Anasayfa
ÇÖLAŞAN YAZDI:Kürtçülük Geliyor, Şehitler Gidiyor
6 Mayıs 2010
TÜRKİYE günlerden beri şehit cenazeleri kaldırıyor. Haberlerini medyadan izlemiş olmalısınız. Dikkat ediyorum, yüz binlerce insanımızın katıldığı ve iktidarı protesto ettiği bu cenazelerin pek çoğu, AKP’nin seçimde en çok milletvekili çıkardığı iller!
İlgin. Değil mi?
Son teğmenin cenaze töreninde haberlere yansıyan bir not vardı:
“Kayseri şimdiye kadar 170 şehit verdi.”
Sadece Kayseri değil, özellikle Orta Anadolu illeri, adeta şehit deposu oldu. Yozgat, Çorum, Amasya… Bölgenin dışına çıkıldığında Kahramanmaraş, Samsun ve öteki iller.
Ama bir bakıyorsunuz, örneğin bugüne kadar 170 şehidi toprağa veren Kayseri’de halk hükümeti protesto ederken, aynı Kayseri’de seçimde silmece AKP kazanıyor.
AKP’nin Kürtçülük açılımıyla birlikte şehit cenazeleri artıyor… Ve oraların ahalisi ısrarla AKP’ye oy veriyor! Şehit deposu olan illerimiz, aynı zamanda AKP’nin oy deposu olarak görev yapıyor!
Bu nasıl çelişkidir?
2 Mayıs Pazar günü CHP Milletvekili Canan Arıtman Meclis kürsüsünde kısa bir konuşma yaptı ve bir isteğini dile getirdi. Tam da şehitlerimiz gömülürken… Sözlerini Meclis tutanaklarından aynen aktarıyorum:
“Sayın Başkan, iktidar partisi kendisini Yüce Divan’dan kurtarmak telaşıyla Anayasa değişikliği peşine düşmüş, bu amaçla evlatları bu vatan uğruna şehit düşmektedir. AKP’nin terörle mücadeleyi bırakıp terörle müzakere etmesinde, işte ülkenin geldiği nokta budur. Başbakanın elinde, hükümetin elinde sınır ötesi harekat tezkeresi, bu Meclis’in verdiği o tezkere süs diye mi durmaktadır? Neden terör örgütünün tepesine inilmemektedir? Kandil neden dümdüz edilmemektedir?
Sayın Başkanım, bir ricam var sizden. Lütfen Meclisimizi, milletvekillerini, şehitlerimiz için saygı duruşuna davet etmenizi rica ediyorum. Lütfen her şehit için bu Meclis, milletin Meclisi saygı duruşunda bulunsun. Belki terörle mücadele etme gereğini hükümet bu şekilde unutmayabilir.
Başkan: (Mehmet Ali Şahin) Teşekkür ediyorum…
Canan Arıtman: (Devamla) Değerli milletvekilleri, bugün ülkenin dört köşesinden şehit cenazeleri kalktı. Bu milletin yüreğine ateş düştü. Ben demin kuliste çok değerli milletvekillerini gözyaşları içinde gördüm (televizyonda) o şehit cenazelerini seyrederken. Ama bir tane AKP’li yoktu içlerinde. Onlara bakan, o haberleri izleyen bile yoktu. (AKP sıralarından gürültüler…Mikrofon kapatıldı.)
Evet, hepsi bu kadar!.. Çünkü adamların acelesi var. Anayasayı değiştirecekler. O karambolde şehitlere, birbiri ardına 7 şehit cenazesi kaldırılırken şehitler için yapılacak bir dakikalık saygı duruşuna hiç sıra gelir mi!
Yangından mal kaçırmak varken, kim takar şehitleri!.. Ölmeselerdi kardeşim!..
Yaklaşan teröristlere “Van minıt” deselerdi!..
Önceden Tayyip’in ağzından çıkan sözleri akılda tutsalardı, başlarına ne geleceğini zaten bilirdi. Ne demişti o Tayyip:
“Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.”
Evet, ne hazin çelişkidir ki, ülkemizin şehit deposu olan iller, aynı zamanda AKP’nin oy deposu!
YUNAN VALİ, BAŞINA GELECEĞİ BİLMİYOR
SAKIZ adası, Çeşme’nin hemen karşısıdır. Güzel bir adadır. Ben bu Yunan adalarını epeyce gezmiş biriyim. Midilli, Girit, Korfu, Mikanos, Sakız ve Santorini adalarını gördüm. Hepsinin bir tek özelliği var:
Eskiyi ve kültürü olduğu gibi korumuşlar, doğayı tahrip etmemişler, betonlaşma yapmamışlar.
Sakız adası valisi Polidoros Lambrinudis birkaç gün önce Yunan gazetelerine verdiği demeçte şöyle demiş:
“Bu ekonomik darboğazda Ege adalarına gelecek Türk vatandaşlarına vize kolaylığı sağlayalım. Ayrıca Türklere, adalara yerleşme izni verelim.”
Sakız valisinin ya dünyadan haberi yok, ya da Türk insanını hiç tanımıyor. Varsayalım, Türklere adalara yerleşme izni verildi. Ondan sonra olacakları ben burada yazıvereyim:
-Türkler önce ürkek gelecekler. Sonra adalara akın başlayınca, gözlerini önce boş arazilere ve eski yapılara dikecekler.
-Boş arazilere ve deniz kıyısına ne muhteşem apartmanlar, villalar yapılabileceğini düşünmeye başlayacaklar.
-Bu amaçla adaların belediye meclis üyelerini kafakola alacaklar. Avanta, rüşvet ve çeşitli vaatlerle, arazileri imara açtıracaklar. Sonra kooperatifler kurulacak, villa, apartman ve alışveriş merkezleri yapımı hız kazanacak. Türkiye’nin Laz olan ve olmayan bütün müteahhit ve yapsatçıları adalara akın edip inşaat başlatacak.
-Eski ve tarihi yapılar için yıkım kararı alınacak, yerlerine beton inşaatlar dikilecek.
-Bir süre sonra bizim vatandaşlar adalarda çoğunluğu ele geçirecek, bu belki vize getirip adalara girmemeleri sağlanacak ve ondan sonra geçmiş olsun!
Sakız adasının Yunan valisi başlarına ne geleceğini bilmiyor!
BU KİTABI TAYYİP OKUSUN
İSTİKLAL Harbi kahramanı, Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü tarih bilmeden karalayan, onu bıyıkları nedeniyle Hitler’e benzetmeye yeltenen badem bıyıklı Tayyip için bugün bir kitap öneriyorum.
“İkinci Dünya Savaşında Türk Dış Politikası.” (Bilgi Yayınevi.)
Yazarı bilim kadını Zehra Önder bu kitabı Almanya’da, Almanca yazmış ve şimdi Türkçe’ye çevrilmiş. Bu kitap henüz çıktı.
“Tayyip okusun” diyorum ama tarih bilmediğini, ülkemizin geçmişinden haberi olmadığını, asla kitap okumadığını, bunu da okumayacağını elbette bilmiyorum.
İsmet İnönü, dünyanın kana bulandığı bu savaş sırasında Cumhurbaşkanı idi. Fakir ülkemizi savaşa sokmamak için neler yaptığını ve bunu nasıl diplomatik cambazlıklarla başardığını Zehra Önder’in kitabı çok güzel anlatıyor.
Bilmeyen, bilmediği halde konuşan cahiller için yazılmış bir kitap.
Emin Çölaşan’ın notu: Et ihalesi dün yapıldı ve pis kokular hemen çıkmaya başladı. Bu işin sonu karakolda biter!
------------------------------
http://www.ilk-kursun.com/2010/05/colasan-yazdikurtculuk-geliyor-sehitler-gidiyor/
6 Mayıs 2010
TÜRKİYE günlerden beri şehit cenazeleri kaldırıyor. Haberlerini medyadan izlemiş olmalısınız. Dikkat ediyorum, yüz binlerce insanımızın katıldığı ve iktidarı protesto ettiği bu cenazelerin pek çoğu, AKP’nin seçimde en çok milletvekili çıkardığı iller!
İlgin. Değil mi?
Son teğmenin cenaze töreninde haberlere yansıyan bir not vardı:
“Kayseri şimdiye kadar 170 şehit verdi.”
Sadece Kayseri değil, özellikle Orta Anadolu illeri, adeta şehit deposu oldu. Yozgat, Çorum, Amasya… Bölgenin dışına çıkıldığında Kahramanmaraş, Samsun ve öteki iller.
Ama bir bakıyorsunuz, örneğin bugüne kadar 170 şehidi toprağa veren Kayseri’de halk hükümeti protesto ederken, aynı Kayseri’de seçimde silmece AKP kazanıyor.
AKP’nin Kürtçülük açılımıyla birlikte şehit cenazeleri artıyor… Ve oraların ahalisi ısrarla AKP’ye oy veriyor! Şehit deposu olan illerimiz, aynı zamanda AKP’nin oy deposu olarak görev yapıyor!
Bu nasıl çelişkidir?
2 Mayıs Pazar günü CHP Milletvekili Canan Arıtman Meclis kürsüsünde kısa bir konuşma yaptı ve bir isteğini dile getirdi. Tam da şehitlerimiz gömülürken… Sözlerini Meclis tutanaklarından aynen aktarıyorum:
“Sayın Başkan, iktidar partisi kendisini Yüce Divan’dan kurtarmak telaşıyla Anayasa değişikliği peşine düşmüş, bu amaçla evlatları bu vatan uğruna şehit düşmektedir. AKP’nin terörle mücadeleyi bırakıp terörle müzakere etmesinde, işte ülkenin geldiği nokta budur. Başbakanın elinde, hükümetin elinde sınır ötesi harekat tezkeresi, bu Meclis’in verdiği o tezkere süs diye mi durmaktadır? Neden terör örgütünün tepesine inilmemektedir? Kandil neden dümdüz edilmemektedir?
Sayın Başkanım, bir ricam var sizden. Lütfen Meclisimizi, milletvekillerini, şehitlerimiz için saygı duruşuna davet etmenizi rica ediyorum. Lütfen her şehit için bu Meclis, milletin Meclisi saygı duruşunda bulunsun. Belki terörle mücadele etme gereğini hükümet bu şekilde unutmayabilir.
Başkan: (Mehmet Ali Şahin) Teşekkür ediyorum…
Canan Arıtman: (Devamla) Değerli milletvekilleri, bugün ülkenin dört köşesinden şehit cenazeleri kalktı. Bu milletin yüreğine ateş düştü. Ben demin kuliste çok değerli milletvekillerini gözyaşları içinde gördüm (televizyonda) o şehit cenazelerini seyrederken. Ama bir tane AKP’li yoktu içlerinde. Onlara bakan, o haberleri izleyen bile yoktu. (AKP sıralarından gürültüler…Mikrofon kapatıldı.)
Evet, hepsi bu kadar!.. Çünkü adamların acelesi var. Anayasayı değiştirecekler. O karambolde şehitlere, birbiri ardına 7 şehit cenazesi kaldırılırken şehitler için yapılacak bir dakikalık saygı duruşuna hiç sıra gelir mi!
Yangından mal kaçırmak varken, kim takar şehitleri!.. Ölmeselerdi kardeşim!..
Yaklaşan teröristlere “Van minıt” deselerdi!..
Önceden Tayyip’in ağzından çıkan sözleri akılda tutsalardı, başlarına ne geleceğini zaten bilirdi. Ne demişti o Tayyip:
“Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.”
Evet, ne hazin çelişkidir ki, ülkemizin şehit deposu olan iller, aynı zamanda AKP’nin oy deposu!
YUNAN VALİ, BAŞINA GELECEĞİ BİLMİYOR
SAKIZ adası, Çeşme’nin hemen karşısıdır. Güzel bir adadır. Ben bu Yunan adalarını epeyce gezmiş biriyim. Midilli, Girit, Korfu, Mikanos, Sakız ve Santorini adalarını gördüm. Hepsinin bir tek özelliği var:
Eskiyi ve kültürü olduğu gibi korumuşlar, doğayı tahrip etmemişler, betonlaşma yapmamışlar.
Sakız adası valisi Polidoros Lambrinudis birkaç gün önce Yunan gazetelerine verdiği demeçte şöyle demiş:
“Bu ekonomik darboğazda Ege adalarına gelecek Türk vatandaşlarına vize kolaylığı sağlayalım. Ayrıca Türklere, adalara yerleşme izni verelim.”
Sakız valisinin ya dünyadan haberi yok, ya da Türk insanını hiç tanımıyor. Varsayalım, Türklere adalara yerleşme izni verildi. Ondan sonra olacakları ben burada yazıvereyim:
-Türkler önce ürkek gelecekler. Sonra adalara akın başlayınca, gözlerini önce boş arazilere ve eski yapılara dikecekler.
-Boş arazilere ve deniz kıyısına ne muhteşem apartmanlar, villalar yapılabileceğini düşünmeye başlayacaklar.
-Bu amaçla adaların belediye meclis üyelerini kafakola alacaklar. Avanta, rüşvet ve çeşitli vaatlerle, arazileri imara açtıracaklar. Sonra kooperatifler kurulacak, villa, apartman ve alışveriş merkezleri yapımı hız kazanacak. Türkiye’nin Laz olan ve olmayan bütün müteahhit ve yapsatçıları adalara akın edip inşaat başlatacak.
-Eski ve tarihi yapılar için yıkım kararı alınacak, yerlerine beton inşaatlar dikilecek.
-Bir süre sonra bizim vatandaşlar adalarda çoğunluğu ele geçirecek, bu belki vize getirip adalara girmemeleri sağlanacak ve ondan sonra geçmiş olsun!
Sakız adasının Yunan valisi başlarına ne geleceğini bilmiyor!
BU KİTABI TAYYİP OKUSUN
İSTİKLAL Harbi kahramanı, Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü tarih bilmeden karalayan, onu bıyıkları nedeniyle Hitler’e benzetmeye yeltenen badem bıyıklı Tayyip için bugün bir kitap öneriyorum.
“İkinci Dünya Savaşında Türk Dış Politikası.” (Bilgi Yayınevi.)
Yazarı bilim kadını Zehra Önder bu kitabı Almanya’da, Almanca yazmış ve şimdi Türkçe’ye çevrilmiş. Bu kitap henüz çıktı.
“Tayyip okusun” diyorum ama tarih bilmediğini, ülkemizin geçmişinden haberi olmadığını, asla kitap okumadığını, bunu da okumayacağını elbette bilmiyorum.
İsmet İnönü, dünyanın kana bulandığı bu savaş sırasında Cumhurbaşkanı idi. Fakir ülkemizi savaşa sokmamak için neler yaptığını ve bunu nasıl diplomatik cambazlıklarla başardığını Zehra Önder’in kitabı çok güzel anlatıyor.
Bilmeyen, bilmediği halde konuşan cahiller için yazılmış bir kitap.
Emin Çölaşan’ın notu: Et ihalesi dün yapıldı ve pis kokular hemen çıkmaya başladı. Bu işin sonu karakolda biter!
------------------------------
http://www.ilk-kursun.com/2010/05/colasan-yazdikurtculuk-geliyor-sehitler-gidiyor/