VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


    İncirlik’te “Kürdistan” Konsoloslukta “Eyalet” Mersin’e gerçekten dikkat!..

    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    İncirlik’te “Kürdistan” Konsoloslukta “Eyalet” Mersin’e gerçekten dikkat!..  Empty İncirlik’te “Kürdistan” Konsoloslukta “Eyalet” Mersin’e gerçekten dikkat!..

    Mesaj tarafından Admin Ptsi 23 Ağus. - 8:09

    İncirlik’te “Kürdistan” Konsoloslukta “Eyalet” Mersin’e gerçekten dikkat!..
    İncirlik’te “Kürdistan” Konsoloslukta “Eyalet” Mersin’e gerçekten dikkat!..  Logo
    Sadi SOMUNCUOĞLU
    10.03.2007



    ABD Büyükelçisi Wilson işi BOTAŞ’tan brifing almaya vardırınca, “Güneydoğu’dan sorumlu” konsolosların, hem de PKK ve Barzaniciler bu kadar hareketlendirilmişken ne yaptığını merak ettik. Ufak çaplı bir araştırmayla ulaştığımız, birbirinden ilginç bağlantıları derleyip, toparlarken, Oğuz Oyan başkanlığındaki CHP Güneydoğu heyetinin raporu açıklandı. Gördük ki, ABD’lilerle ilgili tespit ve endişelerimiz büyük ölçüde örtüşüyor.

    Bizim “ABD’nin Adana Konsolosluğu” adını verdiğimiz dosyamızda neler var, anlatalım:
    Konsolos Eric Green geçen Temmuz’da, tam sınır ötesi operasyon gündemdeyken göreve başladı, yani 1 yıl bile olmadı. Ama o kadar aktif ki!..


    Hemen, en az kendisi kadar hızlı olan yardımcısı Andrew Wilson’la, Adana’daki evinde gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi. Türkiye’yi tanımak istediğini belirttikten sonra da gazetecilere şu ilginç soruları yöneltti:


    -Türkiye’de Kürt sorunu var mı?


    -Gazeteciler, en fazla hangi haberleri takip ediyor?


    -Son dönemlerde terör olayları Adana ve Mersin’de neden yoğunlaştı?


    Gazeteciler de, sınır ötesi harekâta ABD’nin izin vermediğini hatırlatıp, “ABD sizce samimi davranıyor mu?” diye sordu. Green, “Türkiye’nin sınır ötesi operasyonu zekice olmazdı, tepkiler olurdu” karşılığını verdi.


    Bu sohbetin en ilginç bölümü ise bir gazetecinin, İncirlik Üssü’ndeki kilisede yer alan Türkiye haritasında Kürdistan devletinin sınırlarının gösterildiği yönündeki iddiaları sormasıydı. Bu soruyu Green değil, yardımcısı Wilson cevapladı. Pazar günü kiliseye gittiğinde o haritayı arayacağını söyleyip, “Böyle bir haritanın varlığından haberim yok. Geçmişte K. Irak’ta Kürdistan devletinin sınırlarını çizen haritalar vardı. Ancak, bunlar belirli gruba ait haritalardı” dedi.


    Acaba Wilson İncirlik’teki kiliseye gitti mi? O haritayı aradı mı? Açıklasa ne iyi olur değil mi? NATO’dan sonra, İncirlik’te de “Kürdistan” haritasının çıkmasına şaşırmayız herhalde!..
    O Baro Batman CHP’li Oyan’ın, “ABD, Baro seçimlerine bile müdahale ediyor” dediği, ancak hangisi olduğunu söylemediği Baro seçimini de biz açıklayalım. Burası Batman. Konsolos Green, göreve başladıktan sadece 2 ay sonra bu ilimize gitti. Resmi ziyaretlerin ardından, Baro başkan adaylarından Avukat Sedat Özevin’in bürosunu şereflendirip(!), kapalı kapılar ardında görüştü.

    İddia o ki, bir önceki ABD Adana Konsolosunun bölgedeki faaliyetleri ve kendileriyle özel görüşmelerini açıklayan, bunun üzerine apar topar görevden alınan DEHAP İl Başkanı Mehdi Öztüzün’ün Baro başkanlığını engellemek üzere devreye girilmişti. Neticede Konsolosun ziyaret ettiği aday başkan oldu. Şimdi onu “Kardeşim” dediği Hrant Dink’le ilgili faaliyetlerin en önünde, “aydıncıkların” “Kürt sorunu” dediği PKK ile ilgili “barış ve çözüm” çağrılarının içinde görüyoruz.

    Green bu işlerle uğraşırken, Yardımcısı Wilson Güneydoğu turundaydı. Mesela Van’da DTP İl Başkanına, “ABD’nin atadığı Koordinatörün ne yapabileceğini” sordu. Malatya’da İHD ve Cem Vakfı şubelerini ziyaret etti. Green-Wilson ikilisi son günlerde de, “sınır ötesi harekât” konusunda yine DTP’lilerin nabzını tutuyorlar(!).


    Mersin mesaisi


    İkilimizin yol yaptığı bir başka ilimiz daha var... Mersin... Buradaki “gizli” görüşme ve tuhaf açıklamaların, tam da malum medyanın Trabzon’dan sonra “Mersin’e dikkat” manşetleriyle, ulusalcı/millici hareketleri hedefe oturttuğu döneme denk gelmesi acaba tesadüf müydü?


    Green son olarak teröristbaşının yakalanma yıldönümünde, 15 Şubat’ta bu ilimizdeydi. Kimlerle, neler konuştuğu bilinmiyor. Ay başında da, bu defa yardımcısı Wilson, Mersin’e gitti. Wilson, başta Green’in “gizli” görüşmeleri olmak üzere çeşitli sorulara muhatap oldu. Kaçamak ve birbirinden tuhaf cevaplar verdi. Bu yüzden de, bu ikilinin başımıza ne çoraplar ördüğünü sorup, ABD’nin Adana Konsolosluğunu masaya yatırdık.


    Arkası yarın.
    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    İncirlik’te “Kürdistan” Konsoloslukta “Eyalet” Mersin’e gerçekten dikkat!..  Empty Mersin’e gerçekten dikkat!..

    Mesaj tarafından Admin Ptsi 23 Ağus. - 8:09

    Mersin’e gerçekten dikkat!..
    Sadi SOMUNCUOĞLU
    11.03.2007


    Dün ABD’nin Adana Konsolosu ve Yardımcısının son 7 aylık Doğu ve Güneydoğu turlarından bazı örnekler verip, Mersin “mesailerine” dikkat çekmiştik.

    Green, en son teröristbaşının yakalanma yıldönümü olan 15 Şubat’ta Mersin’e gidip, bazı “gizli” görüşmeler yapmıştı. 15 gün sonra da yardımcısı Wilson buradaydı. Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaretinde Green’in “gizli” görüşmelerinin zamanlamasıyla ilgili sorulara muhatap olan Wilson’un kaçamak ve ilginç cevaplar verdiğini vurgulamıştık. Söyledikleri özetle şunlardı:

    “Bilmiyorum herhalde tümüyle tesadüftür. Biz ABD konsolosu olarak üç kişi çalışıyoruz Adana’da. Bu bölgede görev ve sorumluluklarımız var. Çeşitli ziyaretler yaparız. Mersin’e de, Adana’ya 1 saat uzaklıkta olduğu için ayda 1-2 defa geliriz. Tabii ki gelip görmek istediğimiz çok farklı kurumlar vardır. Bunlar basın kuruluşları, dini kurumlar, eğitim kurumları olabilir. Biz Amerikan hükümeti adına çalışıyoruz. Ziyaretlerimizde kesinlikle misyonerlik gibi faaliyetler olması mümkün değil. Dini kurumları ziyaret ediyoruz, ancak bunun altında kesinlikle İran ve Irak’la ilgili bir tutum yok”.

    Bir gazeteci, ziyaretlerin çoğunlukla Güneydoğu illeri ve DTP’ye gerçekleştirilmesinin sebebini sorup, “DTP’yi PKK’nın bir siyasi uzantısı olarak görüyor musunuz?” dedi. İşte “Amerikan hükümeti adına çalışan” Wilson’un tarihi nitelikteki cevabı:

    “Biz bütün siyasi kurumları ziyaret etmeye çalışıyoruz. DTP de Kürtleri temsil ettiği için onlarla da sık sık görüşüyoruz. Evet DTP’yi, PKK’nın siyasi uzantısı olarak görüyoruz ve PKK ile bağlantılı olduğunu biliyoruz. Bu da bildiğim kadarıyla gizli bir şey değil. Bizim Amerikan hükümeti, asla terörist organizasyonunu desteklemez. Tek dileğimiz PKK sorununun barışçıl bir şekilde sona ermesi”.


    Demek ki ABD hükümeti, DTP’yi Kürtlerin temsilcisi sayıyor ve bunun için görüşüyor. Dahası DTP’yi, PKK’nın siyasi uzantısı kabul ediyor. Tüm bunlardan sonra da ABD’nin “terörist organizasyonu desteklemediğini” söyleyebiliyor, “PKK sorunu” dediği bölücü terörün “barışçıl bir şekilde sona ermesini” istiyor. Aynen teröristbaşı ve uzantıları gibi.

    Tüm bunları alt alta koyduktan sonra, PKK’nın Nevruz programını Mersin’den başlatma kararı almasına tesadüf diyebilir miyiz? Acaba bir şeylerin hazırlıklarını perdelemek için mi Mersin’deki ulusalcı/milliciler üzerinden yaygara koparılıyor?

    Dahili ve harici düşmanlar tarafından Trabzon’la eş zamanlı olarak, Mersin hedefe oturtuluyor. Ermeni, Pontus, Süryani-Keldani soykırım iftiralarıyla Türkiye köşeye sıkıştırılmak isteniyor. Barzani-PKK azdırılıyor.


    Gel de, Atatürk’ün 1923’te Meclis’te yaptığı şu konuşmayı hatırlama:

    “Doğuda Trabzon’u, güneyde Adana’yı içine alacak büyük Ermenistan’dan eser kalmamıştır.

    Ermeniler, gerçek sınırları içinde bırakılmıştır. Kuzeyde Karadeniz’in en güzel ve en zengin sahilleri üzerinde kurulmak istenen Pontus hükümeti taraftarlarıyla birlikte tümüyle ortadan kaldırılmıştır. Güneyde etki alanlarını ayırarak, ülkemizi parçalamak ümitleri kesin olarak kırılmış, milletin kararlılığı ve kahramanlığı karşısında, Türkiye’yi parçalamanın ham hayal olduğu kabul ettirilmiştir”.

    Bugün aynı bölgelerimizde cirit atanların, rövanşa hazırlandıkları açık değil mi?

    22 “Eyaletten” sorumlu


    Bir konsolosun görevi bellidir. Kendi vatandaşlarının korunması ve resmi işlemlerinin yapılmasından sorumludur. Diplomatik ilişkilerde bulunamaz, bildiri yayınlayıp, beyanat veremez. Nitekim Konsolosluk internet sitesinde, Amerikan vatandaşlarına hizmet vermek, ABD-Türkiye ilişkilerini eğitim-kültürden, ticari ilişkilere kadar geliştirmek gibi normal görevler sıralanıyor. Bir de Türkiye’de demokrasinin gelişmesi ve insan haklarının korunması için resmi, gayrı resmi kişi ve kuruluşlarla görüşmeler yapmadan bahsediliyor. Daha da vahimi, sorumluluk alanı ile ilgili olarak. “Tarihi güneydoğu bölgesi” ifadesi kullanılıp, burasının 22 ili kapsadığı vurgulanıyor. Şehir yerine “eyalet” anlamındaki “province” kelimesi kullanılıyor. Halbuki ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye ile ilgili kayıtlarında şehrin karşılığı olarak “city” nin kullanıldığını görüyoruz.

    Bunlar ne iştir?


    Anadolu, özellikle doğuda açılan çok sayıdaki konsoloslukla, her yere dağılmış misyoner okullarının Osmanlı’nın çöküşü ve isyanlardaki rolünü biliyoruz. Osmanlı’ya karşı tertiplenen en önemli Ermeni ayaklanmasından birinin 1909’da Adana’da başlatıldığını da. Atatürk 1923’ten sonra, konsoloslukları ve misyoner okullarını boşuna kapatmamıştı. ABD’nin Adana Konsolosluğu da bunlardan biriydi ve 1924’te kapanmıştı. Ancak 34 yıl sonra 1958’de, o da İskenderun’da faaliyete geçti, 1961’de yeniden Adana’ya taşındı.

    Fransızların gidip, ABD’lilerin geldiği, Ermenilerin yerini PKK ve Barzanicilerin aldığı belli değil mi? Açıktan açığa görevleri ile bağdaşmayan işler yapanları durdurmak için illa tarihin tekerrür etmesi mi gerekiyor?


    Bu ülkenin bir hükümeti yok mu?

    http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazidetay.asp?AuthorID=101&ArticleID=4672

      Forum Saati Salı 14 Mayıs - 6:13