VATAN FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VATAN FORUM

Türkiyemiz ve Dinimiz üzerinde oynanan hain planı gazete kupürleriyle açıklıyoruz


2 posters

    Namaz baskısı gören Alevi kızlar

    avatar
    uruyeneinatyuruyen
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 4
    Kayıt tarihi : 15/12/07

    Namaz baskısı gören Alevi kızlar Empty Namaz baskısı gören Alevi kızlar

    Mesaj tarafından uruyeneinatyuruyen Ptsi 17 Ara. - 13:20

    Namaz baskısı gören Alevi kızlar
    Amasya’da namaz baskısı gören Alevi öğrenciler, kendilerini aramayan Başbakan’a kırgın..

    15 Aralık 2007 09:47
    Namaz baskısı gören Alevi kızlar 133663_2007-12-15
    Türkiye, Amasya’daki dört Alevi kız öğrencinin Amasya Anadolu Kız Meslek Lisesi’nden ve yurttan “dini baskı” nedeniyle ayrılmak zorunda olmasını konuşuyor. Haber iki türlü yansıdı medyaya. Okulda baskı yok, yurtta arkadaş baskısı var. Yurtta değil, okulda öğretmen baskısı var. İkisi de doğru. Ancak iki ayrı öykü birbirine karışınca “yoksa bu bir komplo mu” sorularını da getirdi akıllara.

    Şermin D., Şennur Ç., Hatice D., Gamze D. bu dört öğrenci de Amasya’ya 60 km. uzaklıkta olan 25 haneli köyde yaşıyorlar. Şermin D., Anadolu lisesini kazanıp okulun Anadolu bölümüne kayıt yaptıran öğrenci. Diğer üç öğrenci ise, okulun düz bölümüne kayıt yaptırmış. Üç öğrenci okuldaki din dersi öğretmeni Ahmet A.’dan baskı gördüğü şikayetini dile getirirken, Şermin, kaldığı yurtta öğretmenlerinden değil arkadaşlarından rahatsızlığını dile getiriyor. Çiftçilikle uğraşan, ayda 500 YTL ile sekiz haneli nüfusa bakmak zorunda olan Şermin’in babası Cafer D., “Olayın duyulmasının ardından Cumhurbaşkanının telefonundan daha çok çalıyordur şu fakiranemizin telefonu. Değişen bir şey yok. Ankaradan heyetler geldi, müfettişler geldi. Ama bir çözüm olmadı” diyor.

    BENİ NİYE TELEFONLA ARAMADI

    Şermin ise, “Öğretmenlerim, okul müdürlerim dahi çıkan haberler üzerine, bana güvenmemeye başladılar. Oysa benim olayımla, diğer üç arkadaşımın olayı birbirinden tamamen farklı olmasına rağmen, sanki hepimizin sorunu aynıymış gibi yansıdı. Herkes benim yalan söylediğimi düşünüyor. Sadece yurtta öğrencilerden baskı gördüm” diyor. Şermin oldukça mahçup birisi ve o kadar samimi ki. “Ne olmayı isterdin” diye soruyorum. Şermin’in gözleri doluyor, bir an kararsızlık geçirdikten sonra, “Avukat olmak istiyorum. Adana’da Tevhide’nin durumuna ben de çok üzüldüm. Başbakanımız onu aradı, ama beni aramadı. Neden beni aramadı. Ben de çok üzülmüştüm oysa. İkimiz de aynı yaşlarda sayılırız. Ben de mağdur oldum, Anadolu lisesini kazanmama rağmen şu an düz liseye gidiyorum. Bir de bu mağduriyetimin giderilmesini isterdim. Başka bir Anadolu lisesine benim naklimi aldırıp daha rahat edebileceğim yerde beni okutamaz mıydı. Bunun olmasını o kadar çok isterdim ki...”

    ERDOĞAN BENİM BAŞBAKANIM DEĞİL Mİ

    Şennur bir ara “biliyor musunuz ilk defa sizinle bu kadar rahat konuşabildim. Kendimi anlatabildim. Buraya gelenler sanki sorguya çekiyorlar. Sizin bizi anladığınızı hissediyorum. Siz bizi ziyarete geldiniz ya ben çok mutlu oldum.” “Şennur” diyorum, “Bana söyler misin, ne olmak isterdin, seni ne mutlu ederdi?” Gözlerinin içi parlıyor. “Tevhide vardı o da başka şekilde üzüldü, örtülü olduğu için indirdiler onu. Örtünmeyi kendi istiyorsa o da öyle okusun. Ben onun için de üzüldüm. Ama sonra kendim için daha çok üzüldüm. Çünkü Başbakan onu hemen aradı, beni aramadı. O benim de Başbakanım değil mi. Tamam herkesi arayamaz ama o zaman onu da aramasın. O zaman üzülmeyim. Arıyorsa beni de arasın. Hep arayacak diye bekledim.”

    BİZ ‘ALEVİYİZ’ DİYEMEDİM

    BABA Cafer D; ‘Bu rahatsızlığı yaşayan dört çocuk değil, okul ve yurt kayıtlarında bu sebeplerle mağdur olmuş ve ayrılmak zorunda olan 27 öğrenci var. Neden bu aileler bulunup konuşturulmuyor.’ Ve ekliyor: ‘Yıllardır bu ülkede her inançtan, her görüşten insan bir arada yaşadık, bundan sonra da yaşarız. Bu tatsız olayları neden yaşayalım. Ben kızımı yurda kayıt yaptırırken ‘biz Aleviyiz bu orucu tutmayız’ diyemedim çekindim, ‘guatr var hasta oruç tutmuyor’ diyebildim. Hepimiz ne düşünüyorsak rahatça söyleyebilelim ben bunu isterim. Yoksa Başbakan beni aramamış, kızımı aramamış canı sağolsun.. Buraya gelen milletvekillerini o mu gönderdi bilmiyorum. Ama geldiklerinde bizi dinlemediler, çocukları sorguya çektiler. Böyle olmamalıydı. Bizi dinlemeliydiler.’

    Kapanmanız ve namaz kılmanız lazım

    Cafer D’nin evinin biraz yukarısında oturuyor Şennur Ç. İlk başta medyadan kimseyle görüşmek istemediklerini öğreniyoruz. Aradan biraz zaman geçiyor ve bekledikleri davetini alıyoruz. Şennur da arkadaşı Şermin gibi yanlış anlaşılmaktan mustarip. ‘Ben sadece din dersi öğretmenim Ahmet A.’dan baskı gördüğümü söyledim. Sürekli ‘namaz kılmanız lazım, başını kapatmanız lazım’ gibi sözler söylüyordu. Ve namaz kılmayı öğreten kitapları satmak istiyordu bize.’

    Şimdi sıra sizde Başbakan

    Hatice ve Gamze de ziyaret talebimizi kabul etmedikleri için onları ziyarete gidemedim. Gidip onlarla da konuşmayı, dinlemeyi isterdim. Hangi inanca hangi düşünceye sahip olursa olsun sadece kendi sorunlarıyla değil birbirimizin sorunlarıyla ilgilenen toplumlar olmalıyız. Demem odur ki, Sayın Başbakan bu konuda en çok da size görev düşmekte. Adana Kozan’da başörtüsünden dolayı sahneden indirilen Tehvide’yi aradın, hepimiz mutlu olduk.

    Ümraniye’de ufacık bir çocuğu kırmadın, davetini kabul ettin. İşte budur dedik. Şule Yüksel Şenler’i hastanede ziyarete gittiğimde, Şule ablaya “sizin arayıp aramadığınızı sordum, duyduğunuz anda aramışsınız, beni yanıltmadınız. Siz herkes için Başbakan’dan ziyade çocukların Tayyip amcası oldunuz. Biz bunu da çok sevdik. Şimdi sıra Şermin’de, Şennur’da, Hatice ve Gamze’de... “O bizim de Başbakanımız” diye size sesleniyorlar. Bu aramanız onları hem çok mutlu edecek. Ama yanlarına giderseniz de sizinle paylaşacakları var... Şennur’a da “Bir sorunları hep birlikte aşacağız üzülme kızım” deyin... Şennur Alevi olduğunu çekinmeden söylesin, Tevhide de başını örtsün. Şimdi sıra sizde... Gittiğiniz zaman, Şermin’in evinde ablasının yaptığı çöreklerden de yiyin çayın yanında inanılmaz güzeller... Gittiğiniz zaman haberim olursa ben de sizinle gelmek isterim.

    Bir de Çanakçı ailesi, evinlerine kimliği belirsiz kişiler tarafından geldiğini açıkladı. “Gazetelere konuşmayın artık. Medyadan da davacı olun. Dava açın size yardımcı olalım bu konuda” diyenler kimler. Bununla da bir ilgilenin lütfen...

    Akşam

    Elif Çakır


    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=314966
    avatar
    humanrights
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 4
    Kayıt tarihi : 18/12/07

    Namaz baskısı gören Alevi kızlar Empty "Aleviysen benden çekeceğin var"

    Mesaj tarafından humanrights Salı 18 Ara. - 23:22

    "Aleviysen benden çekeceğin var"
    Alevi öğrenciyi dövdüğü iddia edilen öğretmen açığa alındı...

    08.12.2007 13:01
    İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, İstanbul'da bir lisede Alevi öğrenciyi dövdüğü iddia edilen öğretmen Z.Y hakkındaki soruşturmanın devam ettiğini, soruşturmanın selameti açısından öğretmenin açığa alındığını bildirdi.

    Özer, söz konusu olayın Ramazan ayında meydana geldiğini hatırlatarak, “Kendisi de Amasyalı olan Z.Y, derste 'İçinizde Amasyalı var mı?' diye sormuş. Bunun üzerine öğrenci de 'evet' yanıtını vermiş. Öğretmen 'Alevi misin?” deyince, öğrenci de “evet” demiş. Bunun üzerine öğretmen de 'Benden çekeceğin var' demiş. Öğretmenin niçin bunu yaptığını, niye o sözü söylediğini bilmiyoruz” dedi.

    Z.Y hakkında açılan soruşturmanın devam ettiğini belirten Özer, “Soruşturmanın selameti açısından öğretmen açığa alındı. Eğitimde eşitlik ilkesi vardır. Buna aykırı davrananların karşısında oluruz. Hiç kimse memleketine göre eğitime tabi tutulamaz” diye konuştu.

    Ata Özer, öğretmenin B.K adlı öğrenciyi dövdüğüne ilişkin İl Milli Eğitim Müdürlüğüne aileden bir şikayet gelmediğini bildirdi.

    İSTEYEN ORUÇ TUTAR, İSTEYEN TUTMAZ
    Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, ''İsteyen öğrenci istediği zaman oruç tutabilir, isteyen öğrenci de oruç tutmayabilir. öğretmenler tarafından bu tür ayrımcılığın yapılması asla kabul edilir bir durum değildir'' dedi.

    Dinçer, 2008 yılı eğitim ve yükseköğretim bütçesi ile ilgili sendikanın genel merkezinde düzenlediği basın toplantısı sonrasında, İstanbul'da Alevi bir öğrencinin dövüldüğü iddialarını değerlendirdi. Dinçer, okullarda farklı inanç, kimlik ve kültürlerdeki öğrencilere karşı takınılan tutumların sürekli tartışma konusu olduğunu belirtti. Esenyurt'taki lisede meydana gelen olayın ülkeyi yöneten siyaset tarafından münferit gibi gösterilmek isteneceğini iddia eden Dinçer, ''Farklı inançlara sahip öğrencilere yönelik ayrımcı tutumların giderek yaygınlaştığı bir gerçektir'' dedi.

    İsteyen öğrencilerin istediği zaman oruç tutabileceğini, isteyen öğrencinin de oruç tutmayabileceğini söyleyen Dinçer, öğretmenler tarafından bu tür ayrımcılığın yapılmasının asla kabul edilebilir bir durum olmadığını kaydetti.

    Milli Eğitim Bakanlığını bu konuda ciddi önlemler almaya çağırdıklarını belirten Dinçer, sendika olarak alınabilecek önlemlerle ilgili bakanlıkla görüşmeye hazır olduklarını bildirdi. Dinçer, şunları kaydetti:

    ''Bu tutum ileride çocuklarımızda onarılması güç, giderilmesi zor travmaların yaşanmasına neden olacaktır. Böyle bir dışlanmışlık psikolojisi gençlik çağını yaşayan çocukları sonucu kötü olan yollara itebilir. Bunun için bütün yönetici arkadaşlarımızın karşılarındakinin birer çocuk ve genç olduğunu unutmamaları gerekiyor.''

    A.A.

    http://www.haberturk.com/haber.asp?id=46964&cat=230&dt=2007/12/08
    avatar
    humanrights
    Normal kullanici


    Mesaj Sayısı : 4
    Kayıt tarihi : 18/12/07

    Namaz baskısı gören Alevi kızlar Empty Geri: Namaz baskısı gören Alevi kızlar

    Mesaj tarafından humanrights Salı 18 Ara. - 23:25

    "İçinizde Alevi var mı?" sorusu ayrımcılıktır
    TBMM alt komisyonu, Alevi öğrencinin dövüldüğü iddiasına ilişkin raporunu hazırladı.

    07.12.2007 12:34

    İstanbul'da bir lisede Alevi öğrencinin öğretmen tarafından dövüldüğü iddiasını araştıran TBMM İnsan Haklarını İnceleme alt Komisyonu, raporunu hazırladı. Raporda, ''Öğretmenin Ramazan ayında, sebebi ne olursa olsun oruç tutmayan bir öğrenciye, 'Neden oruç tutmadığını' sorması, din ve vicdan özgürlüğüyle bağdaşmaz'' değerlendirmesinde bulunuldu.

    Komisyon Başkanı Zafer Üskül, Komisyon Başkanvekili, MHP Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici ve CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir ile TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Amasya Kız Meslek Lisesinde yaptıkları incelemenin ardından, İstanbul Esenler'deki Ali Kul Çok Programlı Lisede görevli edebiyat öğretmeni Z.Y'nin, alevi bir öğrenci üzerinde baskı kurduğu yönündeki iddia üzerine İstanbul'a gittiklerini söyledi.

    Öğretmenin, Ramazan ayının sonlarına doğru sınıfta bir şeyler yiyen bir kız öğrenciye, ''Neden yemek yediğini ve oruç tutmadığını, alevi olup olmadığını, sınıfta başka alevi olup olmadığını'' sorduğunun iddia edildiğini kaydeden Üskül, aynı öğretmenin, bir erkek öğrencinin, ''Ben Aleviyim'' demesi üzerine öğrenciye, ''Senin benden çekeceğin var'' diyerek şiddet uyguladığı ve düşük not verdiğinin öne sürüldüğünü ifade etti.

    Zafer Üskül, şiddet uygulanan öğrenci B.K'nin babasının komisyonlarına başvurması üzerine alt komisyon kurduklarını ve İstanbul'a giderek görüşmeler yaptıklarını bildirdi.
    Okul yönetimi, bazı öğrenciler ve öğretmenler, şiddet uygulanan öğrenci ve babası ile görüştüklerini dile getiren Üskül, yaptıkları görüşmeler sırasında ilçe milli eğitim müdürlüğünün de olayı soruşturduğunu öğrendiklerini söyledi.

    -''İDDİALAR İNANDIRICI BULUNDU''-
    Üskül'ün de okuduğu alt Komisyon raporunun sonuç bölümünde, B.K'nin sınıf arkadaşı öğrencilerin beyanlarında da yer aldığı gibi, Öğretmen Z.Y'nin, Ramazan ayında derste bir şeyler yemekte olan bir kız öğrenciyi gördüğünde oruç tutmadığı için ona karıştığı, sonra sınıfa dönerek, ''İçinizde Alevi var mı?'' şeklinde soru sorduğu iddiasının inandırıcı bulunduğu belirtildi.

    ''Kaldı ki öğretmen Z.Y ise aleyhindeki iddiaları çürütmede yetersiz kalmıştır'' denilen raporda, öğretmen Z.Y'nin, sınıfta Alevilik ile ilgili oluşan gerilimin, müfredattan kaynaklandığını bile söylediği vurgulandı.

    Raporda, şöyle denildi:

    ''Öğretmen Z.Y'nin Ramazan ayında, sebebi ne olursa olsun oruç tutmayan bir öğrenciye, 'Neden oruç tutmadığını' sorması, din ve vicdan Özgürlüğüyle bağdaşmaz bir yaklaşım olarak kabul edilmiştir. Öğretmen Z.Y'nin Alevi olduğundan dolayı B.K'nin notlarını düşürdüğü iddiası ise inandırıcı bulunmamıştır. Sınıfın neredeyse tamamının söz konusu dersten sıfır alması ve öğretmenin daha önceki görev yerlerinde de not verirken aynı tutumda olduğu, alt komisyonun bu kanaatini desteklemektedir.

    -''ANAYASA HÜKÜMLERİNE AYKIRI...''-
    Ramazan ayında sınıfta gerçekleşen Alevilik ile ilgili konuşmalardan sonra B.K'nın, öğretmen Z.Y'den en az bir kez dayak yediği anlaşılmıştır. Öğretmenin 'İçinizde Alevi var mı?' şeklindeki sorusunun, din ve vicdan özgürlüğüyle, kimsenin dini inanç ve kanaatlerini açıklamak zorunda olmadığı şeklindeki açık Anayasa hükümlerine aykırılık teşkil ettiği saptanmıştır.''

    ''İçinizde Alevi var mı?' sorusunun, Alevi olsun veya olmasın tüm öğrencilerde rahatsızlık yarattığının görüldüğü ifade edilen raporda, bu durumdan, Alevi olan öğrencilerin daha fazla etkileneceğinin açık olduğuna dikkat çekildi. Söz konusu sorunun, daha sonradan ayrımcı nitelik taşıyan eylemlerle desteklenmese bile ayrımcılık olarak kabul edildiği kaydedildi.

    Raporda, öğretmenin, olayın ardından önce başka bir okulda görevlendirildiği, daha sonra da açığa alındığı ifade edilerek, Öğretmen Z.Y hakkında başlatılan işlemlerin en kısa zamanda sonuçlandırılması gerektiği dile getirildi.

    -''...AÇIK BİR İNSAN HAKLARI İHLALİDİR''-
    Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Üskül, ''Öğretmenin sicilinde daha önce buna benzer bir olay olup olmadığının'' sorulması üzerine, öğretmenin daha önce de öğrencileri dövdüğü ve hakkında iki kez aylıktan kesme cezası verildiğini bildirdi.

    Zafer Üskül, ''İnsanların dini inançlarının sorgulanmaya başlanmasını neye bağlıyorsunuz?'' sorusu üzerine, bütün kamu görevlilerinin görevini en iyi şekilde yapması gerektiğini söyledi. Ancak hiç bir kamu görevlisinin vatandaşlar arasında ayırımcılık yapmaması gerektiğine işaret eden Üskül, ''Bu olay, açık bir insan hakları ihlalidir. Bu tür olaylarla karşılaştığımızda komisyon olarak olayların üzerine gideceğiz'' dedi.

    ''Komisyonumuzun nedenli objektif çalıştığını gördünüz'' diyen Üskül, basından, komisyon çalışmalarının doğru biçimde yansıtılmasını istedi.

    -''BAŞBAKAN BU ÖĞRENCİLERİ DE ARAMALIDIR...''-
    CHP'li Özdemir de Komisyon Başkanı Üskül ve Başkanvekili Ekici'nin toplantı salonundan ayrılmasının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

    Bir öğrencinin Alevi olduğu için şiddete uğramasının önemli bir olay olduğunu ifade eden Özdemir, bazı yöneticilerin vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmaya başladığını iddia etti.

    Sivas'taki bir Alevi köyüne gönderilen imamın kaldığı cemevindeki Atatürk ve Hz. Ali fotoğraflarını indirdiğini öne süren Malik Ecder Özdemir, ''Köydeki 115 kişiden 90'ı, 'İmam istemiyoruz' demesine rağmen, köye imam atanıyor. Ben imamın köyden çekilmesi talebinde bulundum, köylüler de valiye toplu dilekçe verdiler'' dedi.

    Özdemir, komisyona ulaşan olayların dışında, başka baskı olaylarının da olduğunu ifade ederek, ''Okul yöneticilerinin kimden cesaret aldığı sorusunun yanıtlanması gerekiyor'' diye konuştu.

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın, türbanlı olduğu için kürsüden indirilen öğrenciyi telefonla aradığı gibi, Amasya Kız Meslek Lisesi ile İstanbul Ali Kul Çok Programlı Lisede horlanan ve rencide edilen öğrencileri de arayıp özür dilemesi gerektiğini söyledi.

    AA

    http://www.haberturk.com/haber.asp?id=46830&cat=230&dt=2007/12/07

      Similar topics

      -

      Forum Saati Çarş. 8 Mayıs - 1:28