrar olunca önünüzü görürsünüz.

    Yabancı yatırımlar yetersiz düzeyde

    Son dört yıldaki başarılar öncelikle iç yatırım ortamını güçlendirmiş, Türk yatırımcısını cesaretlendirmiştir. Türkiye, tarihindeki en büyük yabancı yatırımı (FDI) geçen yıl çekmiştir. Bütün bunlara rağmen yabancı yatırım akışını yetersiz görüyorum. Çünkü gerçek anlamda işsizliği kıracak güç, Türkiye'nin taşına toprağına para yatıracak olan yabancı yatırımlardadır; FDI'dadır. Yabancı yatırımcının üretim, enerji, imalat, ihracat, hizmet sektörü, medya ve sağlık sektörlerinde daha çok faaliyet göstermesi süreci başlamıştır ama yetersizdir.

    İstikrar Cumhurbaşkanlığı seçiminden etkilenmez mi?

    Kurallar bellidir. Cumhurbaşkanlığı seçimi, Türkiye'de süren anlamsız, anti-demokratik ve statükocu çekişmenin sona erdirilmesinde önemli bir adım olacaktır. Bu çekişme geçmiş ile geleceğin çekişmesidir. Hemen belirteyim: Gelecek demokratik, laik, cumhuriyetçi, hukuka ve girişim özgürlüğüne Türkiye'nin uluslararası ittifaklarına ve taahhütlerine bağlı, bütün halkını kucaklayan AK Parti hükümetidir.

    Hiçbir kurum devletin üzerinde değil

    Statükoyu devam ettirmekten ve Türkiye'yi kısırdöngülere mahkûm etmekten başka bir menfaati olmayan başarısız siyasetçiler Türkiye'de bazı kurumların ardına saklanarak siyaset daha doğrusu karalama yapma çabasındadırlar. Dışişleri, ordu, cumhurbaşkanlığı, üniversiteler, STK'lar, yargı ve daha birçok kurum artık statükocu muhalefetin ardına saklanmaya çalıştığı kurumlar olmuştur. Köhne muhalefet, devleti savunma gibi komik bir gerekçeyle bu kurumların üzerinden siyaset yapma çabası içindedir. Hiçbir kurum hükümetten ayrı, devletin üzerinde ya da dışında bir kurum değildir.

    ABD başkanlarına tercümanlık yaptı

    1970'te Bingöl'de doğan Egemen Bağış, yaşamını 1985-2002 yılları arasında ABD'de sürdürdü. Bağış, ABD başkanları Bill Clinton ve George W. Bush, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright ve daha pek çok üst düzey dünya liderine tercüman olarak hizmet verdi. 2002'de AK Parti'den İstanbul Milletvekili seçilen Egemen Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dış İlişkiler Danışmanı ve Türkiye-ABD. Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve NATO Parlamenterler Asamblesi Türk Grubu Başkan Yardımcısı. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Danışma Kurulu, İstanbul Modern Yönetim Kurulu, Silahtarağa Santral İstanbul Mütevelli Heyeti Üyeliği görevlerini de sürdürmekte. Egemen Bağış, Beyhan N. Bağış ile evli ve iki çocuk babası

    Referans

      Forum Saati Ptsi 20 Mayıs - 4:29