- Vapur hazır mı arkadaşlar?
- İyisi mi ertele Kemal abi…
- Nasıl yani?
- Güzel abim, yarın öbür gün çoluk çocuk üşür 19 Mayıs’ta… Başka mevsimde kurtar memleketi.
- Ağustosu mu beklesek?
- Çok sıcak olur be… Vıcık vıcık ter, üstüne soğuk gazoz mazoz, maazallah bademcikleri şişer.
- Temmuzda gidelim bari.
- Canım abim, milli eğitim falan kurucan, okul filan, kışın ders, yazın
tatil, haziranda karneyi kapan anında vınn, yazın olmaz bu iş yani.
- Sömestrde gitsek…
- Umre var, oraya gitçekler.
- Aralığa çekelim…
- Kar yağar.
- Ocak da soğuk…
- Buz, buzz.
- Mart?
- Nevruz’dan haberin yok galiba, bakanlar valiler ateşten atlıycak, senle mi uğraşcaklar.
- Nisana alalım…
- Play-off var, statlar dolu, kutlama yapıcaz diye boşaltamayız, Lozan
Antlaşması’na uysa bile, Dijitürk sözleşmesine aykırı olur, uefa’yla
papaz oluruz valla.
- Eylülde gelsek…
- Yağmur yağar, ayaz da var, zatürree mi etçen çocukları.
- Ekim hiç olmazsa…
- O hiç olmaz… Padişah efendimizi anıcaz, ayıp olur şimdi o tarihte burnunu sokup araya girmen.
- Kasım?
- Ölücen zaten, onu kutluycaz.
- E gitmeyeyim o zaman…
- E gitme tabii, otur oturduğun yerde, salla başını al maaşını, sen mi kurtarıcan memleketi.
Yılmaz Özdil – Hürriyet
Ulusal Bakış
http://www.ulusalbakis.com/yilmaz-ozdil-yazdi-19-mayis-ataturku-an-ma-bayrami.html/