Kategori: Arslan BulutEklenme Tarihi: Oca 10th, 2012
Dünkü
yazıyı “Sahi, terörist kim o halde?” diye bitirmiştim. Murat Aydoğan
adlı okurumuz şöyle cevap veriyor: “Yazınızın sonunda sorduğunuz soruya
ben cevap vereyim istedim. Terörist benim! Bundan bir yıl önce üç defa
basın açıklaması eylemlerine katıldım. ‘Hayata dönüş’ dedikleri ama
devletin yasal mermileri ile kelimenin tam anlamıyla katliam yaptıkları
vahşet gününü protesto ve anma günü, diğeri 8 Mart dünya emekçi kadınlar
günü etkinliği.. Evet iddianamede suç olarak ‘8 Mart dünya kadınlar
günü etkinliğine katılmak’ diyor.. Üçüncüsü ise TAYAD’lı aileleri
bilirsiniz. Onların bir duruşmasından önce yapılan basın açıklamasına
katılmakla terör örgütüne üye olmak, örgüt propagandası yapmak gibi
suçlarla suçlanıyorum.
Ben emekli polisim. Sol görüşlü, sosyal duyarlılığı olan, düşünme ve
düşünceyi ifade etme özgürlüğünün bir ülkeye hiçbir şey
kaybettirmeyeceğine, aksine çok şey katacağına inanan biriyim. O halde
terörist benim.”
***
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Genelkurmay Başkanları hakkında
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma açabileceğini ve
yargılamanın Anayasa Mahkemesi’nde yapılması gerektiği şeklindeki
Anayasa değişikliğini hatırlatarak “Özel yetkili savcılık mekanizmaları,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görev ve yetki alanını gasbederek,
aslında doğal yargıç ilkesini de ayaklar altına almaktadır. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı ise bu müdahaleye seyirci kalmaktadır” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da “Bu tutuklamanın siyasal anlamda
ortaya çıkardığı sonuçlardan biri, TSK’nın topyekûn hedef alınmış
olduğunun anlaşılmasıdır. Yüce Divan’da yargılanması gereken bir
şahsiyetin özel yetkili mahkemelerde yargılanması, bu süreçlerde tabii
mahkeme ve tabii hakim ilkesinden uzaklaşıldığını ve bu süreçlerin
siyasal amaçlar için yönlendirildiğinin açık delilidir” diye konuştu.
Görüldüğü gibi her iki parti de doğal yargıç ilkesinin çiğnendiğini
söylüyor. Aslında bu ilke, sadece bu soruşturmada değil halen sürmekte
olan birçok davada çiğnenmiş durumdadır.
Sonuç olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında da “adil
yargılamayı etkilemeye teşebbüs” iddiasıyla soruşturma başlatıldı.
Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması için hazırlanan fezleke
Adalet Bakanlığı’na gönderildi…
Kılıçdaroğlu henüz bu konudan haberdar değilken, “Ülkede bir anayasa var
ama uygulanmayan bir anayasa. Daha despot bir ülke olmaya doğru
sürükleniyoruz” dedi.
***
Peki bütün bunlar daha geniş planda neyin hazırlığı?
Onu da Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak söylüyor:
“Orta Doğu’daki huzursuzlukların asıl amacı, büyük İsrail devletini kurmaya yöneliktir. Büyük İsrail devletinin
kurulabilmesi için Türkiye’nin parçalanması gerekir. Türkiye’nin
parçalanabilmesi için de mutlak surette bir savaşa sokulması icap eder.
Biz asıl senaryonun Türkiye üzerine kurulduğunu düşünüyoruz.”
Biz de diyoruz ki bu senaryoyu kimse görmesin isteniyor. Türkiye medyası
artık doğrudan ABD kaynaklı Yahudi sermayesi tarafından satın alınıyor.
En son Sabah ve ATV için girişimlerde bulundular.
Türkiye’de her gün büyük bir olayın gündeme sokulması, halkın asıl
senaryoyu görmesini önlemek amacına dönüktür. İktidar, İslam dünyasında
bir Truva atı olarak kullanılırken, içerideki tepkileri durdurmak adına
ana muhalefet partisi genel başkanına bile soruşturma açılmaktadır. Bu
olayların hepsi birbiriyle bağlantılıdır.
Arslan Bulut
10 Ocak 2012
http://www.kemalistler.org/asil-senaryo.html/
Dünkü
yazıyı “Sahi, terörist kim o halde?” diye bitirmiştim. Murat Aydoğan
adlı okurumuz şöyle cevap veriyor: “Yazınızın sonunda sorduğunuz soruya
ben cevap vereyim istedim. Terörist benim! Bundan bir yıl önce üç defa
basın açıklaması eylemlerine katıldım. ‘Hayata dönüş’ dedikleri ama
devletin yasal mermileri ile kelimenin tam anlamıyla katliam yaptıkları
vahşet gününü protesto ve anma günü, diğeri 8 Mart dünya emekçi kadınlar
günü etkinliği.. Evet iddianamede suç olarak ‘8 Mart dünya kadınlar
günü etkinliğine katılmak’ diyor.. Üçüncüsü ise TAYAD’lı aileleri
bilirsiniz. Onların bir duruşmasından önce yapılan basın açıklamasına
katılmakla terör örgütüne üye olmak, örgüt propagandası yapmak gibi
suçlarla suçlanıyorum.
Ben emekli polisim. Sol görüşlü, sosyal duyarlılığı olan, düşünme ve
düşünceyi ifade etme özgürlüğünün bir ülkeye hiçbir şey
kaybettirmeyeceğine, aksine çok şey katacağına inanan biriyim. O halde
terörist benim.”
***
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Genelkurmay Başkanları hakkında
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma açabileceğini ve
yargılamanın Anayasa Mahkemesi’nde yapılması gerektiği şeklindeki
Anayasa değişikliğini hatırlatarak “Özel yetkili savcılık mekanizmaları,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görev ve yetki alanını gasbederek,
aslında doğal yargıç ilkesini de ayaklar altına almaktadır. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı ise bu müdahaleye seyirci kalmaktadır” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da “Bu tutuklamanın siyasal anlamda
ortaya çıkardığı sonuçlardan biri, TSK’nın topyekûn hedef alınmış
olduğunun anlaşılmasıdır. Yüce Divan’da yargılanması gereken bir
şahsiyetin özel yetkili mahkemelerde yargılanması, bu süreçlerde tabii
mahkeme ve tabii hakim ilkesinden uzaklaşıldığını ve bu süreçlerin
siyasal amaçlar için yönlendirildiğinin açık delilidir” diye konuştu.
Görüldüğü gibi her iki parti de doğal yargıç ilkesinin çiğnendiğini
söylüyor. Aslında bu ilke, sadece bu soruşturmada değil halen sürmekte
olan birçok davada çiğnenmiş durumdadır.
Sonuç olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında da “adil
yargılamayı etkilemeye teşebbüs” iddiasıyla soruşturma başlatıldı.
Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması için hazırlanan fezleke
Adalet Bakanlığı’na gönderildi…
Kılıçdaroğlu henüz bu konudan haberdar değilken, “Ülkede bir anayasa var
ama uygulanmayan bir anayasa. Daha despot bir ülke olmaya doğru
sürükleniyoruz” dedi.
***
Peki bütün bunlar daha geniş planda neyin hazırlığı?
Onu da Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak söylüyor:
“Orta Doğu’daki huzursuzlukların asıl amacı, büyük İsrail devletini kurmaya yöneliktir. Büyük İsrail devletinin
kurulabilmesi için Türkiye’nin parçalanması gerekir. Türkiye’nin
parçalanabilmesi için de mutlak surette bir savaşa sokulması icap eder.
Biz asıl senaryonun Türkiye üzerine kurulduğunu düşünüyoruz.”
Biz de diyoruz ki bu senaryoyu kimse görmesin isteniyor. Türkiye medyası
artık doğrudan ABD kaynaklı Yahudi sermayesi tarafından satın alınıyor.
En son Sabah ve ATV için girişimlerde bulundular.
Türkiye’de her gün büyük bir olayın gündeme sokulması, halkın asıl
senaryoyu görmesini önlemek amacına dönüktür. İktidar, İslam dünyasında
bir Truva atı olarak kullanılırken, içerideki tepkileri durdurmak adına
ana muhalefet partisi genel başkanına bile soruşturma açılmaktadır. Bu
olayların hepsi birbiriyle bağlantılıdır.
Arslan Bulut
10 Ocak 2012
http://www.kemalistler.org/asil-senaryo.html/