VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


    Hıdırellez mebruk! Dehr-i mübarrek

    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    Hıdırellez mebruk! Dehr-i mübarrek Empty Hıdırellez mebruk! Dehr-i mübarrek

    Mesaj tarafından Admin Perş. 1 Tem. - 17:57

    Hıdırellez mebruk! Dehr-i mübarrek



    Selam selam hanifcandaşlar,

    Bugün (6 mayıs) sembolik “hıdırellez günü”. Web hadislerinde “Hızır(Hıdır) ile İlyas'ın buluşması” diye bildirilen gün. Hadis ve bundan esinlenen külliyatlar inancında, Hızır'ı İlyas peygamberlerle buluşturmaktayız. “İlyas”ın “Ölümsüzlük otunu” bulduğu ve ölümsüz olduğu yine bu hadis ve uydusu külliyatlarda uydurulmaktadır. İki ayrı peygamber olan “İlyas” ve “Elyesa” da bu hadislerde karıştırılmaktadır. (Bu büyük bir yanlıştır) Oysa ölümsüzlük sırrını bulan Lûkman / Lokman”diye bilinmelidir. İlyas veya Elyesa değil!

    İlyas ve Elyesa ikisi de ölümle vefat etmişlerdir. Sürekli diri olduklarını söylemek için tüm diğer peygamberlerin de ölmediğini söylemek gerekir. (Tafdil yoktur çünkü) Zaten “Lukman”, “Üzeyr” (Ezra), “Zülkifl” (Hezekiel) özel elçilerdir. “Üzeyr”, “Zülkarneyn”, “Lokman”ın ve artı olarak “Hızır”ın peygamber olduğu Kur'an'da yer almaz. Tersine bunların “KARN” ve “DEHR”i (CPT'nin T fazlarını) denetleyenler olduğu “Anlayan” için “Apaçık” bildirilmiştir.

    Hızır”a ait terminolojiyi biliyoruz : Türk, fin ve moğolların ortak atası olan “Yafes”in “TURGUTkökeninden gelmektedir. Bir de kafiye olsun diye (Aniden görünüp kaybolduğu için) “Korkut DADA” (Dede korkut) diye de bilinmektedir. “DADA” = “ATA” ve “ADAM” olup sanskritçedir. (Hatırlarsanız. Veya ingilizcedeki “Daddy”, türkçedeki “dede” ile irdeleyebilirsiniz. Kesin erkek ve ata/dede) Öte yandan “YAHYA” ve “İDRİS”i de ölmemiş olduğunu yüce bir makama alındığını ve Misak elçisi olduğunu da aklımızda tutalım.

    Kök dil sanskritçe'de ikisini karşılayan bir kelime var : “HAY” = “Hayatta” = “YAHYA” ve de bunun BİLEŞTİRİLMİŞ biçimi olan “HAY”+“DEHR” = “HAYDAR”. Dehr, Hızır'ın imtiyazlı zamanıdır ve Allah'ın bize uyum zamanı olan DEHR'i sadece HIDHIR (Hızır, Hıdır) ile paylaşmıştır. (Allah'ımızın “Alim”, “Mucid”gibi isimlerini paylaşması bir şirk değil,paylaşma, yani bize yansısı'dır. “Halil” = “Mutlak yalnız olana “TEK DOST”” anlamındadır. Allah'ımız mutlak yalnızlığını İbrahim ile paylaşmıştır. Bunun gibi, DEHR denen özel zamanını da SADECE ve SADECE Hızır ile paylaşmıştır. Rakibi yoktur, tıpkı “Halilürrahman” kelimesinde olduğu gibi. Cebrail bile Levhi Mahfuz'u göremez, vahy onun katına (Sidre’ye) indirilirken, Hıdır Levhi mahfuz'un gayb olmayan/ışıyan SIR'larına (esrarına) muttalidir.

    Hızır (Khıdhr) da bir lakaptır, ilahi takma bir isimdir. Kelime kökeni Sanskritçe'de iki eş anlamlı sözcüktür.

    1. “Hazır” (“Haziran ayı” = “Hızır ayı” / “hazır olmak”, “Hazirun” = “Bir mecliste hazır olanlar” vb.)

    2. “DEHR” (ZülKARNeyn gibi). “DEHR (Haydar), yani Ö Z E L bir zamanı olan”, “zamanını Allah takvimi ile paylaşan” demektir. Bu sayede Hızır “DEHR”, “LEVH” ve “NEFH” denen evrenin üç ilahi katmanına “Vize”lidir. Çünkü Rahmeti Allah verirken, İlmi de “Üç karanlık kata giderek” almıştır.

    YAHYA” yine Allah'ın Dehr gibi bir ismidir. DEHR ölü olabilir (Allah'tan başka hiçbir varlık o an, mesela kıyametten sonraki veya yaratılmadan önceki dönemler gibi, bulunmayabilir) Ama “ŞEHİD Allah”ımız “ŞAHİD”(tanık) dilediğinde, yani varlık yarattığında HAY+DEHR” adı gerekmektedir. (Sanskritçesi HAYDAR, hatta Haydarabat derken Haydar’ın kentidir. “Abat” = “Kent”)

    Bunun bir benzeri :

    1. “Ol” dediğinde o şey CANSIZ olarak oluverir. (Atomlar gibi)

    2. “ÜFF” dediğinde (Ruhundan üflediğinde) o CANSIZ, canlı oluverir (Tıpkı bedenimizin CANSIZ atomlardan oluştuğu halde RUH üflendiğinde CANLANMASI gibi)

    Bunun gibi :

    1. “DEHR” = “Allah'ın kendisinden başka hiç bir şey olmadığı ZAMAN”dır. (Ezeli-ebedi, El Evvel/vel Muahhar, BAKI/Beka isim ve sıfatları gibi)

    2. Zamanın idrakına ancak Şehid Allah'ımız “ŞAHİD (varlık) yarattığında” muttali oluruz, kavrarız.

    “HAY” denen kavram olmasa “DEHR” asla anlaşılmaz. Çünkü bir gözlemci yoktur! Mutlak “La ilahe illallah” statüsü devam etmektedir. (“Devam”, “daim”, “daima”, “idame”bunlar ZAMAN'ın DEHR olgusu ile ilgili ve ilintili kavramlardır) İyi ama kim ALLAH'ın tek olduğuna tanıklık (Şehadet) edecek? “HAY”, yani “diri olan”, ya da “YARATILMA ADAYI olan yaratık”! O olmazsa “La ilahe illallah” diyecek tek tanık / kendisine tanıklık yapmak durumunda olan = EŞ-ŞEHİD”dir. DEHR denen Allah zamanı ve takvimi bir HAYY (Diri) d a h a olduğunda işlevseldir (Fonksiyonunu yerine getirir.) DEHR bunun için “ALLAH'IN özel zamanı”dır, ortada kul / tanık / varlık yoktur. “HU” diyecek bir kişi daha yoktur!

    Bir kez daha yineliyorum : “kelamdan Kun” + “ruh'undan üffün” olmazsa “HUN canlanamaz”, cansız (“Külli şey*in” yani “hiçbir şey” olarak) kalır. DEHR denen Allah zamanı da HAY (at) bulmuş bir varlık yaratılmazsa şahidsiz kalır yani ALLAH'a şehadet getiremezsiniz. (Siz asla zırcahil Saidi Nursi ve karacahil halifeleri Gülen, Kutlular'ın, Aczmendicilerin palavralarına revaç etmeyiniz. Bunlar hayatımda gördüğüm en büyük yalancılar ve Kur'an'a alternatif ve de karşı yazılmış yeni bir Kur'an gibi külliyat uydurmaya çalışan kürdistan militanlarıdır. Her nurcu aynı zamanda Türkiye'nin üniterliğini bozmaya çalışan vatan haini İngiliz destekli yudaik kürdo GOYİM (konuşan hayvan) devletinin KÜRT militanıdır.Bunu A S L A unutmayınız!!!!!!!)

    Yahya peygambere” bir göz atalım : Annesinin huriliği, (Kaburgadan) doğumu,her bir benzerliği ile sanki İSA'dır. Ölümsüzdür, henüz ölmemiştir. Tıpkı İdris ve Hızır gibi (Üçler meclisi)... Hızır'ın (Dehr sahibinin) yani “Misak elçisinin” :

    a) Hızır Deccal tarafından öldürülene kadar “YARDIMCI ŞAHİDİDİR”, “Muavin Misak peygamberi”dir.

    b) Hızır'ın öldürülmesiyle ASLÎ misak elçisi olacaktır. Yani Misak elçisi İKİ aşamalıdır. (Bunu çok iyi kavrayınız, çünkü, bazı e-maillerde bana misak elçisi konusunda kendimle çeliştigim söyleniyor)

    MİSAK ELÇİLERİ bu durumda iki tanedir : “HAYY” (“Yahya” lakabıdır, asıl adı “Kasım” / “Quazeem”) ve de “DEHR” (“Hızır” lakabıdır) İkisi birden “Yahya+dehr” = “HAYDAR”dır... Yani “HAYDAHR”!!!!!!! “Hıdırellez” yoktur ama “HAYDAR buluşması” vardır. Bunu Kars yöresi türk folkloru da bilir : “Dede korkut” (Sünni kökenli türklerde), “Hayder baba” (Şii kökenli türklerde, mesela Azerilerde). Her iki mezhebde de literatüre geçmişlerdir. (Dede korkut hikayeleri ve Heyder baba şiirleri. Bu ikincisini de araştırınız, dede korkut ve Haydar baba aynı kişilerdir) Yılın yarısı HAZİRAN, yarısı da KASIM'dır. Neden acaba???????

    ----- 06 mayıs 2003 - Hans von Aiberg --------

      Forum Saati Paz 19 Mayıs - 9:07