Yazı n° 10 : Magnetik gücün medyumu nedir? Neden yapılmıştır?
YANIT : Buradaki soruda Medyum kelimesi (özür dileyerek) yanlış kullanılmış. Herhalde “Meson” = Aracı ya da değiş tokuş edilen anlamında kullanmak istiyorsunuz.
Latincede “Mezo” = ara (Mezo+potamya gibi),
“Mezzo” = Arasında bulunmak (Mezzo Soprano gibi) ve
“Meson” = Aracı, değiştokuş, takas parçacığı demek (Atomaltı fizikte).
Yine Latince “Midi” = Orta boy,
“Medi” = İletici,
“Medium” = Aracı (Tekil) ve bunun çoğulu olan “Media” = Aracılar, seçenekleri içinden “Medium” yanlış tercihti.
Şimdiye dek sayılan doğanın dört kuvveti içinden biri olan ElektroMagnetik kuvvet'in değiş tokuş parçacığı fotonlardır. Sorunuzun yanıtı bu mu? Değilse ilerletelim.
Elektromagnetik Doğa Kuvveti ikişer ikişer tasnif edilir :
* Elektrik alan : Ölçülebilir alan, elle tutulur gözle görünür, insanı çarpar vb. Somuttur. Bunun aracısı (Medium’u) ISI VE IŞIK saçan fotonlar yani FERMİON ailesidir. Bunlar sıcaklık ve ışık olarak algılanabilir, görünmeyenlerini röntgen cihazı gösterir vb. Sorunun yanıtı Fermiyonlar mı? Değilse,
* Magnetik alan : Ölçülemez, (Elektrik alanla eşdeğerliği nedeniyle ölçüldüğü varsayılır. Örneğin elektrik alan 4x6 ise, buna karşı gelen magnetik alan 3x8 olup toplamları 24=24'tür, ama bileşenleri farklıdır. Yani eşdeğerliği denklemseldir. Magnetik alan dolayısıyla ölçülemez,) soyuttur, insanı çarpmaz. Elle tutulup gözle görülmez.
Bunlar Fermion tipi (Isı, ışık, spektral gam ürünü vb.) görünür FOTON değil, mıknatısın bir çiviyi çekmesi gibi görünmeden iki nesneyi birbirine taşıyan değiş tokuş parçacığı yani GÖRÜNMEYEN ZIMNİ FOTONLAR'dır. Bunlara Bozon denir. Isı ve ışık vermezler. Elektrik alan ampülde olduğu gibi ışıyan, ısıtan fotonlar (Fermiyonlar) iken, Magnetik alan ışımayan ısıtmayan hayalet görüntüsündeki fotonlar olan bozonlardır.
Bu kadar lafın özeti şu : Başlangıçta, evrenin ilk yaratılmasında saydığım iki tip aracı foton bitişiklerdi. Sonra :
** “GÖK” = GECE = HUNNES = BOZON fotonları olarak karanlıkta kalıp, maddeyi değil maddenin alan etkileşimlerini üstlendiler. “Sema” = Uzay, “Gece” = ışamayan foton şifresi ve misalidir.
** “ARZ” = GÜNDÜZ = Künnes = Fermion tipi fotonlar ise, aydınlığı, ısıyı seçtiler, daha önemlisi maddenin kendisini oluşturdular. Örneğin bir proton on üzeri 70 bin foton=quant'tan oluşmaktadır. “Arz” = Madde (m) ve “Gündüz” = Işıyan, ısı yayan anlamında yer almaktadır Kur'an'ı Kerimde... Böylece aracıların ikisini de vermiş oldum. Cevap bu değilse ilerletelim.
Elektromagnetizma teorisi şudur : Elektrik alanda, birbirine zıt iki yüklünün eşit miktarda yaratılıp, birbirlerini aynı ise itmesi, zıt ise çekmesidir. Bu (+) ve (-) elektrik yükleridir. Eğer yüksüz ise "Sıfır=Nötr" denir. Kur'an'da Nur-35'de Alimlere Allah'ın verdiği misale göre : “Artı kutup” = “Zaid” = “Zeytun” = “Zeytin” = “Anod”, “Eksi kutup” = “Tin” = “İncir(?)” = “Eksi” = “Katod” ve “Yüksüz alan” = “TURu sina” = “TUWA vadisi”dir. Piramitlerin yapıldığı Gizze (Ghizzeh) kentinden itibaren (Kutuplar doğal gezgin olup, yürüdüğü için) Musa döneminde NÖTR bölge de aynı orantıyla yürümekteydi. (Bir kalem alın uçları kuzey-güney kutbu, tam ortasına bir toplu iğne batırın ve kalemi hareket ettirdiğinizde iğnenin de birlikte gezeceğini göreceksiniz.)
Magnetik alanda, yine N ve S adlı zıt iki kutubun birbirini itip çekmesidir. Bir mıknatısın (Bir armatür halkasının ya da kondansatörün) ortası yüksüzdür. Ne iter, ne çeker.
Yine Nur-35. ayette : "Ne DOĞU'da ne BATI'da yetişmeyen mübarek bir zeytin ağacının yağından yakılır" misali, Doğu ve Batı olmayan iki yönü yani : Kuzey(N) ve Güney(S) kutuplarını haber vermektedir. Zeytin'in burada görevi “Anot”, “Katot” ve “ANTİ-ANOT” üçlüsünü vermesidir. TV tüpü de böyle çalışır.
Mühendisler ne dediğimi bileceklerdir. “O Nur üzerine nurdur” = Termik, yakıcı değil de spesifik soğuk ışıma (Fluoresant lamba gibi, el yakmaz) YAĞ olarak bildirilmiştir. "İki doğunun Rabbi ve İki batının Rabbi" de şu anlama gelmektedir : Elektromagnetizmada “KUADROPOLE” = Dört kutup fenomeni de vardır. (Bilen bilir, bilmeyen araştırır misali) Nur (foton) ise enerjisi Planck tarafından E=hV olarak saptanmıştır. Gece sokak lambası gibi ışığı dört bir yana zayıflayarak gider.
Nur üzerine Nur dendiğinde ise E=2hV yani üstüste bindirilmiş kohorent dalga = “Laser ışını” olmaktadır. Sokak lambası gibi dağılıp gitmez, Dürbünlü tüfeklerdeki kırmızı nokta ya da çocukların elinde gezen pointerler gibi iki kilometre öteyi, hatta Ay yüzeyini işaretler. Laser bilindiği gibi HOLOGRAM (arapça Hayal ve ikram gibi düşünün) denen üç boyutluların (Allah Ruhundan üfürdü bu anlamdadır, çünkü evren bir HAYALDİR) temel yapısıdır. Bu arada Nur değil NURÜN ALA NUR Allah'ımızın güzel ismidir.
Şimdi gelelem bunların aracı parçacığına (Medyumu’na) : E=hV (Planck sabiti ile dalgaboyunun çarpımı=Enerjisidir) Aynı zamanda E=mc2 olduğundan iki eşdeğerlikten BİR DENKLEM YAPMAYI bugüne dek kimsenin aklına gelmedi. İLK KEZ ve bu forumda ben yazıyorum. İpucu şu : mc2=hV ise siz bunları türetin bakalım neler neler çıkacak? Öncelikle böyle bir denklem hiç kurulmadığı için aracısının da ismi konmamıştır. Ben bu aracının adını Kur'an'dan koyuyorum : ŞIHAB.
Durun bitmedi! E=2hV yokmuydu? Bunun karşılığı da şöyle E=2mc4 (Yani ışık hızının karesi değil kübü değil dördüncü kuvveti bölü zamanın dördüncü kuvveti.) km4 = Süper Uzay (Kur'an'da MİSAL ALEMİ) ve s4 = Kur'anda DEHR denen özel zaman...
Şimdi yine eşitlikleri denkleştirdiğimizde 2mc4=2hV olduğunda dört ayrı sonuç çıkar : Bu dört aracının da adlarını koyalım : DEHR, GEON, KARİA (Çarpan, kapı çalan denen sure adı) ve NEFHİ SUR (HORN HOLE, Sarfatti-Aiberg hyper uzayı)
Bunlar sizin aradığınız "Medium"lar olabilir mi? Aman olmasın, biraz daha yaşamak istemez miyiz? Haydi yeryüzüne dönelim. Nerde kalmıştık?
Elektromagnetik birleşik dinamik alan (Bir mıknatısa elektrik verirseniz daha da çeker, dev vinçlerde olduğu gibi... ) şiddetlendirilebilir. Elektrik ve magnetik alanlar polarizlenebilir. “DİPOLE” = Çift kutup olabilir. (Doğu ve Batı'nın Rabbi) O zaman bir elektrik alanı kendisine dik bir magnetik alan kuşatır.
Elektrik alan akımı kesilse bile magnetik alan kalıcı olur. “Quadropole” = Dört kutupluluk = İki doğu ve iki batının Rabbi görüngüsü ortaya çıkar. Alan o kadar şiddetlidir ki, parçacık hızlandırıcıları konusunu bilenlere sorabilirsiniz.
** İkisi birbirinden ayrıldığında statik alan oluştururlar. Ancak ikisi bir araya geldiklerinde Dinamik alanlar oluştururlar. Bunlar öyle dinamiklerdir ki, özellikle elektrik yüklü karadelik aşırı hallerinde, Yer magnetizmasının deşarjları sonucu oluşan Şeytan üçgenleri ve bunun laboratuar olarak yapay gemi vb. ışınlama deneylerinde olduğu gibi magnetik aşırı yüklenme hallerinde oluşan Elektromagnetik fırtınalarda çıkan cehennemi deşarjlar yüzünden, bir geminin tayfaları, hatta kendisi garip bir yolculuğa çıkarlar, nesneler (Karadelik astronomları, Şeytan üçgenlerinde kaybolanlar, Philadelphia ve Montanauk deneyleri vb.) kendi uzay kafeslerine sığamadıklarından kendi uzay kafeslerinden dışarı kaçarlar ışık uzayda ve zamanda yürütülürler.
Beraberinde götürdükleri nesneler de bir saniye sonra mesela 5000 km ötede görünür olur. Ta ki enerjisi (Bir topun zıplayıp, daha az zıplayarak ve sonunda durması gibi) bitene kadar uzay-zamanda zıplayıp dururlar. Pekiyi bunun aracı parçacığı ne olabilir? Foton mu, hayır çok küçük ve güdük kaldı. Öyle ki, hem parçacık hem dalgacık olan fotonda, parçacık özelliği, hantal olduğundan bizde kalırken, götürdüğü nesneler de parçacık yerine geçer.
Yani aracı (Medium?) SEN OLURSUN. Parçacık ile siz yer değiştirirsiniz. Siz artık madde dalgası fenomenine dönersiniz. (Louis De Broglie, madde dalgaları kuramını araştırınız.) Eğer yanıt bu da değilse devam edelim.
devamı 2. yazıda...
27-07-2001 - Hans von Aiberg
YANIT : Buradaki soruda Medyum kelimesi (özür dileyerek) yanlış kullanılmış. Herhalde “Meson” = Aracı ya da değiş tokuş edilen anlamında kullanmak istiyorsunuz.
Latincede “Mezo” = ara (Mezo+potamya gibi),
“Mezzo” = Arasında bulunmak (Mezzo Soprano gibi) ve
“Meson” = Aracı, değiştokuş, takas parçacığı demek (Atomaltı fizikte).
Yine Latince “Midi” = Orta boy,
“Medi” = İletici,
“Medium” = Aracı (Tekil) ve bunun çoğulu olan “Media” = Aracılar, seçenekleri içinden “Medium” yanlış tercihti.
Şimdiye dek sayılan doğanın dört kuvveti içinden biri olan ElektroMagnetik kuvvet'in değiş tokuş parçacığı fotonlardır. Sorunuzun yanıtı bu mu? Değilse ilerletelim.
Elektromagnetik Doğa Kuvveti ikişer ikişer tasnif edilir :
* Elektrik alan : Ölçülebilir alan, elle tutulur gözle görünür, insanı çarpar vb. Somuttur. Bunun aracısı (Medium’u) ISI VE IŞIK saçan fotonlar yani FERMİON ailesidir. Bunlar sıcaklık ve ışık olarak algılanabilir, görünmeyenlerini röntgen cihazı gösterir vb. Sorunun yanıtı Fermiyonlar mı? Değilse,
* Magnetik alan : Ölçülemez, (Elektrik alanla eşdeğerliği nedeniyle ölçüldüğü varsayılır. Örneğin elektrik alan 4x6 ise, buna karşı gelen magnetik alan 3x8 olup toplamları 24=24'tür, ama bileşenleri farklıdır. Yani eşdeğerliği denklemseldir. Magnetik alan dolayısıyla ölçülemez,) soyuttur, insanı çarpmaz. Elle tutulup gözle görülmez.
Bunlar Fermion tipi (Isı, ışık, spektral gam ürünü vb.) görünür FOTON değil, mıknatısın bir çiviyi çekmesi gibi görünmeden iki nesneyi birbirine taşıyan değiş tokuş parçacığı yani GÖRÜNMEYEN ZIMNİ FOTONLAR'dır. Bunlara Bozon denir. Isı ve ışık vermezler. Elektrik alan ampülde olduğu gibi ışıyan, ısıtan fotonlar (Fermiyonlar) iken, Magnetik alan ışımayan ısıtmayan hayalet görüntüsündeki fotonlar olan bozonlardır.
Bu kadar lafın özeti şu : Başlangıçta, evrenin ilk yaratılmasında saydığım iki tip aracı foton bitişiklerdi. Sonra :
** “GÖK” = GECE = HUNNES = BOZON fotonları olarak karanlıkta kalıp, maddeyi değil maddenin alan etkileşimlerini üstlendiler. “Sema” = Uzay, “Gece” = ışamayan foton şifresi ve misalidir.
** “ARZ” = GÜNDÜZ = Künnes = Fermion tipi fotonlar ise, aydınlığı, ısıyı seçtiler, daha önemlisi maddenin kendisini oluşturdular. Örneğin bir proton on üzeri 70 bin foton=quant'tan oluşmaktadır. “Arz” = Madde (m) ve “Gündüz” = Işıyan, ısı yayan anlamında yer almaktadır Kur'an'ı Kerimde... Böylece aracıların ikisini de vermiş oldum. Cevap bu değilse ilerletelim.
Elektromagnetizma teorisi şudur : Elektrik alanda, birbirine zıt iki yüklünün eşit miktarda yaratılıp, birbirlerini aynı ise itmesi, zıt ise çekmesidir. Bu (+) ve (-) elektrik yükleridir. Eğer yüksüz ise "Sıfır=Nötr" denir. Kur'an'da Nur-35'de Alimlere Allah'ın verdiği misale göre : “Artı kutup” = “Zaid” = “Zeytun” = “Zeytin” = “Anod”, “Eksi kutup” = “Tin” = “İncir(?)” = “Eksi” = “Katod” ve “Yüksüz alan” = “TURu sina” = “TUWA vadisi”dir. Piramitlerin yapıldığı Gizze (Ghizzeh) kentinden itibaren (Kutuplar doğal gezgin olup, yürüdüğü için) Musa döneminde NÖTR bölge de aynı orantıyla yürümekteydi. (Bir kalem alın uçları kuzey-güney kutbu, tam ortasına bir toplu iğne batırın ve kalemi hareket ettirdiğinizde iğnenin de birlikte gezeceğini göreceksiniz.)
Magnetik alanda, yine N ve S adlı zıt iki kutubun birbirini itip çekmesidir. Bir mıknatısın (Bir armatür halkasının ya da kondansatörün) ortası yüksüzdür. Ne iter, ne çeker.
Yine Nur-35. ayette : "Ne DOĞU'da ne BATI'da yetişmeyen mübarek bir zeytin ağacının yağından yakılır" misali, Doğu ve Batı olmayan iki yönü yani : Kuzey(N) ve Güney(S) kutuplarını haber vermektedir. Zeytin'in burada görevi “Anot”, “Katot” ve “ANTİ-ANOT” üçlüsünü vermesidir. TV tüpü de böyle çalışır.
Mühendisler ne dediğimi bileceklerdir. “O Nur üzerine nurdur” = Termik, yakıcı değil de spesifik soğuk ışıma (Fluoresant lamba gibi, el yakmaz) YAĞ olarak bildirilmiştir. "İki doğunun Rabbi ve İki batının Rabbi" de şu anlama gelmektedir : Elektromagnetizmada “KUADROPOLE” = Dört kutup fenomeni de vardır. (Bilen bilir, bilmeyen araştırır misali) Nur (foton) ise enerjisi Planck tarafından E=hV olarak saptanmıştır. Gece sokak lambası gibi ışığı dört bir yana zayıflayarak gider.
Nur üzerine Nur dendiğinde ise E=2hV yani üstüste bindirilmiş kohorent dalga = “Laser ışını” olmaktadır. Sokak lambası gibi dağılıp gitmez, Dürbünlü tüfeklerdeki kırmızı nokta ya da çocukların elinde gezen pointerler gibi iki kilometre öteyi, hatta Ay yüzeyini işaretler. Laser bilindiği gibi HOLOGRAM (arapça Hayal ve ikram gibi düşünün) denen üç boyutluların (Allah Ruhundan üfürdü bu anlamdadır, çünkü evren bir HAYALDİR) temel yapısıdır. Bu arada Nur değil NURÜN ALA NUR Allah'ımızın güzel ismidir.
Şimdi gelelem bunların aracı parçacığına (Medyumu’na) : E=hV (Planck sabiti ile dalgaboyunun çarpımı=Enerjisidir) Aynı zamanda E=mc2 olduğundan iki eşdeğerlikten BİR DENKLEM YAPMAYI bugüne dek kimsenin aklına gelmedi. İLK KEZ ve bu forumda ben yazıyorum. İpucu şu : mc2=hV ise siz bunları türetin bakalım neler neler çıkacak? Öncelikle böyle bir denklem hiç kurulmadığı için aracısının da ismi konmamıştır. Ben bu aracının adını Kur'an'dan koyuyorum : ŞIHAB.
Durun bitmedi! E=2hV yokmuydu? Bunun karşılığı da şöyle E=2mc4 (Yani ışık hızının karesi değil kübü değil dördüncü kuvveti bölü zamanın dördüncü kuvveti.) km4 = Süper Uzay (Kur'an'da MİSAL ALEMİ) ve s4 = Kur'anda DEHR denen özel zaman...
Şimdi yine eşitlikleri denkleştirdiğimizde 2mc4=2hV olduğunda dört ayrı sonuç çıkar : Bu dört aracının da adlarını koyalım : DEHR, GEON, KARİA (Çarpan, kapı çalan denen sure adı) ve NEFHİ SUR (HORN HOLE, Sarfatti-Aiberg hyper uzayı)
Bunlar sizin aradığınız "Medium"lar olabilir mi? Aman olmasın, biraz daha yaşamak istemez miyiz? Haydi yeryüzüne dönelim. Nerde kalmıştık?
Elektromagnetik birleşik dinamik alan (Bir mıknatısa elektrik verirseniz daha da çeker, dev vinçlerde olduğu gibi... ) şiddetlendirilebilir. Elektrik ve magnetik alanlar polarizlenebilir. “DİPOLE” = Çift kutup olabilir. (Doğu ve Batı'nın Rabbi) O zaman bir elektrik alanı kendisine dik bir magnetik alan kuşatır.
Elektrik alan akımı kesilse bile magnetik alan kalıcı olur. “Quadropole” = Dört kutupluluk = İki doğu ve iki batının Rabbi görüngüsü ortaya çıkar. Alan o kadar şiddetlidir ki, parçacık hızlandırıcıları konusunu bilenlere sorabilirsiniz.
** İkisi birbirinden ayrıldığında statik alan oluştururlar. Ancak ikisi bir araya geldiklerinde Dinamik alanlar oluştururlar. Bunlar öyle dinamiklerdir ki, özellikle elektrik yüklü karadelik aşırı hallerinde, Yer magnetizmasının deşarjları sonucu oluşan Şeytan üçgenleri ve bunun laboratuar olarak yapay gemi vb. ışınlama deneylerinde olduğu gibi magnetik aşırı yüklenme hallerinde oluşan Elektromagnetik fırtınalarda çıkan cehennemi deşarjlar yüzünden, bir geminin tayfaları, hatta kendisi garip bir yolculuğa çıkarlar, nesneler (Karadelik astronomları, Şeytan üçgenlerinde kaybolanlar, Philadelphia ve Montanauk deneyleri vb.) kendi uzay kafeslerine sığamadıklarından kendi uzay kafeslerinden dışarı kaçarlar ışık uzayda ve zamanda yürütülürler.
Beraberinde götürdükleri nesneler de bir saniye sonra mesela 5000 km ötede görünür olur. Ta ki enerjisi (Bir topun zıplayıp, daha az zıplayarak ve sonunda durması gibi) bitene kadar uzay-zamanda zıplayıp dururlar. Pekiyi bunun aracı parçacığı ne olabilir? Foton mu, hayır çok küçük ve güdük kaldı. Öyle ki, hem parçacık hem dalgacık olan fotonda, parçacık özelliği, hantal olduğundan bizde kalırken, götürdüğü nesneler de parçacık yerine geçer.
Yani aracı (Medium?) SEN OLURSUN. Parçacık ile siz yer değiştirirsiniz. Siz artık madde dalgası fenomenine dönersiniz. (Louis De Broglie, madde dalgaları kuramını araştırınız.) Eğer yanıt bu da değilse devam edelim.
devamı 2. yazıda...
27-07-2001 - Hans von Aiberg
En son Admin tarafından Paz 24 Şub. - 12:21 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi