VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


    Kürtçü Dersimciler..! Bunları niye anlatmadınız?

    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1196
    Kayıt tarihi : 15/07/06

    Character sheet
    Field1: 2

    Kürtçü Dersimciler..! Bunları niye anlatmadınız? Empty Kürtçü Dersimciler..! Bunları niye anlatmadınız?

    Mesaj tarafından Admin Perş. 1 Tem. - 9:16

    Kürtçü Dersimciler..! Bunları niye anlatmadınız?
    Turgay Tezcanlı
    turgay_tezcanli@hotmail.com


    07 Aralık 2009 Pazartesi

    Dersim İsyanları Onur Öymen’in Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmayla gündeme oturdu ve pek çok kişiye de “tarihi anlatma” fırsatı doğdu. Bu anlatıcılar tarihi anlatırken, toplum üzerinde istedikleri etkiyi yaratacak olayları seçip anlattı. Diğer olayları olmamış saydı. Amaçları, Dersim İsyanlarının olduğundan başka türlü algılanmasını sağlamaktı. Amaçları Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığı yaratmaktı.

    Dersim’in Cumhuriyet dönemi öncesi tarihini anlatanlar, çıkarılan isyanlarda Rusların etkilerini,Seyit Taha’nın ve Bedirhan’lı Abdürrezzak’ın Ruslar hesabına nasıl çalıştığını, Ermeni Hoybun ve Taşnak örgütlerinin Dersim İsyanlarının çıkarılmasındaki rolünü anlatmadı.
    ( Fatih Ünal, Rusların Kürt Aşiretlerini Osmanlı Devletine Karşı Kullanma Çabaları, Türk Yurdu, 7. Devre, Cilt 28 (60), Sayı 254 (615)., Ekim 2008., s.31-41)

    Tarih anlatıcılar, Diyarbakır Valisi Cemal Bardakçı’nın raporunu (1925) anlatırken, “(…) nasihatle yola gelmeyeceğine inandığı Koçuşağı aşiretinin üzerine bir harekat yapılarak haddinin bildirilmesini (…)” teklif ettiğini söylemedi. Cemal Bardakçı’dan önce görevlendirilen Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey’in raporunda; konunun bir mezhep meselesi olmadığını, süratle ve kati bir şekilde genel tedip (yola getirme) harekatı yapılmasının gerektiğini belirttiğinden (1925) hiç söz etmedi.

    Hüsrev Gerede’nin, 21 Aralık 1933 tarihinde Doğu’nun ıslahı ile ilgili bir rapor hazırlayarak Başbakanlığa verdiği; raporunda Dersim'in biran önce ıslah edilmesinin şart olduğunu, sadece askeri harekat değil, beraberinde eğitim, kültür, bayındırlık ve imar hatta sosyal içerikli bir ıslahatın gerekliliğini belirttiği de bilinmeyenler arasında kaldı. (Gerede,1952:28).

    Koçgiri Aşireti Reisi Alişan Bey’in Wilson Prensiplerine dayanarak Hozat’ta Kürdistan’ın bağımsızlığı için toplantı yaptığı ve Ankara Hükümetine aşağıdaki muhtırayı verdiği (1920) bilgileri, tarih anlatıcılarının verdiği bilgiler arasında yer almadı.
    “Muhtıra:
    1.Kürdistan muhtariyet idaresine muvafakat eden İstanbul Saltanat Hükümeti'nin bu kararını Mustafa Kemal Hükümeti’nin de resmen kabul edip etmeyeceğinin açıklanması.
    2.Kürdistan muhtariyet idaresi hakkında Mustafa Kemal Hükümeti’nin görüş noktasının ne olduğu hususunda, Dersimlilere acele cevap verilmesi.
    3.Elazığ, Malatya, Sivas ve Erzincan mıntıkaları hapishanelerinde mevcut bütün Kürt mevkuflarının hemen serbest bırakılması.
    4.Kürt çoğunluğu bulunan mıntıkalardan Türk memurlarının çekilmesi.
    5.Koçgiri mıntıkasına gönderildiği haber alınan askeri müfrezelerin derhal geri alınması (Akgül, 2001:22-23).”

    Alişan Bey’in, bu muhtırayla da yetinmeyip, Ankara Hükümetine; “Sevr derhal uygulansın, yoksa silahlı mücadele başlatacağız.” şeklinde ultumatom verdiği bilgisi de tarih anlatıcıları tarafından okurlara aktarılmadı.

    1933-34 yıllarında Ermeni Hoybun Cemiyeti tarafından gönderilen Ermeni Bogos ve M. Nuri Dersimi’nin bölgede yaptıkları devlete karşı çalışmalar; Hoybun’un Aşiretlerle ilişkilerini İzzettin takma adlı bir ajanı vasıtasıyla sürdürdüğü tarih anlatıcıları tarafından anlatılmadı.

    7 Haziran l934'te çıkarılan 2510 sayılı İskan Kanununun ve 25 Aralık 1935 tarihinde çıkarılan 2884 sayılı kanunla Tunceli Vilayeti’nin kurulmasının ağaların keyfini kaçırdığı, topraklarını ve nüfuzlarını yitirme korkusuyla halkı ayaklanmaya kışkırttığı, 1937 Dersim İsyanının çıkarılmasında Fransızların etkili olduğu; Seyit Rıza’nın Suriye’deki gizli Fransız gizli teşkilatıyla ilişkisi olduğu ve 1937 yılının Mart ayında isyan çıkarması konusunda Fransızlardan talimat aldığı; İsyanın Hatay’ın Türkiye’ye katılmasının engellenmesi amacıyla çıkarılmış olması ihtimalinin pek çok tarihçinin ortak görüşü olduğu bilgisi de gizlendi.

    İsyancıların aşağıdaki ultumatomu Ankara Hükümetine gönderdikleri anlatılanların hiçbir bölümünde yoktu:
    Ultumatom:
    “1. İçimize karakollar yapmayacaksınız.
    2. Kaza ve Nahiye merkezleri kurmayacaksınız.
    3. Köprü ve yol yapmayacak, silahlarımıza dokunmayacaksınız.
    4. Vergilerimizi önceden olduğu gibi pazarlık usulü vereceğiz”

    Harekat başlamadan önce isyancılara uçakla havadan bildiri atılarak, etraflarının çevrildiğinin, silahlarını bırakarak teslim olmaları gerektiğinin bildirildiğini anlatmayı da unuttu nedense tarih anlatıcıları.
    (Daha fazla bilgi için Kaynak: Feyzullah Ezer, Yakın Tarihimizde Dersim İsyanları, Fırat Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi)

    Tarih, onu anlatanın dilinde ya tarih olur ya safsata.

    Dersim İsyanları konusunda anlatılan, anlatıldığı kadarıyla yanlış ve eksik bilgilendirmedir. Amaçlanan da yurttaşların kafasını karıştırıp, Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığı yaratmaktır.

    DERSİM İSYANINI başlatan Seyit Rıza ,İngilizlere güveniyordu ama güvendiği dağlara
    kar yağdı ve idam edildi. Yıllar içinde Kürtçüler, Dersim isyanı'nı ,"Dersim katliamı" na çevirmeye çalıştı ;
    Dersim'de 90 Bin kişinin öldürüldüğü ve 50 bin kişinin sürgüne gönderildiği propagandası yürütüldü.

    Peki, Dersim'de kaç kişi öldü ?

    Seyit Rıza'nın kendisine yardım etmesini beklediği ve gerek Kurtuluş savaşı gerekse Kuruluş
    dönemindeki tüm Kürt derebeylerinin isyanlarında parmağı olan İngilizlerin
    resmi belgelerine göre, Dersim'de,

    1 Subay ve 28 asker şehit oldu,
    3 Subay ve 48 asker yaralandı.,
    265 asi öldürüldü,
    20 asi yaralı ele geçirildi,
    27 asi yakalandı,
    849 asi teslim oldu ;
    Yargılama sonunda İsyancı başı Seyit Rıza ile birlikte 7 asi idam edildi !

    İdamlarla birlikte toplam ceset sayısı 272.

    Kürtçülerin iddia ettiği gibi 90 bin kişi öldürüldüyse, 89 bin 728 ceset nerede ?

    Bu sorunun yanıtı 30 Ekim 1935 te yapılan genel nüfus sayımında olmalı,
    çünkü Dersim'in nüfusu 93 bin 117 kişi saptanmış.

    1937 'den 1938' e 90 bin kişi öldürülmüş, demek ki Dersim'de neredeyse canlı kalmamış !

    Bu işin aslını astarını, devletin resmi belgeleri elinin altında bulunan Çok Sayın Başbakanımız..! açıklarsa,işin aslı da meydana çıkmış olur.
    -----------------------------------------------------
    http://www.haber3.com/kurtcu-dersimciler-bunlari-niye-anlatmadiniz-105506y.htm

      Forum Saati Salı 14 Mayıs - 9:18