VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


    Atatürk vs Siyonizm, Ortadoğu

    turanium
    turanium
    Moderator


    Mesaj Sayısı : 252
    Kayıt tarihi : 02/12/07

    Atatürk vs Siyonizm, Ortadoğu Empty Atatürk vs Siyonizm, Ortadoğu

    Mesaj tarafından turanium Ptsi 31 Ara. - 8:28


    30 Ağustos :

    ‘...We likülli KAWMİN H A D’ = ‘Her kavim'in EN SON NOKTADA KIRILMA NOKTASINDA BİR KURTARICISI GELECEKTİR.’ (Ra’d-7)

    Türk Hakanlığının DARALMA noktası kuşkusuz SEVR anlaşması ve bunun işgal ile sonuçlanmasıyla başlama sürecine girdi. Ruslar, Ermenilerle birleşerek Erzurum Aziziye tabyalarına kadar, Ermeniler Fransız dindaşlarıyla birleşerek Antep-Maraş-Urfa (Eski Ermeni Edessa kontluğunun başkenti) üzerine çullandılar.

    İtalyanlar kendilerine ayrılan geniş Akdeniz bölgesine yayıldılar. Yunanlılar, Trakya'ya, sonra İzmir üzerinden Ankara'nın Polatlısına kadar geldiler. ABD, Trabzon / Pontus deniz çıkışlı ve VAN merkezli bir Ermenistan için cevaz verdi. İngilizler, Kerkük - Musul türkmenlerini koparmak için araya "DİN BAHANELİ" bir çift Kürt Said isyanı soktular ve gerçekten de petrol bölgesini elimizden almakla yetinmeyip, Hakkari, Şırnak'ı aldılar.

    Müttefikler başta İngilizler olmak üzere HAD'de dayandılar. 1453 yılında Türk Hakanı'nın aldığı İSTANBUL müttefiklere TESLİM edildi. Bundan daha "HAD" yani sınır bir nokta olabilir miydi?
    Dört yanınızdan düşmanınız saldırıyor, Halife'nin “EMRİNE” uyan 1129 tarikat, tekke, zaviye, DÜŞMANDAN yana silah bıraktırtıyor, Ordu teslim edilmiş... Çanakkale savaşı dışında bir tek kazanılmış savaş yok! Fas'tan Kafkaslara, Viyana'dan Sudan'a kadar üç kıta üzerindeki Türk Hakanlığına bir avuç toprak bırakılmış. (Tarih atlaslarına ibret ile bakınız.) ARTIK HADD AŞILMIŞTI, HUDUDLAR ALEYHİMİZE ÇİZİLMİŞTİ.

    Sabır taşı çatladı : Çanakkale galibi, Mustafa Kemal "Kavmin kurtarıcısı" olarak ilahi anlamda ortaya çıkmıştı. Fatih'in aldığı İşgal altındaki İstanbul'dan Samsun'a, Amasya'ya Erzurum'a bir dizi Kongre yolu açılmıştı. Oradan milisler ve onlardan da Türk ordusu dirildi. Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak gibi generaller "Doğu"yu mümkün olduğu kadar kurtardılar. Maraş-Antep-Urfa'da kendi gayretleriyle kendilerini kurtarmıştı. Artık düşman sadece Batı Cephesinde idi. Allah'ın YARDIMI ve FETHİ gelmişti. O kavmin kurtarıcısı Sakarya, Dumlupınar, Anafartalar, İnönü vb. savaşlarını bir bir kazanarak 26 Ağustos'ta başlayan kesin darbeyi 30 Ağustos, Başkomutanlık Meydan Savaşı ile noktaladı ve işgalcileri denize iade etti...

    Şimdi siz böyle bir KURTARICIYADeccal”dir diyenlerden misiniz? Ya da tersine onu putlaştıran, kraldan kralcı Kemalistlerden misiniz?
    Siz Hanif iseniz, biliniz ki Mustafa Kemal Atatürk, Allah'ın AYETİ gereği ortaya çıkmıştır. Ona Hanifler bu gözle bakmalıdır. “Deccal”dir diyenleri bir yoklayın, İngiliz işbirlikçisi "Kürt Said ve Öteki Kürt Said'in" koparıp da Irak'a götüremediği, Türkiye'de kalan bölüme hayıflananlar olarak maskeleri düşecektir.

    Nasıl İstanbul 1453'de alınıp, 1918'de İngiliz donanmasına teslim edildiyse; Türkler ve Kürtler, 1071'de "Müslüman birlik olarak" Alparslan'ın komutasında Roman Diogenes'in Bizans'ını bitirip, Anadolu'yu yerleşime açtılar ve 1971 yılına kadar 900 yıl "Kardeş" olarak yaşadılarsa... Sonra yeniden 1971 hükümetlerinin “Kapallı kapılar ardında ve uluslararası ikinci Sevr oyunu” olan KÜRT KARTINI devreye soktularsa... Malazgirt'ten 30 yıl önce ise Kürt başkomutan Selahaddin Eyyubi'nin ordusunun %85'ini oluşturan TÜRK'lerin Haçlılara karşı zaferi olmasaydı, İslamiyet, kaynağına, Arabistan çöllerine gerisin geriye sürülecekti. Hatta kızılderili katliamı gibi “Araplar” külliyen soykırıma uğratılacaklardı.

    Bu HADD durumda, Allah'ın yardımı ve fethi geldi. Müşterek ve çok güçlü Haçlı seferi durduruldu ve Haçlılar geriye postalandı. O komutan yarım Kürt idi. Ordusu ise tamamen Türk... Malazgirt'teki komutan'ın 40 bin kişilik Ordusunun %15'i Kürt müslümanları idi... Ne oldu da şimdi bir “Kürt Kartı” ileri sürüldü... 900 yıl sonra... 50 bin vatan evladı asker, polis ve sivil Şehid ve üç katı mağdur ile bugünlerin ekonomik iflasının müsebbibi olan vergilerimizin aktarıldığı çarçur edildiği maksatlı YANLIŞ politikalar sonucu bugünleri biçiyoruz...


    Yine aynı ADAM, değerli başbakanımız Ecevit iktidarda... Daha önce de, O İKTİDARDA idi... Benzin'in margarin yağının, tüpgaz'ın olmadığı, Türkiye'nin karanlıklar ülkesi haline geldiği günde altı saat elektrik kısıtlamasının yaşandığı, "Savaştan çıkmış Almanya"nın bile görmediği o karanlık günleri anımsayınız. Ama "Kıbrıs" çıkarmasından başka bir şey aklınızda kalmamış, göreceksiniz. Bugün yine o adam iktidarda : O karanlık ekonomiyi yeniden yaşıyoruz. Elektrikler henüz kesilmediği için "Karanlığın" farkında değiliz.
    Kasım ayı ile birlikte enflasyon azdığı zaman, ikiye taksim edilmiş devalüasyon geldiği zaman, Dolar denen meretin 2 milyon hatta ikibuçuk milyona vurduğunu yaşadığınız zaman anlayacaksınız karanlığı... Bin dolar olan komik profesör maaşı, Şubat kararlar gününde doların ikiye katlanmasıyla 500 dolara indi. Yakında 250 dolara da inecektir. Ancak aklımızda kalan hatta şimdi unuttuğumuz bir başarı(!) : APO YAKALANDI!

    Yaşasın Kıbrıs Fatihi Karaoğlan Ecevit! Yaşasın Apo'yu Afrikadan getiren Kahraman Ecevit! Sanki Apo "Daha önce" yakalanamazdı? Suriye'den, Şam'dan Bekaa vadisindeki karargahından alınıp getirilemezdi ve onbin şehidi fazladan kurban etmekten kurtulamazdık! "Dünya Ekonomi Devleti" patronları yönettikleri Süpergüçlere "Yeni protokolü açıkladılar ve onların yaptırımcı gücü Mossad emrindeki CİA'ya "Olur" vererek, "APO'yu yakalatmak için "cevaz" verdiler. APO yakalandı(!) Sahi APO ne oldu? Onu unuttuk ama aklımızda "Karaoğlan Ecevit" kaldı. Kıbrıs fatihi, eşkiyabaşının yakalatıcısı Ecevit! Kıbrıs bizim, Terör de bitti!

    Onun şu "Karaoğlan" diye sevimsiz bir lakabı var ya, Sanki karagünlerin habercisi!... İki kere geldi, ekonomiyi iki kere batırdı ama "Süper güçler" sayesinde "İKİ KEZ FATİH" olarak karşımıza çıktı. Karagünler unutuldu. Şöyle bir bakıyorum da, kelime hazinesi çok kıt! Halen 50 yıl önceki "Olanak, olasılık" laflarında kalmış. Şöyle bir bakıyorum da, bilgisayarı daktilo olarak kullanmayı akıl edecek kadar aşama kaydetmemiş... Yazılarını halen Olivetti Daktiloda yazıyor ve yanlışlarını silmek için SİLGİ kullanıyor. Ne kadar ilerici bir başbakan, tüm yeniliklere anında açık! Sözde yerli makam otomobili kullanıyor. İşte lider böyle olmalıdır. Lider "Ekonomi bilmiyor ve iki kez bu ülkeyi iflasa götürdü" ama... Olsun, Kıbrıs ve Apo'yu hatırlayın, avunun! Enflasyonu da KADER sayarız. İşbankası hisseleri gözardı edilerek "Fakir, fukara, yoksul" ve de Dürüst Ecevit" edebiyatı yapılıyor. Sanki Zengin olmak ayıptır, illa ki zengin olan çalmaktadır.

    Sahi kimdir şu Ecevit? Eleştirilemez bir efsane mi? Harun Yahya (Adnan Hoca) onun "Dünya güçlerinin" yerli işbirlikçilerle aralarında koordinasyon sağlayan "Bilderberg" grubundan olduğunu, eşinin ünlü bir yahudi aileden geldiğini ve asıl adının Roksan (Roxanne) olduğunu falan yazmıştı. Bunları reddetmedi. Ecevit onu öfke ile hapse tıktı. Halen de orada...

    Ecevit'in Demokratik Sol'u, Sosyal Demokratlığı, zamanında Atatürk Düşmanlığı yaptığı doktrinleri var mı? Ekonomiyi bilmiyor acaba politikayı, mesela "Sosyalizmi" biliyor mu? Onu da bilmiyor, karman çorman ediyor. Şu anda Amerikan vatandaşı olan ve asla Türkiye'ye dönmeyeceği belli olan Fethullah Gülen'e on yıl boyunca (Cavit Çağlar'ın da Demirel'e on yıl) baktığı şu finansör "Hüsamettin Özkan" neden onun sağ kolu? Neden her kare fotoğrafın arkasında "Özkan" var? Neden bu kadar ikisi "Fethullah Gülen'i" Ordu'nun tepkisine rağmen ısrarla koruyorlar, seviyorlar acaba? Sadece Nurcuların "Oy hesabı mı?"

    Diyelim öyle! Ama bir şey daha var : Türkiye Bilderberg'leri üç kurmay'dan oluşuyor deniyor! Ecevit'i anlıyoruz da, Şöyle bir soru daha var : “Neden Erbakan kendisini Masonluk ile suçladığında Mesut Yılmaz, Mason olmadığını isbat etti ve tazminat kazandı” da... Neden Erbakan onun "Bilderberg mensubu olduğunu bildiği halde iddia etmedi ve kıstırmadı?"

    Tantan yeni parti kuruyor. Fethullah Gülen has adamı "Tantan"a direktif verdi, parti kuruluyor. Artık Fethullahçılar "Pazarlıkla" oy vermeyecekler, kendi partilerine oy verecekler! Ya Fethullah'ın Ordu'nun muhtıra vereceği günden "İki gün önce" Bilderberg tarafından "Acil böbrek yetersizliği" kaydıyla "Sonsuza kadar Amerika'ya kaçırıldığı, çünkü, Bilderberg Group'un üçüncü üyesi olduğu iddiaları?

    Sulu gözlü, salya sümük ağlayan ve "İzmirdeki Vaiz emekli maaşından başka hiçbir geliri olmadığına ilişkin Kur'an üzerine yemin eden Fethullah Gülen'in" serveti Asya Finans'lar gibi bankaları, Medya ve başka güçleri olup olmadığını gözardı edenler?.

    Humeyni'yi “Şah'a karşı, Türkiye, Fransa ve ardındaki Amerika”sürgün ile karışık finanse edip, Şah'ı devirip yerine getirip de İran'ı batırmadılar mı?

    Acaba şu bizim ipek kaftanlılar neden “Otomatikman ve doğal ABD yurttaşı” oluyorlar... Fethullah Gülen'in oradaki birkaç milyar dolar denen serveti yüzü-suyu hürmetine mi?

    Pekiyi ben niye Fethullah Gülen'den söz ediyorum? Çünkü Atatürk'üme, Allah'ın kutsadığı Mustafa Kemal'ime “DECCAL” diyor ve dedirtiyor da ondan...

    Hoşça-Dostça kalınız.


    31-08-2001, Hans von Aiberg

      Forum Saati Paz 19 Mayıs - 12:21