VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


    İnsanlığın Gelişimine Zemberek Olan Yahudiler - Neval KAvcar

    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    İnsanlığın Gelişimine Zemberek Olan Yahudiler - Neval KAvcar Empty İnsanlığın Gelişimine Zemberek Olan Yahudiler - Neval KAvcar

    Mesaj tarafından Admin Salı 22 Ağus. - 21:53

    İnsanlığın Gelişimine Zemberek Olan Yahudiler

    3. Dünya Savaşı senaryosu dillendirilmiyor Orta Doğu için. İsrail bildik metotlar ile Arap ülkelerine “Beni tanımıyorsunuz fakat baş etmenize de imkân yok” tarzı saldırılarını artık daha bilinçli yapıyor. Amerika’yı ve onun stratejik ortaklarını yanına almanın rahatlığı içinde olduğu gözleniyor. Yıllarca “Soykırım”a uğramış millet olarak anılan İsrail yakın gelecekte “Soykırımcı” olmaya namzet şekilde, çoluk çocuk demeden katlediyor.

    Öncelikle diyalogculara ait tüm yayınları günlerdir tarıyorum. “Düşük yoğunluklu- yazmış olalım” mukabilinden, suya sabuna dokunmayan yazılar görüyorum. Diyalog-Hoşgörü ters mi tepti dersiniz? Sulh ortamında “Hoşgörü toplantıları” düzenleyenler nerede meraktayım? Aralarında ki hoşgörünün hatırına Hahambaşı İshak Haleva’ya “Masumları” öldürmeyin niçin demezler?

    “Böyle bir kavmin -yani Yahudilerin- yaratılış sebebi insanlığın terakkisine(gelişimine) zemberek olmak içindir.” (m.Fetullah Gülen - age, s.14.) cümlesi gereğince Yahudileri Ortadoğu’nun gelişimine zemberek oluyor diye mi düşünmeliyiz? Bu mantıktan hareketle “ İsrail, Filistin ve Lübnan’ı bombaları ile demokratikleşmesine katkıda bulunuyor diyebiliriz.

    Benzer şekilde “Kuran’da bazı Yahudi ve Hıristiyanların 'hakikat'e karşı düşmanlıklarını ve inatçılıklarını ifade etme adına istimal edilen üslubun bütün dönemlerdeki her bir Yahudi ve Hıristiyan için kullanılması gerektiğini gösteren bir kural olmadığını söylemektedir.( The Muslim World, Temmuz 2005 Özel Sayısı- Ünal ve Williams, a.g.e., s. 260)

    (Kuran ayetlerinin bir kısmının günümüzde geçerli olmadığını anlamaya vesile olacak satırlar yazıldıkça ve savunuldukça, batmaya devam etmede kararlı mı cemaat göreceğiz.)

    İngiliz ve Amerikan basının da son yıllarda oldukça sık “Kürdistan” üzerinde söylemler gelişmeye başlamıştır. ABD parlamentosunda Kürtler için toplantıdan tutun, “Kürdistan “haritaları çizmeye kadar birçok gelişme yaşanmaktadır. ABD nin hayat üfürdüğü PKK, AB-D arasında geçinip gitmektedir. Bir yanımızda “Devlet Politikası” diye peşine düşülen AB , diğer yanda “Stratejik Ortaklığı” imza altına aldığımız ABD. Avrupa’nın bir çok şehrinde PKK militanları “Devlet misafirhanelerinde” kalmakta, kollanıp arkalanmaktadır. PKK Türkiye’yi kontrol altında tutmak için kullanılmaktadır. TSK nin bir günde temizleyeceği “Terör Örgütü” ile yirmi yılı aşkındır mücadele edilmesinin altında ki gerçek, AB-D nin PKK ya verdiği destektir.

    Dönelim perişan halimize. Türkiye, Ortadoğu ve (Öncelikle) İslâm Coğrafyası hain bir pençenin elinde sıkılmaktadır. Resmen oynanmaktadır, İzzet-i şeref ve harem-i namusumuzla. Şöyle ya da böyle diyerek kırk dereden su getirmeye gerek yoktur. Bu durumdan nasıl çıkacağız şeklinde ki düşünce, Anadolu’nun birçok yerinde artık yüksek sese dönüşmektedir.

    İsrail, Lübnan’ı enkaz yığınına çevirirken, Türkiye ABD ye insani yardım da bulunuyor:

    “Türkiye, Lübnan'daki ABD vatandaşlarının tahliyesi için İncirlik Hava Üssü'nün kullanımına 'İnsani amaçları dikkate alarak izin verdi. Her gün iki bin ABD vatandaşı, gemiyle gelecekleri Mersin'den Türkiye'ye beklemeden giriş yapacak ve İncirlik Üssü'nden havayoluyla ülkelerine gönderilecek… Lübnan'da bulunan 25 bin vatandaşının bir bölümünü Kıbrıs Rum Kesimi üzerinden tahliye eden ABD yönetimi…”(Basın)

    Lübnan’ı karıştıran Amerikalılar tahliye ediliyor demektir bu? İsrail’in saldırısına zemin hazırlandı şimdi geriye çekiliyorlar. Garip Lübnanlı ne olursa olsun. Bu arada İsrail’in hava saldırısının ardından kara harekâtına başladığını öğreniyoruz. Demek ki “asker kaçırılması bahane, işgal şahane” desek yeridir. İran’ın acele ile “Suriye’ye yapılacak saldırıya taraf olacağını açıklamasının “ ardından yeni açıklama “karışmayacağı” yönüyle geliyor. Tuzağa doğru çekildiği izlenimini almışa benziyor.

    Türkiye, Irak’la anlaşarak mı yoksa başka bir usulle PKK takibine gitmeyi tartışırken daha doğrusu ABD yi aşarak “sınır ötesi” harekâtı yapamazken, İran’ın Kandil Dağını vurduğunu öğreniyoruz. Rusya’nın PKK yı niçin “Teröristler” listesine almadığına kızmamız gerektiğini ifade eden açıklamalar okuyoruz. ABD nin terör örgütü PKK yı, Rusya niye terör listesine alsın? Rusya’ya kızmaya hakkımız var mı? Binlerce Türk askerini öldüren PKK yı formatlayan ABD ye çıt çıkarabiliyor muyuz? Stratejik ortak PKK yı üstümüze salsın, Rusya PKK yı terör örgütü listesine almadı diye

    İsrail Ortadoğu’da aklı estiği yeri bombalamaya , insanları öldürmeye devam ederken “Ortadoğu Barış Konferansı” nihayet toplanma kararı almışlar. Amaç savaşı durdurmak falan zannetmeyin, “ İnsani yardım Koridoru “oluşturmak için bir araya geliyorlar 26 temmuz da İtalya’da. “İnsanlığın zembereği Yahudiler “de saldırıları ile insanlığı harekete geçirme görevindeler.

    Birkaç ay önce Amerikan basınında çıkan bir haberde İsrail’in İran’a savaş açacağından bahsediliyordu. İsrail bunu yalanlamamıştı. Şimdi dolaylı yolla İran’ı tuzağa mı çekmeye çalıştılar?

    Irak’ta ABD kökenli mezhep çatışmaları, PKK nın tekrar saldırıya geçmesi, İsrail’in Filistin ve Ürdün’e saldırıp şimdi kara harekâtı başlatması çok önemli gelişmelerdir.

    Türkiye’nin kendisine sahip çıkması ve adımlarını dikkatli atması gerektir. 3. Dünya Savaşından, Ortadoğu da ki devletlerin sınırlarının yeniden çizilmesine kadar geniş bir yelpazeye dağılan problem de başkalarının figüranı olmayalım.

    Türkiye’nin önünde iki alternatif var:

    1- AB-D nin kıskacında kıpırdanacak halimizin kalmadığının Türk Milletine açıklanması.

    2- ABD nin stratejilerinin tamamına “Uluslar arası” argümanlar da eklenerek, sömürge olmaya devam etmek.

    2. Maddeden yola çıkarak:

    “İslamî kesim yıllarca “İslam’la terör bağdaşmaz” deyip bir kenara çekildi. Ama 11 Eylül olayı yaşandı. Sonrasında Türkiye dahil birçok ülkede bombalamalar meydana geldi. Bu eylemleri yapanlar da bizim içimizden çıktı. Her şeyden evvel bizim isyan etmemiz gerekmez miydi? “ ( F.Gülen-Nuriye Akman –Röportaj )

    Hoca efendi doğru söylüyor değil mi? ( Münafıklar gibi düşünüp bu saldırılan İsrail ya da ABD kontrolünde yapıldığını söylemeyin)

    İşte bu sebepten İsrail’i; hem “İnsanlığın zembereği “olma, hem de teröristleri cezalandırma görevinde yalnız bırakmamalıyız. ( Buna münafık olmaktan vazgeçtim de denebilir.)

    Bir de Ortadoğu’da ki kıvılcımların her an yangına dönüşmesinde bakın kimlerin rolü varmış?( Artık Münafıklık yok)

    “Bir arkadaşımız İsrail’e gitmişti. Biraz Filistin’de de kaldı. Bana çok enteresan bir şey anlattı. Orada doktora yapan çok akıllı bir arkadaş. “Beş altı ay kaldım İsrail’de. Bir barış organizasyonunun yönetim kuruluna girmem için bana teklifte bulundular.” dedi.

    Kim teklif etmiş?

    “İsrailliler tarafından teklif edildim.” diyor. “Orada bir Filistinli mani oldu buna. Gördüm ki o Filistinli bir silah tüccarı. Bu kavganın devamını istiyor. Alış verişi var o işte. Belki başa yakın çok insanlar da aynı şeyi düşünüyorlar.” dedi. Dolayısıyla birileri bu türlü hadiseleri hep canlı tutmak suretiyle bir yere varmak istiyor. ( Nuriye Akman- Fetullah Gülen Röportajı )

    Gördünüz mü savaşı kimler çıkarıyor Orta doğuda? “Filistinli Silah Tüccarları”
    Söyledikleri bir takım insanlarca örnek gösterilerek, kabul gören bir konuma yükseltilen bir kişilik ” İsrail-Filistin meselesinin niçin hâlâ çözülemediği” manasına gelebilecek bu açıklamayı niye yapar?

    . Cemaate göre; “ O anda söylenivermiş, ters manaya çekilmemesi gereken bir cümle.”

    · Münafıklara göre: “ İsrail- Filistin “probleminin ana kaynağının “Filistinli Silah Tüccarları” olduğunun açıkça beyanı ve ilerde vuku bulacak problemlerde İsrail’in suçsuz olduğunun kanıtı.

    Türkiye ve Orta doğunun yaraları kaşınarak, kanatılıyor canlar alınıyor. Sınırlar değiştirilmek isteniyor.

    Deniyor ki “ Tarih makas değiştirmek üzere.”

    Böylesine önem addedilen bir dönemde, bize düşen görevin ne olduğunu söylemeye gerek var mıdır?

    Geçmişte atalarım “Tarih değiştirirken”, şimdi bize figüranlık düşmesini yorumlama ve tersine çevirmeye gücümüz kalmadı mı?

    Yazımı bitirmiş iken, Sonsayfa’da oldukça ilginç bir haber dikkatimi çekti.

    “İsrail hahamlar şurasından şok fetva

    Batı Şeria'da bulunan İsrail hahamlar şûrası, askerlerine "Tevrat savaş sırasında sivil ve çocukları öldürebileceğinin izni veriyor", diyerek saldırılarını sıklaştırmasını istedi.”
    (Sonsayfa gazetesi- 23.07.2006)

    Allah sonumuzu hayır getire efendim.

    23.7.2006

    nevalkavcar@yahoo.com

    Not: istesek de bazı konulardan çıkamayacak gibiyiz. Ona da hayırlısı diyelim.

      Similar topics

      -

      Forum Saati Salı 28 Mayıs - 1:03