VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


4 posters

    Fazıl Say bombası

    avatar
    karadeniz1
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 8
    Kayıt tarihi : 18/12/07

    Fazıl Say bombası Empty Fazıl Say bombası

    Mesaj tarafından karadeniz1 Çarş. 19 Ara. - 15:45

    Fazıl Say bombası
    Türbanlılar geldi ben gidiyorum diyen Fazıl Say tartışma yarattı.

    15 Aralık 2007 09:21
    Fazıl Say bombası 133645_2007-12-17'Tüm bakanların eşleri türban takıyor. İslamcılar güç kazandı. Türkiye'den ayrılmayı düşünüyorum' diyen ünlü piyanist Fazıl Say'ın sözleri, hükümet kanadında ve sanat çevrelerinde tartışma yarattı


    AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, şunları söyledi: "Bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olmayı zül addedenler, bu ülkeden gitme hakkına sahiptirler. Buna saygı duymak lazım.
    Diledikleri ülkelerin vatandaşı olabilirler, yaşayabilirler. Say da bu özgürlüğe sahiptir. Buna saygı duyarız. Çok da üzüleceğimi söyleyemem.
    Nihayetinde kendi de mutlu olmuş olur, bir şekilde. Say, beş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına eşittir diye bir şey yok. Eşi başörtülü olan da bireydir, açık olan da, bekâr olan da bireydir."

    Günay: Öfkeyle söylenmiş bir söz
    Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Tüm bakan eşleri türban takıyor. Türkiye'de İslamcılar güç kazandı. Türkiye'den ayrılmayı düşünüyorum" diyen ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say'a, "Öfkeyle söylenmiş bir söz. Daha büyük düşünmesi gerekir. İnsanları kılık kıyafeti ile değil, kafalarının içiyle değerlendirmek gerekir" dedi.
    "Rüyalarım öldü, azınlıkta kaldık" diyerek Türkiye'yi ileride terk edeceğini açıklayan Say'a yanıt veren Günay, "Çok değerli bir sanatçımız. Türkiye'nin geleceği ile ilgili olarak daha umutlu olmasını temenni ederim" diye konuştu. Türkiye'de Say'ın kaygı duymasını gerektirecek bir olay olmadığını söyleyen Günay, şunları söyledi:
    "Türkiye her alanda iyiye gidiyor. Ekonomik, toplumsal olarak önemli gelişmelere imza atıyor. Bu imzalar arasında Say'ın da imzası var. Keşke birbirimize karşı biraz daha çoğulcu, hoşgörülü, anlayışla bakabilsek."
    'Azınlık hissine üzüldüm'

    "Kendimi azınlıkta hissediyorum" diyen Say'a "Kendi toplumu ile ilgili yabancılaşma hissetmesini üzüntü ile karşıladım" karşılığını veren, Say'ın Anadolu'da da her gittiği yerde coşkuyla karşılandığını kaydeden Günay, "Nasıl kendini yalnız hisseder?" diye sordu.
    Günay, AA'ya yaptığı açıklamada da şunları söyledi: "Vatan, öyle yöneticiye kızıp da terk edilecek bir toprak değildir, vatan çok bambaşka bir kavramdır. Nazım Hikmet keyfe keder çıkıp gitmemiştir, çok baskıcı koşullardan yılarak kaçıp gitmiştir."

    Sanatçılar ne dedi?
    Kültür Sanat Servisi

    Güher-Süher Pekinel: Demokrasinin korunması, seçim sonuçlarına saygıyı da gerektirir. Herkesin, bu arada Fazıl Say'ın, hayatını kişisel tercihlerine göre yeniden yönlendirmek istemesini de saygıyla karşılamak gerektiği düşüncesindeyiz. Birey ve insan haklarına olan saygı, anayasal çerçeveye tüm şeffaflığı ile oturtulduğu zaman, toplum dengelerinin değişen hükümetlerle sarsılamayacak bir ortama kavuşacağına inanıyoruz. Serra Yılmaz: Bugüne kadar hiç Türkiye'yi terk etmeyi düşünmedim. Düşünseydim, herkesten çok imkânım vardı, İtalya'ya yerleşebilirdim. Benim Türkiye ile ilgili olarak gördüğüm endişe verici şeyler şu andaki iktidarla ilgili değil, genel devlet anlayışımızla ilgili endişeler. İslamcılardan daha endişe verici olan demokrasinin gerilemesi ve milliyetçiliğin yükselmesi. Zülfü Livaneli: Fazıl Say gibi uluslararası bir sanatçımız Türkiye'yi terk etmeyi düşünüyorsa, onun bu açıklamasını Türkiye'ye bir uyarı olarak değerlendiriyorum. Onun "onlar kazandı" duygusuna kapılması çok önemlidir. Milyonlarca yurtsever ve üzgün insan bu duyguyu çok iyi biliyor. Yelda Reynaud: Olaylara her zaman pozitif bakıyorum. Bu ülkenin gerçeği buymuş ve ortaya çıktığına seviniyorum. Kendimize, "Biz çok aydınız, cumhuriyet var" diye daha ne kadar yalan atacaktık ki? Herkesin bir arada yaşamasından yanayım. Ülkeyi terk etmeye kalkmak, haklarımızı devretmek anlamına gelecek. Komet: Şimdiye kadar Türkiye'yi terk etmeyi düşünmedim. 1979-1984 yılları arasında gelmedim Türkiye'ye. Sonrasında yaşanan siyasi gelişmeler de bana ülkeyi terk etmeyi düşündürtmedi. İnsan baskıyla karşılaşırsa çeşitli durumlarda tavır alabilir tabii. Fazıl Say'ın ülkesini çok sevdiğini de biliyorum. Elif Şafak: Bir memleketi sevmek onun insanlarını gönlüne alabilmeyi gerektirir. Esas mesele farklılıklara küsmek değil, farklılıklarımızla beraber yaşamayı öğrenmek. Bedri Baykam: Açıklamasını okurken ister istemez şunları düşündüm: Siz siyasetle uğraşmazsanız, bir gün gelir siyaset sizinle uğraşır. Bir kısım insan geç de olsa uyandıysa, bugün burada mücadeleye başlamayı ve geçmiş pasifliklerini topluma unutturmalarını göze almalarını bekliyorum. İlgisizlikleriyle bu hale gelmesinde sorumluluk payı aldıkları bir ortamı terk edip gitmek çare değil.

    Milliyet


    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=314934
    avatar
    karadeniz1
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 8
    Kayıt tarihi : 18/12/07

    Fazıl Say bombası Empty Geri: Fazıl Say bombası

    Mesaj tarafından karadeniz1 Çarş. 19 Ara. - 15:47

    ''Olmadı Fazıl Say''
    Kültür Bakanı Günay, “Türkiye’yi terk etmeyi düşünüyorum” diyen Fazıl Say’a tepki gösterdi.

    15 Aralık 2007 11:25
    Fazıl Say bombası 133839_2007-12-17Almanya’da yayımlanan Süddeutsche Zeitung Gazetesi’ne konuşan Fazıl Say, “Türkiye rüyalarımız kısmen öldü. Tüm bakan eşleri türban takıyor. İslamcılar zaten kazandı. Biz yüzde 30, onlar ise yüzde 70. Başka yere taşınmayı düşünüyorum” dedi. Say, ileride Türkiye’den ayrılmayı düşündüğünü de belirtti. Say, Cumhurbaşkanı Gül’ün Çankaya Köşkü’nde ağırladığı sanatçılar arasında kendisinin yer almadığını hatırlatarak, “Artık azınlıkta kaldık, dışlanıyoruz. Çankaya’daki davete bile beni çağırmadılar. Böyle giderse, bir kızım var, onu da alır yurtdışına giderim” dedi.

    Say’ın eleştirileriyle ilgili VATAN’ın sorularını cevaplandıran Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Daha büyük düşünmesi gerekir. Mesleğinde çok güzel şeyler yapıyor. Dünyadaki çeşitliliği, içselleştirecek hoşgörülü yaklaşımlar büyük sanatçılara yakışır” diye konuştu.

    Bakan Günay, “Türkiye’de Say’ın ifade ettiği gibi bir tehlike var mı?” sorumuza, “Türkiye’ye iyiye gidiyor, ileriye gidiyor. Bu tür bakış açıları bizi kısır tartışmaların içine çeker” cevabını verdi.

    ‘Davetiye gönderdik’

    Bu arada Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi de, sanatçı Say’ın Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyona çağrılmadığı yönündeki haberlerin “gerçeği yansıtmadığı” nı belirtti. Yazılı açıklamada, “Sayın Fazıl Say’ın Ankara adresine davetiye gönderilmiş, adrese ulaşılamadığına dair bir geri bildirim alınmamıştır” denildi.


    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=315096
    avatar
    karadeniz1
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 8
    Kayıt tarihi : 18/12/07

    Fazıl Say bombası Empty Geri: Fazıl Say bombası

    Mesaj tarafından karadeniz1 Çarş. 19 Ara. - 15:48

    Fazıl Say: ''AK Parti beni sansürledi''
    Ünlü piyanist Fazıl Say Kültür Bakanı tarafından sansürlendiğini iddia etti..

    15 Aralık 2007 17:46
    Fazıl Say bombası 38451_2007-12-17
    Ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say, "Türkiye'nin Orta Çağ karanlığına kaymasına karşıyım. Çünkü ben, çağdaş uygarlık düzeyini amaçlayan bir kültürün insanıyım" dedi.

    Fazıl Say, bir Alman gazetesinde yer alan görüşleri ve ardından yayınlanan haberler dolayısıyla merkezi Antalya'da bulunan Kadir Dursun Prodüksiyon aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada, besteci ve piyanist yönüyle Avrupa müzik kültürünü temsil etmesine rağmen, kökeni olan Anadolu halk kültüründen hiç kopmadığını; bunu, herkesin bildiğini ifade etti.

    Bütün eserlerinin halk kültürüyle yoğrulduğunu kaydeden Fazıl Say, Avrupa Birliği'nin "Kültürlerarası Diyalog Yılı"nda kendisini "Elçi" unvanıyla görevlendirmesinin temelinde, bu özelliğinin yattığına dikkati çekti.

    Fazıl Say açıklamasında, şunları kaydetti:

    "Bütün bunlara karşılık bu iktidar, bana ve müzik sanatına şimdiye kadar dostça davranmadı. 'Metin Altıok Ağıtı' adlı oratoryom dolayısıyla, iktidarın ilk kültür bakanı, çeşitli yöntemler kullanarak eserin sansür edilmesini sağladı. Bu olayı, hiç unutamıyorum.

    Müzik sanatını küçümsemenin başta gelen örneklerinden biri, Milli Eğitim Bakanlığının önceki yıl okullarda müzik ve resim derslerinin kaldırılması girişiminde bulunmasıdır. Bizim milli eğitim sistemimizden sanat eğitimi dışlanamaz. Başka bir olumsuz örnek ise Türkiye'nin bugün on bin müzik öğretmeni açığı bulunduğu halde, lisans öğrenimini tamamlayan genç müzikçilerimizin öğretmen olmasını önlemek için engeller icat edilmesidir. Bunlar, basının ve halkın gözünden kaçmış olabilir ama, müzik benim mesleğim; benim gözümden kaçmadı. 'Sanatçı, alnında ışığı ilk hissedendir' özdeyişini, 'Sanatçı, karanlığın tehlikesini ilk hissedendir' anlamında da düşünebiliriz."

    "Orta Çağ karanlığının, bütün aydınlar gibi kendisini de kaygılandırdığını" ifade eden Fazıl Say, açıklamasında, "En çok da gelecek kuşaklar için kaygılanıyoruz. Eğer, günün birinde karanlık güçler Cumhuriyetimize ve ulusal değerlere hayat hakkı tanımazsa, onlara teslim olacak değiliz" görüşüne yer verdi.



    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=315198
    avatar
    karadeniz1
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 8
    Kayıt tarihi : 18/12/07

    Fazıl Say bombası Empty Geri: Fazıl Say bombası

    Mesaj tarafından karadeniz1 Çarş. 19 Ara. - 15:50

    Erdoğan, Fazıl Say’ı nasıl eleştirdi?

    “Bu ülkede İslamcılar çoğunlıkta.. Türkiye’yi terk edebilirim” diyen ünlü piyanist Fazıl Say’a Başbakan Erdoğan da tepki gösterdi. Peki Erdoğan’ın sözleri ne oldu? İşte o eleştiriler..

    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=315774
    avatar
    karadeniz1
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 8
    Kayıt tarihi : 18/12/07

    Fazıl Say bombası Empty Geri: Fazıl Say bombası

    Mesaj tarafından karadeniz1 Çarş. 19 Ara. - 15:52

    Türkiye Fazıl Say’ı konuşuyor !
    Fazıl Say’ın “Türkiye’yi terkedebilirim” sözleri geniş yankı buldu..

    17 Aralık 2007 15:11

    Say’ın “ülkenin ortaçağ karanlığına sürüklendiği” gerekçesiyle Türkiye’den gidebileceğini söylemesi siyaset ve sanat dünyasında geniş yankı uyandırdı; siyasetçiler ve sanatçılar destekleyenler ve tepki gösterenler olarak ikiye ayrıldı. Gazeteler, Say’ın sözlerini ve yankılarını manşet ya da en azından birinci sayfadan duyururken, köşe yazarlarının da neredeyse tümü tartışmayı köşelerine taşıdı. Say’ı destekleyenlerin çoğunlukta olduğu dikkat çekiyor.

    CUMHURİYET’TE BAŞYAZI: SAY OLAYI NEDİR?
    Cumhuriyet gazetesi bugünkü başyazısını, “Say Olayı Nedir?” başlığıyla konuya ayırdı: ...Fazıl Say olayında bir değişiklik var. Ruhi Su’dan sonra ilk kez bir müzisyenimiz ülkemizde büyük sorun yaratıyor ve iktidarın iki numaralı adamı tarafından eleştirip dışlanıyor” tespitinde bulunuldu. Anadolu’da Vakit gazetesinden Abdurrahman Dilipak, Say’ın sözlerine en sert yanıtlardan birini vererek, “Bak Fazıl Say! başlıklı yazısında Say’a, “...’kal’ derim ama gideceksen git gidebildiğin yere kadar... Ama bir gün biz o senin gittiğin mahallede de, her yerde olduğu gibi, bir gün küçücük kızların başlarını örttüğü Kur’an Kursları açacağız, bunu böyle bil!

    “Ben de birkaç aydır ciddi ciddi, artık hoşlanmadığım/ özlemediğim/ yadırgadığım memleketimden ayrılmayı düşünüyorum” diyen Radikal gazetesi yazarı Perihan Mağden ise Say’dan farklı olarak kendisinde “türban fobisi” olmadığının altını çizdi. Mağden, Say’a, “...Ve Fazıl Say’ın nedenleri NE OLURSA OLSUN bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak bu lafları etmeye, yerden göğe kadar hakkı olduğunu düşünüyorum” sözleriyle destek verdi.

    İşte kısa alıntılarla Say’ın sözlerinin tartışıldığı köşe yazıları:

    Oral Çalışlar (Cumhuriyet):
    ÜLKEYİ TERK ETMEK VE FAZIL SAY...
    ... bu ülkenin yetişmiş sanatçılarına karşı daha dikkatli ve özenli davranması gerekiyor. Hoyratlığa gerek yok. Onun söylediklerinden bazıları rahatsız olabilir. Olsun. Zaten sanatçı biraz da rahatsız edendir, büyük çoğunluk gibi düşünmeyendir. Türkiye bir geçiş dönemi yaşıyor. Bu geçiş döneminin, toplumu kamplara bölmeden, demokratik çoğulculuğu geliştirerek aşılması kolay değil. Çünkü tarafların birbirini anlaması giderek zorlaşıyor.

    Ertuğrul ÖZKÖK (Hürriyet):
    TURNUSOL SOSYOLOJİSİ
    TİPİK bir “turnusol olayı” ile daha karşı karşıyayız. Önümüzde çok önemli bir Fazıl Say olayı var.
    Hep birlikte şunu göreceğiz:
    “Ülkemi terk edebilirim” diyen Fazıl Say’ı anlamaya mı çalışacağız...
    Yoksa “Türkiye demokratikleşirken, Fazıl Say neden maraza çıkarıyor” deyip onu yerden yere mi vuracağız?
    Ben kendi tavrımı şimdiden açıklıyorum.
    Fazıl Say’ı anlamaya çalışacağım.

    GÜL VE ERDOĞAN EMPATİ KURMALI
    O nedenle diyorum ki, bugün Fazıl Say’ı anlamaya, onunla empati kurmaya çalışmalıyız.
    Bu görev önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ındır.
    Bir de gerçek aydınların.
    Bu ülkenin kendine liberal diyebilen aydınları, Fazıl Say ülkesinin askerine küfretmedi, “Türban serbest bırakılmalı”, “Türkler 30 bin Kürt’ü kesti”, “Türkler soykırım yaptı” demedi diye, onun bu endişelerini, korkularını, duygularını görmezlikten gelmemelidirler.
    Hepimiz böyle bir turnusol sınavından geçiyoruz.
    Çünkü korkular artık, hepimizin en kuvvetli ideolojisi olan “hayat tarzına” dayanmıştır.

    Ahmet Hakan (Hürriyet):
    “YETTİ ARTIK” DEDİRTEN AKP İKTİDARINI OLUŞTURANLARDIR
    SEVGİLİ Fazıl...
    Bak dostum!
    Aslında seni “Alırım başımı giderim efeler gibi hey” noktasına getiren, ne “türban”dır, ne “İslamcıların gelmesi”dir, ne de “yüzde 30 ile yüzde 70 arasındaki asla kapanmayacak gibi görünen fark”tır.
    Teşhiste yanılıyorsun dostum, üzgünüm...
    Sorun, “din kaynaklı bir hareketin ülkeyi ele geçirmesi” sorunu falan değildir.
    * * *
    Sevgili Fazıl...
    Sorun, AKP iktidarını oluşturanların, kendilerini “halkın gerçek temsilcileri” olarak görmesi sorunudur...
    Bunlar “halkın değerleri” falan diyerek, memlekette tek tip bir yaşam tarzını ve kültür anlayışını egemen kılmak istiyorlar.
    Dostum, sana “Yetti artık” dedirten işte budur...
    “Halkın değerleri” adı altında yüksek sanat birikimlerine yüz çeviriyorlar.
    “Halkın değerleri” adı altında memlekette iyi kötü oluşmuş burjuva kültürünü küçümsüyorlar.
    “Halkın değerleri” adı altında farklı yaşam tarzlarını ve kültür birikimlerini değersizleştiriyorlar...

    KÖYLÜLÜK SİNSİ BİR ŞEKİLDE ÜLKEYİ ZAPTEDİYOR
    Sevgili Fazıl...
    “Köylülük” adını verdiğimiz olgu, “halkın değerleri” kisvesine bürünüp, sinsi bir şekilde ülkenin bütün alanlarını zapt ediyor.
    Ve sen aslında buna isyan ediyorsun...
    Hemen söyleyeyim dostum, teşhisinde olmasa bile isyanında sonuna kadar haklısın...
    * * *
    Yani...
    Sevgili dostum...
    Teşhisi, “İslamcılar geldi! Eyvah” diye ortaya koymak yerine...
    “Köylüler geldi! Eyvah” diye ortaya koymaya ne dersin?

    Doğan Hızlan: (Hürriyet):
    MÜZİKÇİLER TOPLUMSAL İKLİMİN METEOROLOGLARIDIR
    İYİ, uluslararası ünlü piyanist, besteci Fazıl Say’ın bir Alman gazetesinde yayımlanan söyleşisini okuduğumda, toplumsal ve siyasal belirsizlik kaygısına kapıldım.
    Fazıl Say, Atatürk’ün sözüne gönderme yaparak, “Sanatçı, karanlığın tehlikesini ilk hissedendir,” diyor.
    Ben iyi müzikçilerin söylediklerini çok önemserim, çünkü duyargaları çok gelişmiştir, yaratıcının ruh dünyasına, her şey çok daha yüksek ve etkileyici bir şidette yansır.
    Fazıl Say’ın kişiliğini, yetiştiği, okuduğu ortamı bilirsek, onun bu tepkisinin olağanlığını, içtenliğini, dürüstlüğünü daha iyi anlarız.

    Ben Fazıl Say’ın bu ülkeyi terk edeceğini, başka yere yerleşeceğini sanmıyorum.
    Çünkü o sadece bir icracı, bir besteci değildir, siyasal tavrını, dünya görüşünü de seçmiş ve açıklamıştır.
    Názım Hikmet Oratoryosu’nu, Metin Altıok Oratoryosu’nu besteleyen bir Türk müzikçisi başka yerde mutsuz olur.
    Áşık Veysel’in Kara Toprak’ının değerini, anlamını bilen, algılayan, onun köyüne giden birinin duyarlığı, dışarda yaşamasına elvermez
    Ben burada yaşamasını isterim...

    Mehmet Barlas (Posta):
    FETHULLAH GÜLEN GELEMİYOR, FAZIL SAY GİTMEK İSTİYOR
    Yani mesele Fazıl Say’ın ülkesine küsmesine gerekçe olarak gösterdiği “Onlar yüzde 70, biz ise yüzde 30’uz; İslamcılar güç kazandı” söylemi değil.
    ...
    Doğru olan, “Fethullah Gülen neden Türkiye’de değil ve onun anti-tezi olan Fazıl Say da kendini Türkiye’de neden rahat hissetmiyor” sorusuna cevap aramaktır.

    AK Parti ipe un seriyor.

    Bu ülkede herkesin ihtiyacı, hukukun üstün olduğu, temel hak ve özgürlüklerin en üst değerler olarak kabul edildiği, bireyin devletle eşit haklara sahip olduğu, insanların kendilerini ideolojik ve inançsal baskılar altında hissetmedikleri bir liberal demokrat sosyo-politik ortamdır. AK Parti iktidarı, Avrupa Birliği projesine sahip çıkarak bu ortama toplumu taşıyacağı ümidini vermişti. Yapılması gereken bu konuda ipe un sermek yerine tekrar harekete geçmektir. Ancak bu şekilde Fazıl Say’lar “Biz gidiyoruz” dedikleri zaman, bu sözler toplumda fazla ciddiye alınmaz.

    Umur Talu (Sabah):
    CENNETTE CİNNET!
    Hala oturamadık yerimize.
    Yerleşemedik.
    Birbirimizi komşu, arkadaş, dost, kardeş edinemedik.
    “Dört nala gelip uzak Asya’dan”, bir bin yıl sonra dahi, “bir kısrak başı gibi uzanan” bu yurdu, ya kendimize yurt belleyemedik yahut başkasının da yurdu sayamadık.
    Ya bizim zindanımızdı ya başkasına zindan ettik.

    Yurdundan kaçırılmış, kaçmış da kefenini kuşanıp bile dönememiş Nazım’ı on parmağında on marifetle çalan çocuk da terk etmek istiyor burasını.
    Ve hiç anlayamadan onun muhtemel yarasını; Başkaları ona “terktir git” demek için sıralanıyor.
    Muhtemelen o çocuk da birçoklarının kaçışını, kaçamadığı için sinip susuşunu, bir köşeye kıvrılışını anlayamamıştı.
    Bir başka çocuğun mesela burada okuyamayışını, doyamayışını, aç karnına aşağılanmak yerine azıcık karnını doyurup şöhret olmadığı için savunmasız kaldığı gurbetlerde aşağılanmaya koşuşunu pek kavrayamamıştı.

    Bir türlü yerleşemedik.
    Komşumuzu komşu, yurttaşımızı yurttaş, bir ötekinin vatan sevgisini vatan sevgisi bilemedik.
    Tahammül edemedik.

    Sabah (Nazlı Ilıcak):
    FAZIL SAY VE ORTAÇAĞ KARANLIĞI
    Değerli bir sanatçının, derme çatma fikirlerle ortaya çıkıp, ülkemizin “Ortaçağ karanlığına gömüldüğünü”, üstelik yabancı basına söylemesinin altında nasıl bir psikoloji yatıyor? Şişik ego, peşin hüküm, dogmatik düşünce, nezaketsizlik gibi unsurları bir kenara bırakırsak, tek kelimeyle “panik atak” diyebiliriz. Panik atak, kendini hasta hissetme şeklindeki bir ruh halidir. Bir başka şekli paranoyadır. Sanatçının endişelerinin, maalesef toplumda da bir karşılığı var. Aynı Ertuğrul Özkök’ün yazdığı gibi, “Türk halkının bir bölümü kendini, yenilmişlik, azınlıkta kalmışlık duygusu içinde buluyor; özellikle kadınlar.”
    Peki bu panik atak durumuna iyi gelecek “güven arttırıcı önlemler” ne olabilir?

    Madem kadınlar en çok korkuyor, kadınlara acaba biraz daha önem verilse... Mesela, YÖK Başkanı’nı atarken, bir kadın tercih edilemez miydi? Başbakan veya cumhurbaşkanı, uçağına hiç kadın gazeteci almıyor. İhmalden kaynaklansa dahi, biraz “maço” bir görüntü veriliyor. İmam Hatip okulunun kız talebelerine tahsis edilen otobüse ne demeli? Veyahut, yeni seçilen YÖK Başkanı’nın “dakka bir gol bir”, tartışmanın odak noktası haline gelmesine? Maalesef iktidarda da, tedirgin psikolojik duruma özen gösteren bir tavır yok. Say’ın çizmeyi aşan nezaketsiz konuşmasına zemin hazırlayan işte bu özensizlik. “Türkiye Ortaçağ karanlığında” diyor. Böylesine gerçek dışı ve Türkiye’yi aşağılayıcı bir cümleye rağmen, hâlâ taraftar toplayabiliyor.

    Perihan Mağden (Radikal):
    FAZIL SAY HAKSIZ MI?
    Benim Türban Fobim yok. Benim, Tekamül Etmemiş Demokrasi Fobim var diyelim. Pek çok kez de ‘Sevmem de Terk Etmem de’ başlığı altında toplanabilecek yazılar yazdım. Yani Fazıl Say’la nerdeyse iki polar uç oluşturuyoruz siyasi görüş açısından.

    Ama ben de birkaç aydır ciddi ciddi, artık hoşlanmadığım/özlemediğim/yadırgadığım memleketimden ayrılmayı düşünüyorum. Ve Fazıl Say’ın nedenleri ne olursa olsun bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak bu lafları etmeye, yerden göğe kadar hakkı olduğunu düşünüyorum.

    Şimdi kalkıp İktidar Partisi’nin genel başkan yardımcısının böylesine kaba ve agresif laflar edebilmesi, bir vatandaşımız hakkında- İşte tahammülfersa olan BU!
    İşte çirkin olan, katlanılmaz olan, hiçbir şekilde demokrasinin özüyle bağdaşmayan bu laflar, bu tutumlar.
    Bizler (diyelim Türban Fobisinden Ari Olanlar) onların hiçbir şeyini yadırgamayacağız. Yaşam biçimlerini, konuşma tarzlarını, hayat görüşlerini kabul edeceğiz, ‘bireysel tercihler’ kategorisinde değerlendireceğiz; ama onlar çıkıp Bir Birey’in, Bir Pianist’in memleketiyle ilgili duygularının dışavurumunu bu denli katlanılmaz bulacaklar. En kabadayı/maço/uygunsuz lafları ‘yapıştırmakta’ hiçbir beis duymayacaklar!

    George W. Bush ikinci kez başkan seçildiğinde “Böylesi bir kuduz köpeğin yönettiği bir ülkede çocuklarımı yetiştiremem,” denli ağır laflar etti Johnny Depp.
    Ne kalkıp hiçbir Otorite, kendisine en kestirmeci/saldırganından laflar etti, ne de ‘Amerikalılığa hakaret’, ‘Uluğ devlet görevlisine dil uzatma’ türünden fantastik antidemokratik maddelerden hapis istemli davalar açıldı hakkında.

    Ben diyelim: ‘gak’ dediğim için ‘hakaret’, ‘guk’ dediğim için ‘yargıyı etkilemeye teşebbüs’, ‘hop’ dediğim için ‘aleni hakaret’ten yargılanmaktan, habire mahkemelenmekten bezdiğim/bezdirildiğim/işimi yapamaz hale getirilmek istendiğim için ciddi ciddi ayrılmayı düşünüyorum Türkiye’den.
    Dünyanın hiçbir ama hiçbir ülkesinde ‘Devlet Memuruna Hakaret’ kutsal maddesini bu denli nalıncı keseri gibi, hassas devlet memurlarımızın lehine, yazanın/düşünenin aleyhine yorumlama hakkını kendinde gören ‘adalet’ adamları/kadınları olmadığına da, eminim.
    Bir fikir beyanının ‘yorum’ sınırlarını aşıp, ‘eleştiri’ sınırlarını aşıp, ‘ağır eleştiri’ sınırlarını aşıp hakaret sınırlarını ihlal etmesi için, her şeyden önce şahsi olması gerekir.
    sıkıştırıldığım bugünlerde ben de ciddi ciddi artık yurtdışında yaşamayı düşünüyorum.
    Say’a hak vermem bir yana; derhal kendi haklarımın/ifade etme/yazma özgürlüğümün peşine düştüm. Bugünlerde feci doldum. Doluyum. Maalesef. Zira.

    NTV


    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=315865
    avatar
    karadeniz1
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 8
    Kayıt tarihi : 18/12/07

    Fazıl Say bombası Empty Geri: Fazıl Say bombası

    Mesaj tarafından karadeniz1 Çarş. 19 Ara. - 15:56

    MEB, Fazıl Say'a dava açıyor !
    Milli Eğitim Bakanlığı, ünlü piyanist Fazıl Say'ın açıklamalarıyla ilgili tazminat davası açacak.

    18 Aralık 2007 09:02
    Fazıl Say bombası 62565_10
    Milli Eğitim Bakanlığı, ünlü piyanist Fazıl Say'ın müzik ve resim derslerinin kaldırılması ve öğretmen açıkları hakkındaki yaptığı açıklamalarıyla ilgili olarak, manevi tazminat davası açma kararı aldı.

    Milli Eğitim Bakanlığı, ünlü piyanist Fazıl Say'ın geçtiğimiz günlerde 'Son dönemde müzik ve resim derslerinin kaldırılması gündemde' ve 'Lisans eğitimini tamamlayan genç müzikçilerin öğretmen olmasını engellemek amacıyla engeller icat edilmiştir" şeklindeki açıklamalarının gerçekleri yansıtmadığı ve bakanlığı zan altında bıraktığı gerekçesiyle ünlü piyanist aleyhinde 5 bin YTL'lik manevi tazminat davası açıyor. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Müzik ve resim dersleri geçen 5 yıl içerisinde kaldırılmadığı gibi böyle bir teşebbüs dahi hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. Aksine Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından kamuoyuna açıklanan ortaöğretime geçiş sisteminde müzik ve resim derslerine öğrencilerin ilgisinin artırılması amaçlanmaktadır. Söz konusu iddialarıyla Sayın Say'ın eğitim dünyasından ne kadar kopuk ve uzak olduğu anlaşılmaktadır. Sayın Fazıl Say'ın bugün ileri sürdüğü iddialar arasında yer alan 10 bin müzik öğretmeni açığı iddiası da hiçbir gerçek veriye dayanmayan hayali bir rakamdır. Şu anda ilköğretim ve ortaöğretimde müzik dersleri branş öğretmenlerince verilmekte ve dersler boş geçmemektedir. Geçen 5 yıl içerisinde atanan öğretmenler arasında müzik öğretmenlerinin sayısı geçmiş yıllara oranla ciddi bir artış kaydetmiştir" denildi.


    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=316039
    avatar
    karadeniz1
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 8
    Kayıt tarihi : 18/12/07

    Fazıl Say bombası Empty Geri: Fazıl Say bombası

    Mesaj tarafından karadeniz1 Çarş. 19 Ara. - 15:57

    Fazıl Say'ı haklı çıkaran olay !
    Fazıl Say ile MEB arasındaki müzik eğitimi konusunda ilginç bir gelişme yaşandı.

    18 Aralık 2007 11:47

    Ünlü Piyanist Fazıl Say ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında tartışmaya neden olan müzik eğitimi konusunda, Say'ı haklı çıkaran bir gelişme yaşandığı ortaya çıktı. İki yıl içinde 700 kişiye müzik aleti çalmasını öğreten, bin kişilik koro kuran ve çalıştığı okulu halk oyunlarında birinci yapan Fatih Kız Lisesi müzik öğretmeni Müslüm Akdemir hakkında öğrencilerine müzik dersi almaya zorladığı gerekçesiyle soruşturma açıldı.

    Müslüm Akdemir, 2 yıl önce İstanbul Fatih Kız Lisesi'ne müzik öğretmeni olarak atandı. Bu süre içinde 700 öğrenciye keman, gitar, piyano, ritim perküsyon, bağlama, ney, ud gibi çalgıları öğreten Akdemir bin kişilik bir koro kurdu ve halkoyunları yarışmasında okulunu birinci yaptı.

    Akdemir 2007-2008 eğitim öğretim yılı başlayınca okuy yönetiminin “öğrenciler müzik dersi almak istemiyor, tayininizi başka okula isteyin” dayatmasıyla karşılaştı. Akdemir, durumu Fatih İlçe Milli Eğitim Müdürü'ne iletince, “Ben araştırdım hiçbir öğrenci müzik dersi istemiyor, müzik dersini isteyen bir öğrenci dilekçesini versin hemen müdahale eder dersi açtırırım” yanıtıyla karşılaştı. Bu olayın öğrenciler arasında duyulmasının ardından 250 öğrenci dilekçe vererek müzik dersi almak istediklerini bildirdi.

    “Müzik dersi almak istiyoruz” dilekçelerinin ardından ardından Müslüm Akdemir, öğrencileri “müzik dersi almaya zorlamakla” suçlandı ve hakkında soruşturma açıldı. Akdemir bu soruşturmanın hemen ardından derslerinin azlığı nedeniyle başka iki okula daha görevlendirildi.

    Akdemir'in ilk soruşturması devam ederken okul yönetimine imzasız bir mektup geldi. Mektupta, müzik öğretmeninin “Hrant Dink'in hemşehrisi olduğu, öğrencilere Ermeni ezgilerini öğrettiği, Alevilik ve Ermenilik propagandası yaptığı” ileri sürüldü. Avukatı Metin İriz aracılığıyla savcılığa suç duyurusunda bulunan Akdemir bunu öğretmenler toplantısına da taşıdı. Akdemir, kendisi hakkında böyle bir imzasız bir ihbar mektubu yazıldığını, yazan kişinin imza kullanmadığı için “şerefsiz” olduğunu söyledi. Akdemir hakkında öğretmenlere küfür ettiği gerekçesiyle ikinci bir soruşturma daha açıldı.

    Eğitim Sen İstanbul 8 No'lu Şube Başkanı Haldun Özkan, piyanist Fazıl Say'ın müzik sanatının okullarda küçümsendiği ve sanat eğitiminin dışlandığı iddialarının doğru olduğunu belirtti. Özkan, “Say, Türkiye'de yaşanan bu olayları çok iyi bilmektedir. Okul müdürü veya ilçe müdürü istemiyor diye müzik dersleri öğrencilere seçtirilmiyor ve müzik dersleri kapatılıyor. Sözde müzik dersi olan okullarda atıl duruma çıkartılmış, öğretmenler baskı altına alınmıştır. Derslerde uygulama söz konusu değildir. Müzik öğretmenleri imkanlar istediğinde sıradan muamele ile karşı karşıya kalıyor. Her şeye rağmen çalışmalarınızı yaptığınızda ve çalışmalarınız engelleniyor diye şikayette bulunursanız dikkati üzerinize çekersiniz ve yerinizden olursunuz. İstanbul Fatih Kız Lisesi Müzik öğretmeni gibi” dedi.



    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=316248
    avatar
    karadeniz1
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 8
    Kayıt tarihi : 18/12/07

    Fazıl Say bombası Empty Geri: Fazıl Say bombası

    Mesaj tarafından karadeniz1 Çarş. 19 Ara. - 16:00

    Prof. Saylan'dan Fazıl Say'a destek !
    ÇYDD başkanı Türkan Saylan, Fazıl Say'ın türban çıkışına destek verdi..

    18 Aralık 2007 13:47
    Fazıl Say bombası 87635_2007-12-19
    Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, "Fazıl Say'ın kaygılarını paylaşıyor, sanatçımızın duyarlı tepkilerini, toplumu uyarma yolunda çok yararlı bir öncülük olarak görüyoruz" dedi.

    Türkan Saylan yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de çok sayıda sanatçı, aydın, bilim insanı ve gazetecinin öldürüldüğü, hapse atıldığı ve haksızlığa uğradığını kaydederek, Fazıl Say'ın, Türkiye'de sanatın gelişimini engelleyen, sanatta gelişmeyi kısıtlayan gelişmeleri kınadığını ifade etti.

    Saylan, şöyle devam etti:

    "Ülkemizin kendi çabalarıyla dünyaya armağan ettiği bir deha olan Fazıl Say'ın bu çıkışının ardından, tüm toplum ve çağdaş sivil toplum örgütleri olarak ülkemizde sanatın gerçek yerini almasını istiyoruz. Fazıl Say'ın kaygılarını paylaşıyor, sanatçımızın duyarlı tepkilerini, toplumu uyarma yolunda çok yararlı bir öncülük olarak görüyoruz.

    Tüm çocuklarımız arasından sanata yeteneklilerin saptanıp, öne çıkması ve gidebileceği en üst düzeye yükselmesi için uluşça çaba göstermeli, vergilerimizin sanata yönlendirilmesini sağlamalıyız."


    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=316331
    avatar
    Magnesia
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 3
    Kayıt tarihi : 18/12/07

    Fazıl Say bombası Empty Geri: Fazıl Say bombası

    Mesaj tarafından Magnesia Perş. 20 Ara. - 2:50

    Cemil Ipekçi "Türkiye Nişantaşı'ndan ibaret değil"
    'İslamcılar kazandı ben gidiyorum' diyen Fazıl Say'a en sert eleştiri İpekçi'den..

    16.12.2007 05:35

    Sanatçıya en sert eleştiri ünlü modacı Cemil İpekçi'den geldi. İşgal yıllarında bile kimsenin Türkiye'yi terk etmediğini belirten İpekçi, ilginç bir tespitte bulunuyor: "Fazıl Say'ı tanırım, çok şeker bir insan; ama 'onlar' ne demek? 'Onlar' dediğin çoğunluk, yüzde 70 oy alıyor. Nasıl böyle bir ayrım yaparsın? Bunlar, Türkiye'yi Nişantaşı'ndan ibaret zanneden 40 bin kişilik, içinde benim ailemin de olduğu beyaz Türkler. 65 milyonluk Türkiye'yi görmüyorlar; çünkü belirli bir azınlığın ve dinozorların son çığlıkları bunlar."
    İnsanların korku çemberine sokulduğunu belirten Cemil İpekçi, Türkiye'de işlerin belli bir azınlığın isteklerine göre yürüyemeyeceğini vurguluyor. Üniversitelerdeki başörtüsü yasağını da anlamsız bulan İpekçi, "Kıyafet kanunu bir Mao'nun Çin'inde olmuş, bir de bizde. Dünyanın hiçbir yerinde böyle şey yok." ifadesini kullanıyor. Türbanın kadını özgürleştirdiğini anlattıktan sonra yakın tarihe atıf yapıyor: "Ben 60 yaşındayım, bizi düne kadar 'komünizm gelecek' diye korkuttular, şimdi 'İran oluruz' diye korkutuyorlar. Kadın olsaydım 'sırf protesto olsun diye' türban takardım."
    Fazıl Say'ın böyle bir şey söylediğine inanmak istemeyen İpekçi, bir sanatçıya sarf ettiği bu cümleleri yakıştırmıyor. Hangi sebepten olursa olsun ülkenin terk edilemeyeceğine dikkat çeken ünlü modacı, Kurtuluş Savaşı'mıza atıfta bulunarak, "İşgal altındaydı bu ülke, insanlar terk etti mi? inançlarda ve düşüncelerde aynı olmayabiliriz; ama ülkeyi 'terk etme' ifadesini kullanmak çok ağır." diyor. Türkiye yerine Batı'yı adres gösterenlere, "Yasak yok, kim nerede mutlu olacaksa orada yaşasın." diyen İpekçi, Türkiye'de işlerin belirli bir azınlığın isteğine göre yürüyemeyeceğini de söylüyor. Türbanın Türk kadınını özgürleştirdiğini düşünen ünlü modacı, kadın üzerine bir kimlik oluşturamayan geçmişteki politikaları da eleştiriyor. Türbanın kadına kimlik kazandırdığını belirten İpekçi, "Benim türbanı savunmam ondan. Çünkü daha evvel kadınlar türbanı takmıyordu. Belki başını sadece örtüyordu. Ataerkil aile yapısından dolayı sokağa çıkamıyordu. Şimdi kadın, türbanla birlikte haklarını savunmasını öğrendi. Bir bakıyorsunuz türbanlıların yüzde 80'i okumuş, lisan, dünya ekonomisi biliyor. Başı açıkların çoğu Rolex saatten; evine Moldovalı hizmetçi geldi, gittiden başka bir şey konuşmuyor. " diyor.
    Türbanın sadece üniversitede değil tüm kamu kuruluşlarında serbest olmasını isteyen Cemil İpekçi şöyle konuşuyor: "Bırakın üniversitelerde serbest olmasını, kamuda da serbest olmalı. Kamuda çalışana böyle böyle giyineceksin demek ne kadar doğru? Kıyafet kanunu bir Mao'nun Çin'inde olmuş, bir de bizde. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok."
    Ünlü modacı, Abdullah Gül'ün, cumhurbaşkanı olmasını ise şöyle değerlendiriyor: "Abdullah Gül, karısının başörtüsüyle değil, kendi beyniyle ülkeyi idare ediyor. Siz oturup 'bize yakışıyor mu?' diyebilirsiniz. Bu hükümet, 5 yıl önce güllük gülistanlık bir ülke devralmadı. Bir faciayı devraldı. Bugün, çok mutluyum; çünkü Abdullah Gül'ün yerinde durduğu yok. "

    Zaman

    http://www.haberturk.com/haber.asp?id=47929&cat=200&dt=2007/12/16
    avatar
    kcopzz
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 9
    Kayıt tarihi : 16/12/07

    Fazıl Say bombası Empty Geri: Fazıl Say bombası

    Mesaj tarafından kcopzz Perş. 20 Ara. - 19:16

    Cemil İpekçi'ye sert tepki

    Barbaros Şansal :' Neden heteroseksüel bir erkek değil de Cemil İpekçi böyle bir şey söylüyor?'

    17.12.2007 08:03

    Modacı Cemil İpekçi ve Barbaros Şansal, kavgaya tutuştu. Fazıl Say’ın “İslamcılar kazandı. Biz yüzde 30, onlar ise yüzde 70. Başka yere taşınmayı düşünüyorum” sözlerine cevap veren Cemil İpekçi, “Fazıl Say’ın ‘Onlar’ dediği çoğunluk yüzde 70 oy alıyor. Nasıl böyle bir ayırım yaparsın. Bunlar, Türkiye’yi sadece Nişantaşı’ndan ibaret zanneden 40 bin kişilik içinde benim ailemin de bulunduğu Beyaz Türkler. Bunlar belirli bir azınlığın, dinazorların son çığlığı. Kadın olsaydım, sırf protesto olsun diye türban takardım” dedi.

    İpekçi’nin sözlerine cevap veren ‘terzi yamağı’ lakaplı Barbaros Şansal da “Cemil İpekçi’nin kimlere yakın olduğu ortada. Bu ülke sahipsiz değil. Zengin olmak, ihale almak için bu tür davranışlar yapıyorlar. Bu açıklamalar hoşuma gitmiyor. Unutmasın ki yüzde 20’yi yüzde 80 seçer ama o yüzde 20’lik kesim yüzde 80’i yönetir. Kurumlar kalıcı, şahıslar geçici... Neden heteroseksüel bir erkek değil de Cemil İpekçi böyle bir şey söylüyor? Fazıl’a desteğim sonsuz. Bu ülkede Say’ın dediği gibi bir sansür var” diye konuştu.

    Etkinlik, bir propagandaya dönüşünce müdahale ettim

    ANAVATAN Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Piyanist Fazıl Say’a yanıt verdi. Kültür Bakanlığı sırasında ‘Metin Altıok Ağıdı’ adlı oratoryomu sansürlemediğini aksine desteklediğini açıklayan Mumcu, “Etkinlik, özel bir girişimin inisiyatifle fakat devletin imkanlarıyla hayata geçirildi. Sinevizyonla ilgili tutumun etkinliğin sanatsal değil propaganda niteliği öne çıkınca başladı. Rahatsızlık yaratabilme ihtimaline rağmen bakanlığın olanaklarını sundum, CD’yi destekledim” dedi.

    Nurbanu GÜNEY ELBİR / Akşam

    http://www.haberturk.com/haber.asp?id=48020&cat=160&dt=2007/12/17
    avatar
    Sahlanis
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 3
    Kayıt tarihi : 21/12/07

    Fazıl Say bombası Empty Ağzımdan kaçtı

    Mesaj tarafından Sahlanis Ptsi 24 Ara. - 2:05

    Ağzımdan kaçtı
    Türkiye'den ayrılmayı düşündüğünü açıklayan Fazıl Say, serzenişte bulunduğunu söyledi..

    19.12.2007 02:39

    CNNTurk'teki programa telefonla katılan Fazıl Say, Paris'te bir keman sanatçısı ile Alman gazetesine röportaj verdiğini ve sadece müzik konuştuklarını söyledi. "Türkiye'nin yeni konumuyla ilgili kaygılarımızdan bahsettik" diyen Say, serzenişlerini dile getirdiğini ifade ederek şöyle konuştu:

    "Benim ağzımdan çıkmış bir laf yoktur. Kemancı arkadaş sende gel İsviçre'de yaşa diye araya girdi. Malesef ağzımdan böyle serzenişler çıktı."

    DAVA İÇİN NEDEN YOK
    Milli Eğitim Bakanlığı'nın kendisini mahkemeye vermesi için hiçbir sebebin olmadığını savunan Say, "Ben Türkiye'nin iyiliği için müzik dersleri konusunu gündeme getirdim. Bu sembolik bir açıklamadır" dedi.

    Cumhurbaşkanlığının davetiyle ilgili ise Say şunları söyledi: "O gün davet edilseydim Letonya'da konserim vardı. Riga'da çaldım. Zaten katılamayacaktım. O röportaj da yanlış tercümeler var. İnsanın içinden gitmek geliyor demek terk etmek değildir."

    Müfredatta örnek kişi
    Müzik öğretmenlerinin üçte birinin kendi dönemlerinde atandığını söyleyen Bakan Hüseyin Çelik, "Daha önce çok fazla müzik öğretmeni vardı da, biz mi attık?" dedi. Sanatçı Fazıl Say'ın sözleriyle başlayan "müzik öğretmeni sayısının yetersizliği" tartışmalarına cevap veren Çelik, 6 binden fazla müzik öğretmeninin 2140'ının kendi dönemlerinde atamasının yapıldığını belirterek,“Daha önce cok fazla müzik öğretmeni vardı da biz onları işten mi attık? istifaya mı zorladık?" diye konuştu. Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı, ünlü piyanist Fazıl Say'ı ilk ve ortaöğretim ders kitaplarında örnek kişi olarak gösteriyor.

    MURAT PALAVAR - YAKUP BULUT

    http://www.haberturk.com/haber.asp?id=48277&cat=160&dt=2007/12/19

      Forum Saati Paz 19 Mayıs - 12:29